Damla'nın bacağına baktığımda, bir cam parçası bacağına girmişti onu kucağıma aldım ve hemen otobüsten çıkardım. Ağlıyordu, inanılmaz derecede canının yandığını tahmin edebiliyordum fakat camı çıkarırsam kanamasının artıcağınıda biliyordum. Beni görür görmez İdil, Anıl ve Pınar Hoca koşarak yanıma geldi. Pınar Hoca oldukça teleşlı bir ses tonuyla;
"Deniz, Damla'ya noldu?" dedi.
"Cam parçası bacağına girmiş" dedim. Pınar Hoca'nın gözleri birden Damla'nın bacaklarına kaydı ve gözleri doldu.
Bir kamyonun yağmurdan dolayı tekerlekleri kaymış otobüsün arka tarafına çarpmıştı. Ön tarafta oturanlar hasar almamışlardı fakat otobüs'ün arka tarafında oturanlardan bir kaç kişi yaralanmıştı. Damla'da bunlardan biriydi. Benim sadece ellerim ve kollarımda birkaç tane çizik vardı.
Pınar Hoca'nın dolgun pembe yanakları bembeyaz olmuştu. Yüzündeki korku etrafındakileride korkutmaya yetmişti. Elleri titriyor. Ne yapacağını bilmiyor gibiydi.
Anıl hemen bana yardım etmeye gelmişti. İdil ağlayarak 112'yi aradı. Anıl ile ben Damla'ya ambulans gelene kadar ne yapabiliriz diye düşünüyorduk. Berk de yanımıza geldiğinde camı çıkartmak için elini Damla'nın bacağına yöneltti. Anıl anında Berk'in elini ittirerek;
"Hemen git!" dedi. Anıl'ı hiç bu kadar kızgın görmemiştim. Neden bu kadar kızgın olduğunuda anlayamamıştım. Ama iyi olmuştu, Berk'i sevmiyordum.
Damla hiç olmadığı kadar masum gözüküyordu. Çok kırılmış, yıpranmıştı. Ağlamaktan başka birşey yapmıyordu, yapamıyordu. Minik elleriyle t-shirtümün yakasını tutuyordu. Kafasını omzuma yaslamış ağlıyordu. Sadece ağlıyordu. Bir kaç tane ambulans geldiğinde yaralıları ambulanslara taşıdılar. Damlayı kucağımdan, sedyeye bıraktım. Elini tuttum.
Anıl ve İdil peşimden geliyorlardı. Sedyeyi ambulansa koyduğumda elimi çekmeye çalıştım fakat Damla elimi sıkıca tutuyordu. Hıçkırıkların arasından;
"Elimi bırakma" dediğini duydum ve onunla birlikte ambulansa binidim. Anıl ve İdil başka bir ambulansa binmek zorunda kaldılar.
Ardından Pınar Hoca'da ambulansın ön tarafına bindi. Ambulansın siren sesleri ve Damla'nın gözyaşları beni inanılmaz derecede geriyordu. Hastaneye girdiğimizde Damla'yı ve birkaç öğrenciyi ameliyat salonuna aldılar. Kimsenin hayati tehlikesi olmadığı için şanslıydık.
Damla'nın abisi ve babası bizden önce gelmişlerdi. Pınar Hoca veya doktorlar ailesine haber vermiş olmalıydı. Babası üzüntüden çok sinirli bir ifadeyle telefonla konuşuyordu abisi ise ellerini birbirine kenetlemiş bekliyordu.
İdil, Anıl ve Berk başka bir ambulansa binerek gelmiş olmalılardı. İdil ağlayarak Anıl'a sarılıyordu. Anıl ise tahminen Damla'nın iyi olacağına dair tatmin edici şeyler zırvalıyordu.
Kardeşimin yaptıklarından sonra ilk defa bu kadar korkmuştum, endişelenmiştim. Sakince hastane duvarına çöktüm ve beklemeye başladım.
İdil'in ağzından:
Anıl, Berk, ben hemen başka bir ambulansa bindik. Damla'ya böyle birşey olduğu için kendimi çok kötü hissediyorudum. Biz kardeş gibiydik, onun canı acırsa benim de acırdı. O üzülürse bende üzülürdüm. Her zaman birbirimizi korurduk, kollardık. Çocukluğumuzdan beri böyleydi. bütün yol boyunca Anıl'ın Berk'e attığı kötü bakışları izlemek zorunda kaldım. Anıl Berk'e haksızlık ediyordu. Tamam belki Berk Damla'yı aniden öpmemeliydi. Fakat yıllardır Berk'i tanıyordum ve iyi birisiydi yaptığı küçücük bir hata yüzünden onu yargılamamalıydık. Seviyordu çocuk işte.
Hataneye vardığımızda koşar adımlarla Damla'nın odasını bulmaya gittik. Özer Amca ve Rüzgar abi çoktan gelmişlerdi ve telaşları yüzlerinden okunuyordu. Ameliyata girmiş olduğunu öğrendim ve çaresizce onun çıkmasını beklemeye başladık. Ağlıyordum Anıl yanıma geldi ve bana sıkıca sarıldı. O yanımda olduğu için çok şanslıydım. Hep yanımdaydı ne olursa olsun hep destek verirdi. Onun sarılması beni birazcık da olsa rahatlattı. Hastanedeki banklara oturduk ve doktorun ameliyattan çıkmasını bekledik.
Doktor ameliyathaneden çıktığında hepimiz birden doktorun yanına koştuk.
"Cam parçasını bacağından çıkardık, çok şanslıyız ki damara denk gelmemiş, yoksa işimiz çok daha zorlaşırdı. Bacağına dikiş attık. Yaklaşık iki hafta sonra dikiş yavaş yavaş kendini atıcaktır. Bu süre içerisinde ve daha sonra hastanın daha dikkatli olmasını istiyoruz. Ağrıları için bir kaç tane ilaç yazdım. Reçeteyi odama gelip alabilirsiniz. Geçmiş olsun.
"Damla yaklaşık sekiz yıldır bale yapıyor. Devam etse bir sorun olur mu?"
"Damla'nın şuan bacağını zorlamaması lazım. Bu konuyu dikişleri çıktığında Damla ile birlikte konuşuruz."
Damla iyi olduğu için hepimizin gözünde ki mutluluk okunuyordu. Doktor Damla'nın iki saat sonra ayılacağını söylemişti, o zaman onu ziyaret edebilirmişiz.
Bir bölüm daha bitti lütfen yorum yapın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O'ndan Sonra (Tamamlandı)
Genç KurguHiç birşeyi umursamayan bir genç ve en ufak şeylerle bile mutlu olabilen bir kızın hikayesi... Günün birinde, hikayenin sonunda şeytan meleğe aşık olur fakat her son yeni bir başlangıçtır... Bu hikayeyi arkadaşım Ece Okçabollu ile birlikte yazıyoru...