Çalan zille birlikte gözlerimi kocaman açarak karşımdaki tekli koltukta oturan Lisa'ya döndüm. Taehyunglar gelmiş olmalıydı. Bizler okul çıkışı direkt Namjoon'un evine geçmiştik lâkin Taehyung ve Hana işlerinin olduğunu söyleyip bize daha sonra katılacaklarını dile getirmişlerdi. Piç. Bilerek yapıyordu.
"Ben bakarım!"
Jimin güle oynaya kapıyı açmaya gidince Lisa oturduğu koltuktan kalktı ve yanıma oturdu. Sürekli olarak salladığım bacağıma bir elini koyup durdurdu.
"Jennie bir rahat olsana."
"Yugyeom'u başka kızla gördüğün zaman rahat olur musun Lisa?"
Sorduğum soruyla birlikte bana gözlerini devirip koltuğa sindi. Haklıydım ama. Sevdiğim çocuğu başka bir kızla görüyordum. Ve buna her gün şahit oluyordum. Kendisi de sağ olsun gözüme gözüme sokuyordu. Hayır yani, ben de mi onu kıskandırmalıydım? Bunu mu istiyordu?
Namjoon ve Seokjin gülüşerek mutfaktan getirdikleri atıştırmalıkları geniş salondaki sehpaya diziyorlardı. Namjoon'un ailesi iş yemeğindeydi, bu yüzden bugün rahattık. Jungkook sevgilisi Rose ile otururken Jisoo da Namjoon'a yardım etmek için ayağa kalkmıştı. Onları izledikçe istemsizce gülüyordum. Çünkü ikisi de birbirini kesip bıyık altı gülümseme sunuyorlardı. Birbirlerinden hoşlandıkları o kadar belliydi ki Jimin bile anlamıştı dönen olayları. Acaba her şey açığa çıkmadan önce biz de mi böyle görünüyorduk dışarıdan? Üç sene boyunca bizi de mi böyle izlemişlerdi?
"Selam." dedi Hana Taehyung'un kolunun altındayken salona otuz iki diş gülümseyerek giriş yaparken. Birkaç kişi ona karşılık vererek mırıltı çıkardı. Ben ise "Geldi kaşmer." demiştim sadece kendimin duyabileceği bir şekilde. Taehyung salona girdiği an gözleri içerde birini arıyormuşçasına dolaşmıştı. Beni bulunca başını hafif yukarı kaldırdı ve dudağının sadece bir ucunu kıvırdı.
Piç Kim Taehyung.
Yakışıklı, piç Kim Taehyung.
"Nerede kaldınız be oğlum? Bir saattir Hoseok ile pes atıyoruz ve o bir saattir yeniliyor. Seni özledim ben."
Yoongi koltuktan söylene söylene kalktı ve Taehyung'un karşısında durup birlikte klasik erkek selamlaşması yaptılar. Ellerini birbirleriyle çarptıktan sonra omuzlarını tokuşturmuşlardı.
"Ben senin ifadeni alırım şimdi. Geliyorum iki dakikaya." dedi Taehyung üzerindeki siyah deri ceketi koltuğa fırlatıp koridora çıkarken. Ellerini yıkmaya gitmişti sanırım. Hana da onu takip edince aklıma gelenlerle Lisa'ya döndüm anında.
"Lan lan lan. Banyo küçük. Ya bunlar yakınlaşırsa?"
Konuşmamdan sonra Lisa büyük sayılabilecek bir kahkaha atmıştı. Diğerlerinin gözleri bizi bulmuştu ancak onları umursayıp Lisa'ya bakmaya devam ettim.
"Yakınlaşırlar tabii. Okulun bahçesinde görmedin mi neler yaptıklarını? Kim bilir banyoda neler olur? Git çabuk aralarına gir. Çişim var falan de."
Ayağa kalktım. "Çok haklısın."
Derin bir nefes alıp yürümeye başladım. Lisa hâlâ arkamdan gülüyordu. Banyoya ilerlerken mutfağın önünden geçmiştim. Doğal olarak Namjoon ve Jisoo'nun flörtleşerek ellerindeki tabakları kimin içeri götürecekleri konusundaki tartışmalarını da duymuştum. Jisoo "Ben götürürüm." derken Namjoon araya girip "Hayır ağır bunlar. Ben taşırım." diyordu. Gözlerimi devirdim. Ev evlikten çıkmıştı. Zaten cıvık cıvık ilişkilerden nefret eden bir kızdım bir de etrafımda iki tane flörtleşen çift görünce böyle oluyordum. Pardon, üç. Taehyungları da saymalıydım değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Lie, taennie
Fiksi Penggemarkimtaehyung: Sen kimsin gerçekten? winterbear: Senin sadece çok yakın arkadaşın olarak gördüğün kişi. (Gönderilmedi.) winterbear: Jennie. (Gönderilmedi.) Yarı texting.