"Bilmem gereken bir şey mi var?" dedim ayrılırken.
"Aynı soruyu ben sana soracaktım ama eğer benden bir cevap bekliyorsan..." dedi ve durdu.
"Eğer bilmeni istediğim bir şey olsaydı, bilirdin. Şahsen, eğer bilmiyorsan, istemiyorumdur."
Derin bir nefes aldım. Cevap verme sırası bendeydi ve ben, Okyanus'un beni Demir'den uzak durmam gerektiğini söylemesine rağmen, akşam Demir ile olacaktım.
"Evet." dedi beni düşüncelerimden çıkarırken.
"Bilmem gereken ne var?"
"Bir şey var." dedim çekinerek.
"Dinliyorum güzelim."
"Akşam Demir ile dışarı çıkacağız." dedim hızlıca.
Cümlemin hemen arkasından kesik kesik iki kahkaha attı ve bu, onun kızgınlık belirtisiydi.
"Demir ile, akşam."
Başımı olumlu anlamda aşağı yukarı salladım.
"Arkadaşım. Se-" lafımı sinirle çıkan birkaç kelimeyle kesti.
"Sen onu öyle görüyor olman, onun da seni aynı gördüğü anlamına gelmez!"
Söylediği cümle karşısında kaşlarım çatıldı.
"Ne demek oluyor bu?"
"Bu gece kendisi söylesin sana." diyip, geniş alandan çıkmıştı ki, birden durdu ve bir şey daha ekledi.
"Okul çıkışı işini yarın yapalım." ve gitti.
Neye uğradığımı anlayamamıştım?
Neye kızmıştı? Demir ile gece çıkmama mı yoksa bana mı?Moralim alt üst olmuştu. Kafam çok karışıktı. Neden Demir'den uzak durmam gerekiyordu?
Demir, Okyanus'u kazanmama yardım etmişti.
"Zil çaldı, neden hâlâ burdasın bakalım küçük kız?" Birden kendimi dikleştirip, sesin geldiği yere baktım.
"Kafam çok karışık Demir." dedim yine duvara dayanarak.
"İyi bir dinleyici olduğumu söylerler."
"Ama dersin?" dedim o karşıma geldiğinde.
"Yaklaşık 1 ay sonra sınavım var sen hâlâ konu anlatımı mı soruyorsun?"
"Doğru." dedim alnıma vururken.
"Gel kamelyaya oturalım." Demir'in teklifini onayladım ve Demir'i kamelyaya kadar takip ettim.
Ben ilk önce kamelyaya otururken, Demir de karşıma oturdu.
"Anlat bakalım."
"Nerden başlamalıyım bilmiyorum." dedim masaya ellerimi koyarken.
"Hiç aşık oldun mu?" Sorumun üzerine biraz düşündü.
"Doğru soru şu olacaktı, aşk nedir?" Demir'in beni düzeltmesi doğruydu.
"İnsan, bilmediği bir kavramı, hislerine nasıl kondursun?"
dedi ve durdu. Bana doğru eğildi ve, "Aşk nedir ve nerdedir?" diye sordu.
Bu sorusu üzerine biraz düşündüm."Demir." dedim i'yi uzatarak. Bu feryat edişimdi.
"Aşk, yenilgidir. Tekrar tekrar başa saran."
Bu lafının üzerine Okyanus'u düşündüm.
"Aşk, kalpte değil beyindedir." dedi şakaklarını göstererek.
"Hissedersin ve bedenin adranelin üretmeye başladığında, kalbin bedenine ayak uydurmak için biraz daha fazla çalışır."
"Okyanus." dedim ellerimle oynayarak.
"Onu seviyorum. Ama anlayamıyorum."
Hâlâ ellerime bakıyordum."Onu çözdüm sanmıştım. Her şeyini biliyorum sanmıştım. Şimdi ise hiçbir şey bilmediğimi fark ediyorum."
"Bir de." dedim bu sefer ona bakarak.
"Efendim?" dedi dinlediğini belli ederek.
Söyleyeceğim şeyden vazgeçip, "hiç." dedim.
"Okyanus'u bana anlatır mısın?" diye ekledim.
"Sinirlenince ne yapar?"
"Sabırlıdır, bunun yüzünden evde pek sinirlendiğini görmedim.
Her ay bazı günlerde kaybolur.""Ne demek kaybolur?" dedim.
"Bilmiyorum." dedi ben ona bakarken.
"Öyle bakma, sen güçlü birisin." dedi elimi tutarken.
"Kusursuzsun. Okyanus'un kusurun olmasına izin verme."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mr.Efkan↝Yarı Texting [Tamamlandı]
ChickLit"Onunla çıkman da mı benim için!" Ses tonu kırık ve gürdü. Kıpkırmızı olan gözlerinden gözlerimi çekmeden elimi yavaşça yanağına koydum ve okşadım. "Kalbimde sadece sen varsın." dedim gözlerimin dolmasına engel olamayarak. "Ben senin sevgini de şef...