fifth circle

614 62 84
                                    

1 hafta sonra

Elimde tuttuğum Kardiyak MR sonuçlarına bakarken sinirlendim. Hastanın dosyasında ameliyat olmamak için stant taktığı yazıyordu ve ejeksiyon fraksiyonu yarıya düşmüştü. Sinirlerim oynamıştı. Ameliyat istenildiğinde yaşı kırktı ve hiçbir sağlık sorunu gözükmüyordu.

"Neden ameliyat olmadınız?" diye sordum dayanamayıp hiddetle. Tıka basa dolu Acil'de oturacak yer bulamayan sevgilisi, yatağın yanında ayakta durmuş elini sıkıyordu. Bu yükselişimle bana sert bir bakış atmaya çalışsa da yüzündeki botokslar yüzünden mimik oynatamayanlardan biri gibi duruyordu.

"Avrupa gezim vardı."

Gözlerimi devirmemek için kendimi sıktım ve yanımdaki iki asistan doktordan Ashley'e döndüm.

"Rutin kan tetkiklerini yap, BNP'den KY düzeyine bak, göğüs röntgeni de gerek. Ekokardiyografi ve EF'yi tekrar istiyorum."

Ashley başını sallayıp koşarak yanımızdan uzaklaştı. Diğer asistan doktor olan Michael ile başka hastaların bilgileri için danışmaya doğru ilerliyorduk.

"Avrupa gezisi varmış! Öyle bir söylüyor ki adam sanki o geziye çıkmasa dünya çökecek, öylesine önemli."

Sinirle konuştuğumda Michael halime güldü. Bir haftadır Acil'de ikimizin de canı çıktığı için bu tarz serzenişler artık birbirimize komik gelmeye başlamıştı.

"Peki sevgilisi? Kadının dudakları ağzını beş metre açsa bile dişlerini kaplar."

Acil'de veya hastanede kahkaha atmamaya özen göstermeniz gerekirdi. Bu yüzden böylesine bir görüşe sadece sırıtmakla yetindim, çok zordu bu. Sonra aklıma adamın dosyasını ameliyat için kurula sunacağım geldi. Tekrar sinirlendim.

"Hayatlarını böyle çöpe atmaları..." Gözlerim yataklarda yatan hastalarda gezinirken Harry'yi görmemle istemsizce durdum. Sol kolunda serum vardı, sağ kolunu ise alnına koymuş tepesindeki ışığın gözlerine gelmesini engelliyordu.

O kadar yorgun duruyordu ki aynı ortamda bulunduğumuz an birbirini mıktanıs gibi çeken gözlerimiz buluşamamıştı. Dudağım, boğazım kurunuşken başımdan kaynar sular akıyordu.

"Michael sen devam et." Diye aceleyle konuşup Harry'ye doğru koştum. Gözleri şimdi kapalıydı, yüzünü buruşturmuştu. Yanına yaklaşıp üzerine eğildiğimde ışığın kesildiğini fark etti ve sağ kolunu alnından yavaşça kaldırdı.

Dudakları beni görmesiyle gülümserken dayanamayıp ben de ona gülümsedim. Elim ateşini ölçüp alnına terden yapışmış, topuz yaptığı saçlarından kalan kısa saçları geriye ittirmek için alnına gitti. Saçlarını yavaş yavaş geriye atarken yatağının kenarına oturdum.

Bir haftanın üzerine onu böyle görmek yüreğimi yerle bir ediyordu.

"Gıda zehirlenmesi?" Konuşmadan beni onayladı. Ateşi vardı, yüzü çok solgundu ve birçok kez kustuğunu anlayabiliyordum.

Ellerimi saçından çekmem gerekiyordu, geçmiş olsun dileyip tekrar uğrayacağımı söylemeliydim. Acil durulduğunda yanına gelip onunla olmalıydım fakat kalkamıyordum işte. Onu o kadar özlemiştim ki.

"Seni özledim, Rex." Gözleri kapalıydı. Gülümsedim ve hiç beklemediğim anda gözümden düşen gözyaşını hızlıca sildim. Saçlarındaki elimi yavaşça çekmeye başladığımda ise gıda zehirlenmesi yaşayan birinde bulunmayacak hızla elini elimin üzerine koydu. Hâlâ saçlarıyla oynamamı istiyordu.

"Ben de seni özledim."

Gamzeleri ve dişleri tüm güzelliğiyle Acil'in hasta havasını emdi ve içime güneş doğdurdu.

circle | stylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin