O'ndan Sonra (Tamamlandı)

Bölüm 28

Doğum günüme tam bir hafta iki gün kalmıştı. Ben her ne kadar çok şatafatlı bir parti istemesemde İdil parti işini ona bırakmam gerektiğini savunuyordu ve İdil demek gösteriş, ışıltı demekti. Sabah herzaman ki uykusuzluğumla uyandım. Dün gece hiç uyuyamamıştım Deniz'den uzak kalma fikri bana hiç iyi gelmemişti. Onu seviyordum. Onun umursamaz tavırlarını, korumacı tavrını, mavi gözlerini, sadece bir kez gördüğüm gülüşünü bile seviyordum. Artık bunu kabullenmiştim. Sonuçta sevmek kötü bir şey değildi. Sadece bunu kimseye, Ona söyleyememek beni fazla rahatsız ediyordu.

Her zaman ki gibi okul formamı giydim, hafif bir şekilde pudramı sürdüm. Ayaklarıma hunterlarımı geçirdim ve servisin gelmesini bekledim. Okula vardığımda dersin başlamasına beş dakika vardı. Hemen sırama geçtim, o kafasını eğmiş kağıda bir şeyler karalıyordu. Kendisini o kadar kaptırmıştı ki benim geldiğimi fark etmemiş bile olabilirdi. Gerçi fark etsede bir şey değişmiyordu ama... Bütün gün aynı monotonlukta geçmişti. Eve dödüğümde bazı derslerimin konu tekrarlarını yaptım. Derslerimi bu aralar fazla boşlamıştım.

BİR HAFTA İKİ GÜN SONRA

Bugün doğum günümdü ve ben fazla heyecanlıydım. Şanslıyım ki bugün cumartesiydi. Merdivenlerden aşşağıya indiğimde karşımda mükemmel bir kahvaltı sofrası vardı. Mutfağa gittim benim için bu kadar uğraşmalarına gerek yoktu. Abim ve babam komik bir şekilde omlet yapmaya çalışıyorlardı.

"Günaydın." dedim. Abim;

"Günaydın doğum günü çocuğu." dedi ve yanağıma sulu bir öpücük bıraktı. Babam da aynı şekilde. Beraber kahvaltı masasına geçtik ve harika bir kahvaltı yaptık. Hızlı birşekilde masayı topladıktan sonra salona geçtik. Telefonumda gelen mesajlara bakarken annem aradı. Doğum günümü kutladı ve beni çok sevdiğini söyledi. Keşke yanımda olabilseydi. Neyse bunları düşünüp moralimi bozmıyıcaktım. Babam elinde küçük bir paketle yanıma geldi. Yeni bir telefon.. Çok güzeldi zaten yeni bir telefona ihtiyacım vardı. Ben telefona bakarken abimde yüzüme bir tane poşet fırlattı. Canım yanmamıştı fakat babam abime cidden çok kötü bir şekilde bakıyordu. En sonunda yanıma geldi ve bana sıkıca sarıldı. Onu özlemiştim. Paketi açtığımda içinden yeni telefonuma uygun bir telefon kabı çıktı. Kaba ikimizin çocukluk fotoğrafını bastırmıştı. Çok beğenmiştim ve ona sıkıca sarıldım. İstemsizce gözümden bir damla yaş aktı.

Telefonum çaldı İdil arıyordu. Yarım saate bizim evde olucağını ve kuaföre gidiceğimizi söyledi ve kapadı. İdil benden daha heyecanlıydı. Kapı çaldığında koşara kapıyı açtım. Boyum kadar bir paket ve araksında İdil ve Anıl. Anıl hiç zorlanmadan paketi salona taşıdı ve bana sıkıca sarıldı ardından İdil'de bize katıldı ve neredeyse bir dakika süren bir kucaklaşma yaşadık. İdil üzerinde kot pantolon ve siyah kazak vardı aynı şekilde Anılın da. Bazen onların sözleşerek giyindiklerini düşünüyordum. Bana uzattıkları büyük paketi açtım. İçinden neredeyse benim boyumda bem beyaz bir ayı çıktı. Çok tatlıydı. Onlara teşekkür ettim, beni gerçekten çok iyi tanıyorlardı.

Hemen üzerimi giyindim. Anıl bizi kuaföre bırakıcaktı. Arabadayken neredeyse yirmi kez telefonla konuşmuşumdur. Doğum günümü kutladılar ve akşam partiye geleceklerini söylediler.

"Kızlar geldik akşam partide görüşürüz."

"Görüşürüz."

Acaba Deniz partiye gelir mi?

"İdil herkesi davet ettin mi?"

"Evet."

"Herkesi mi?"

"Denize'de söyledim Damla." Bazen beni bu kadar iyi tanıyan arkadaşlarım olmasını istemiyordum. Mahcup bir tavırla başımı aşşağıya eğdim. Neyse ki bu konu üzerinde çok fazla durmadı. Andaç'ın da partiye geleceğini ve çok güzel olması gerektiğini söyledi.

Deniz'in ağzından;

Bu akşam Damla'nın doğum günü partisi vardı. Sarışın arkadaşı haber vermişti ve gelmem gerektiğini söylemişti. Damla'nın çok mutlu olucağını da. Gidip gitmemeye daha karar bile vermemiştim. Hediye almalı mıydım? Tamam kabul fazla düşünüyordum çünkü Damla bana farklı davranıyordu. Fakat bu son günlerde hiç olmadığı kadar soğuktu. Nedense her şeyime karışan Damlayı özlemiştim. Elimdeki kalemle oynarken Damlaya nasıl bir süpriz yapıcağımı buldum. Partiye gidicektim ve benimle kesinlikle konuşmak zorunda kalıcaktı.