Herkes çok yorulmuştu. Damla'nın hala uyanmamış olmasının da ağırlığı vardı. Doktorlar ona verilen ilacı azalttıklarını ve bugün uyanma olasılığının yüksek olduğunu söylediler. Beyninin bazı bölümlerinde hasarın oluşup oluşmadığını uyanınca anlayacaklarını söylediler.
Herkes yine aynı sessizlikte otururken ben Anıl'a bakmaya gittim. Durumu iyiydi. Odasına girdiğimde Anıl'ın ailesi oturuyordu. Onlara gülümsedim ve onlarda bana gülümsedi. Üzüntüleri yüzlerinin her halinden belli oluyordu.
"Sizi yalnız bırakalım." dedi annesi.
"Anıl?" dedim.
"İdil?"
"Nasıl hissediyorsun?" dedim. Kafasını önüne eğdi ve parmaklarıyla oynamaya başladı.
"Suçlu." dedi. Böyle olabiliceğini tahmin etmiştim.
"Kendini suçlu hissetmeni gerektirecek bir sebep yok." dedim onu teselli etmek istercesine.
"Kazayı ben yaptım İdil beni teselli etmene gerek yok." Başımı önüne eğdim ne dersem diyim faydası olmıyıcaktı. Kimse onu suçlu görmüyordu ama o inanmak istemiyordu. "Durumu nasıl?" dedi.
"İyi bugün uyandırıcaklar. İlaçları azaltmışlar." dedim.
"Ona ve ailesine çok büyük bir özür borçluyum."
"Evet ama unutma ne olursa olsun yanındayız. Kimse seni suçlu olarak görmüyor Anıl."
"Öyle görmemeleri öyle olmadığım anlamına gelmez. Sadece ona bir şey olursa, (kalbini göstererek) burası bu yükü kaldıramaz." dedi.
Evet arkadaşlar bu bölüm kısa oldu. Finale yaklaşıyoruz. Lütfen yorumlarınızı ve beğenilerinizi eksik etmeyin. Teşekkürler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O'ndan Sonra (Tamamlandı)
Genç KurguHiç birşeyi umursamayan bir genç ve en ufak şeylerle bile mutlu olabilen bir kızın hikayesi... Günün birinde, hikayenin sonunda şeytan meleğe aşık olur fakat her son yeni bir başlangıçtır... Bu hikayeyi arkadaşım Ece Okçabollu ile birlikte yazıyoru...