Mr.Efkan↝Yarı Texting [Tamamlandı]

❄▪Mr.Efkan|31

"N-ne yaptın?" dedi alnını alnıma yaslayıp, dudaklarını ayırırken. Nefes nefeseydik.
"Gitmeliyim." dedim ve bir adım geri atmak için geri çekileceğim sırada elimden tuttu.
"Gitme." dedi titrek sesiyle.
"Senin için." dedim ve hızlı davranıp, ondan elimi kurtarıp hızla evime girdim ve kapıyı kapattım. Hazırlanmam uzun sürmedi, yaklaşık 10 dakikamız vardı ve Demir'e babasının almış olduğu spor arabayla rahatça oraya yetişebilirdik. Saçım sıkı bir at kuyruğuydu. Elbisem fazla iddialı olduğu için üzerime elbisemi örtecek bir kaban aldım. Ayağıma girdiğim iddialı kırmızı stiletto, rujum ile aynı renkteydi. Saçlarım gözlerimi çekmişti ve gözümde sadece bir eyeliner vardı. Evden çıkıp, kapıyı kapattığımda, çanta alma gereksinimi duymamıştım, elimde sadece telefonum vardı.

Topuklarım apartmanda yankılanarak karşı kapıya 2 adımda gittim ve derin bir nefes alarak kapıyı çaldım. Kapıyı Okyanus açacak diye içimde bir korku vardı ve tahmin ettiğim oldu. Okyanus elinde viski şişesiyle kapıyı açtı. Ayakta durmakta zorluk çektiğini kapıya dayandığı için anladım.

"Alinda" dedi geveleyerek konuşurken. Bir an kapıya dayanmayı bıraktığı sırada yalpaladı ve ben aniden düşmesin diye koltuk altına hızlıca girdim.

"Dikkat et." dedim ve kolunu omzuma attırdım, öylece durarak içeri bağırmak için ağzımı açtığımda "şşt, bir anlık denge kaybı." dedi ve elini omzumdan çekti.

Cidden bir anlık denge kaybı mıydı?
"Geç içeri." dedi az öncekine kıyasla daha net bir sesle.

"Yürüyebilecek misin?" dedim ve ona döndüm.

"Sen beni zayıf mı görüyorsun?" dedi meydan okurcasına. Sorusunu cevapsız bırakıp, tam salona geçmek için bir iki adım attığımda sağ odadan Demir elinde bira şişesiyle çıktı.

Onu istemsizce süzdüm, kolları dirseklerinin 2 cm altına kadar kıvrılmıştı, bileğinde demir bir çivi tarzında bileklik vardı, çivinin başı ve sonu elinin üzerinde birleşmiyordu ve bir açıklık bırakıyordu.

"Kutudan çıktı." dedi beni fark etmiş olacak ki.

Okyanus yanımdan geçip salona girdiğinde, Demir yanıma geldi.

"Elbiseni göster." dedi, inkar edemedim ve üzerime aldığım kabanın düğmelerini hızlıca açtım. Kabanı iki yana açtığımda Demir'in kaşları ilk havalandı, sonra çatıldı.

"Bu ne amınakoyayım?!"
"Kutudan bu çıktı." diye kendimi savundum.

"Nasıl oturmayı düşünüyorsun bunla!"

"Geç kalıyoruz." dedim kısık sesle. Elindeki birasını kafasına dikip, dudakları kenarından akan damlaları elinin tersiyle sildi.

"Yürü." dedi, dediğini yaptım ve kapı önünde onu beklemeyerek aşağı indim. Her zaman garajda olan araba bu sefer apartmanın önündeydi.

Uzaktan kapıları açtığında, ön koltuğa bindim ve sürücü koltuğuna onun binmesini bekledim.

Kapıyı açıp o da bindiğinde, ıslak saçları duştan yeni çıktığını belli ediyordu ama bu havası daha çok hoşuma gitmişti.

Arabayı çalıştırıp, tek kelime etmeden ustalıkla arabayı apartman bahçesinden çıkardı.

"Yanından ayrılmayacağım." dedim ellerimle oynarken.

"Ayrılırsan sikerim seni zaten."

"Kutudan çıkan elbise buydu." dedim.

Sonrasında mekana gelene kadar kimse hiçbir şey demedi. Arabadan indik, Demir de barın önüne arabayı park edip indiğinde, daha 2 dakikamız olduğunu fark ettim.

"Kabanını ilikle." dedi yanıma gelip dururken. Dediğini yaptım ve kabanı ilikledim.

İşim bittiğinde Demir ellerimizi kenetlerken badigardları geçip içeri girdik.

Aynı yolları hızlıca geçip mekana geldiğimizde, Demir şifreyi girdi ve kapıyı açtı.

Içeri girdiğimizde arkamızdan da 2 kişi mekana girdi.

"Asu?" dedi Demir çatık kaşlarıyla.
"Bilmeliydim." kendine kızıyordu.

"Bu fasılları geçelim." dedi ve Demir'in yatağın yanındaki sandalyeye oturdu ve bize de yatağı gösterdi.

"Planım işlemedi, Özgür benim anonim olmadığımı anladı." dedi ve üzerinde oturduğu tekerlekli sandalyeyi bir iki adım geri itti.

"Özgür'ü buraya çağırdım. Ve gelelim size." dedi ve içtenlikten uzak bir tebessüm dudaklarına yerleşti.

"Kendinden Özgür'ü soğutacaksın! Hatta bunun için size bir haftasonu tatili ayarladım." Dediğinde yanındaki adam iki bileti de bize uzattı.

"Paris, aşıklar şehri. Asıl önemli konu, siz 1 ay boyunca sevgili gibi davranacaksınız."

"Dalga mı geçiyorsun sen!" dedim aniden.

"Gayet ciddiyim." dedi.

"Eğer anonimi olduğunu söylemeye kalkışırsan," dedi ve ayağa kalkıp bana doğru bir adım attı.

"Onu kaybedersin."

"Ne demek bu!" diye karşı çıktı Demir.

"Özgür'ün hayal kırıklığını ben yaratırım. Eğer o senin olmandan mutlu olursa, ben sana karşı öfkesini kontrol edebilirim ama inan bunu her ikimiz de istemeyiz."

Alinda'nın elbisesi🖤

Ve Demirr🖤 sadece şu gümüş takı farklı ama olsunn🖤