Josh Levington: Yarın akşam bende kış partimsi bir şey var ve birkaç arkadaş da çağırıyorum
Josh Levington: Yarın görüşürüz
Gözlerimi devirdim. Josh onun istediği bir şeyi kesinlikle yapmam gerektiğinde rica etmekten yoksun kaba bir adama dönüyordu. Beni tanıdığı için inat edip gelmemezlik etmiyordum, gittiğimiz yerlerde de deli gibi eğleniyordum. Bu yüzden beni çağrıyorsa gerçekten seveceğim bir etkinliğe çağrıyor demekti.
Şu an bu mesajlardaki en önemli kelimeler 'birkaç arkadaş' idi. Buraya kimler dahil oluyordu, bir şekilde öğrenmem gerekiyordu. Sadece hastanedeki insanları çağırsa 'birkaç arkadaş' yerine 'bizim ekip' gibi tamlamalar kullanacağını düşünüyordum. Yakın arkadaşlarını çağıracaktı.
Josh'ın kış partileri iki şekilde olurdu. Biri barbekülü ve dışarıda, diğeri evin içinde ve hafif müzikli. Kar yerleri doldurduğunda bahçesindeki kurulu barbeküsünde biftek pişirirdi. Soslu kızarmış ekmek arasına eti koyup şarapla partideki insanlara sunardı. Herkes ayakta, montları, atkıları ve bereleriyle şarap içer, biftekli ekmek yerdi. Bu barbekü partisi diğer partiye göre saha yakınlarıyla olurdu.
İkinci parti daha formaldi. Çok iyi anlaşmadığı fakat evde kalabalık oluştursun diye çağırılan insanlar olurdu. Kendine tanıdığın insanlardan oluşan bir grup seçer onlarla gecenin sonuna kadar vakit geçirirdin. Arkada aryalardan, konçertolardan özenle seçilmişleri çalar elit bir ortam oluştururdu. Barbekü partisine Colombia montuyla gidilebilecekken ikinci partiye elbise ve kabanla gitmeliydiniz. Kısaca fark buydu.
Yerler karla dolu olmasınra rağmen barbekü partisini seçmediği için Josh'a kızgın olmam gerekiyordu fakat değildim. Hastaneden çıktıktan sonra güzel giyinip makyaj yapmak benim için kabus olurdu ve ilk defa kabus değildi. Sebebini de biliyordum. Partiye gelmesi olası olan bir kişiye güzel gözükmek istiyordum. Daha doğru söylemek gerekirse kendimi güzel görmem gerekiyordu o gece. Öyle de olacaktı.
Ayrıca, bunun sadece Harry ile ilgisi de yoktu. Çok güzel kadife bir etek almıştım ve giymek için sabırsızlanıyordum.
:Kaçta?
Josh Levington: Sekizde başlıyor ama sen altıda burada ol
:Emredersin ekselansları
:Nedenmiş o?
Josh Levington: Harry de erken gelecek üçümüz sohbet edelim istiyorum
Yüzümde istemsizce kocaman bir gülümseme belirdi. Yattığım koltuğumda ayaklarımı kaldırıp onlarla havayı tekmeledim. Uzun zaman sonra ilk defa bu kadar heyecan ve neşe doluydum. Kalkıp eğlenceli müzikler açıp dans etmek istiyordum. İçim kıpır kıpırdı.
:Bakarız
Mutluluk banyosuna girdiğim ve çok hevesli olduğum için böyle bir cevap vermiştim. Tekrar okuyunca kendi kendime güldüm. Ne halde olduğumu anlamasın diye yolladığım mesaj tam tersi şu an ne yaptığımı ortaya koyuyordu.
Josh Levington: :)))
"Umrumda değil ki." diye söylendim sırıtırken. Beni güldürmüştü.
Önümde iki yol vardı. Yarınki partide Harry'ye olan hislerim güçlenecek, etkilenmekten çıkıp hoşlantıya girecekti veya bunların hiçbiri yaşanmayacaktı. Ayrı dünyaların insanı olduğumuzu anlayıp ona karşı hissettiğim tüm bu etkiyi kaybedecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
circle | styles
FanfictionBu hikaye, birbirlerini geç bulup sonsuza kadar sevebilecek iki insanın hikayesi.