31

8.8K 623 834
                                    

Selamm^^ Uzun zaman oldu... Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Değilseniz de iyi olun. Üç günlük dünya sonuçta. Bu kitaba bıraktığınız satır içi yorumları okumayı çoook özledim. Bu yüzden bol bol yorum yapın.

Veee, yeni bir Taehyung ficine başladım. Göz atabilirsiniz. Seviliyorsunuz...


Sabahın ilk ışıkları penceremden yüzüme süzülürken gözlerimi araladım. Uzun zaman sonra kurduğum alarm çalmadan uyanmıştım. Bu sanırım mutluluktandı. Uyanır uyanmaz yüzümde oluşan gülümsemeyle önce dışarı baktım. Yağmur kesilmişti. Ardından yanımda hâlâ uyuyan bedene döndüm. Bir kolu karnımın üzerindeydi. Başı, boynuma gömülmüştü ve tatlı bir şekilde uyuyordu. Onu uyandırmak istemedim. Hem zaten alarma da daha var gibi duruyordu. Bu yüzden sessiz kalarak nefes alışverişlerini dinledim. Yavaştı. Bu sessizlikte kalbinin sesini duymaya devam ediyorken bir zaman sonra onunla aynı anda nefes alıp vermeye çabaladım. Aslında bunu sevmezdim ama kim yanıma yatsa onunla aynı anda nefes alıp vermeye çalışırdım.

Başımı hafif yana çevirip burnumu saçlarına gömdüm. Çok güzel kokuyordu. Mentol kokusu her tarafımı sarmışken gülümsemem genişledi. Resmen onunla birlikte uyumuştum. Resmen dün beni öpmüştü. Resmen dün öpüşmüştük.

Düşünmenin getirdiği utanma ile biraz kıpırdadım. Bu Taehyung'u rahatsız etmiş olacak ki uykusunda huysuz huysuz mırıldandı.

Birkaç dakika geçti. Gece kurduğum alarm sabah saatlerinde insana aşırı gürültülü geldiğinden Taehyung'u kendim uyandırmaya karar vermiştim. Kolunu karnımdan çekmeye çalıştım. İlk denemem başarısız oldu. İkinciyi denemeye çalışırken kulaklarımı dolduran ses ile gözlerimi kocaman açmak zorunda kaldım.

"Jennie!"

Bu annemin sesiydi. Ve kesinlikle şu an odaya geliyordu. Merdivenlerden gelen sinirli ayak seslerini duyabiliyordum.

Güç uygulayarak Taehyung'un kolunu tekrar itmeye çalıştım. "Ya sen çelimsiz bir şey gibi duruyorsun. Bu kolunun ağırlığı ne? Öküz."

Hâlâ kıpırdamadı yerinden. Hatta beyefendi "Ya dur biraz daha uyuyalım." diye boğuk sesiyle mırıldanıp daha çok sokulmuştu bana.

"Taehyung annem geliyor Taehyung! Kalk çabuk yatağımdan."

O anda anında geri çekilip doğruldu. Yine mi numara yapıyordu bu? "Ne?! Annen mi?!"

"Evet aptal. Git saklan. Bir şey yap."

Taehyung önce sağa döndü. Gideceği sırada vazgeçip sola döndü. Ne yapacağını şaşırmış bir şekilde bir oraya bir buraya bakıyordu. "Lan nereye saklanacağım?"

Dağılmış saçları alnını kaplamışken cevap verdim ona. "Bilmiyorum."

Derince bir nefes verdi. Elini ensesine atıp yüzünü buruşturarak başını kaşıdı. Çok geçmeden ise odamın kapısı açılmıştı.

Taehyung'u bir hışımla anında itip yere düşmesini sağladım. O acıyla orada kıvranırken yatakta doğruldum ve kapının önünde bize anlamsız bakışlar atan anneme gülümsedim. "Günaydın annecim."

"Günaydın çocuklar."dedi kaşlarını çatıp bir bana bir de Taehyung'a bakarken. "Sen burada mı kaldın Taehyung?"

Hemen araya girdim. "Benim yatağımda yatmadı anne. Gerçekten. Birlikte uyumadık."

"Jennie ne diyorsun sen canım arkadaşım?" Taehyung'a döndüm. Yüzünü bana çevirmiş yalandan gülüyordu. Kaşları ise ne yapıyorsun sen dercesine sürekli oynuyordu. "Annen birlikte mi yattınız diye sormadı ki. Bana burada mı kaldın diye sordu." Anneme döndü. "Değil mi?" Şirince gülümsüyordu.

The Lie, taennie Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin