Tam üç gündür okula gitmiyordum neyse ki İdil beni her gün arayıp okulda ne oluyor ne bitiyor haber veriyordu.
Hatta haftaya cumartesi okula başlangıç partisi varmış. İdil bana saatlerce telefonda heyecanla ne giyiceğini anlatırken ben sade bir elbise giymeyi planlıyordum, süslenmeyi pek sevmezdim. Annem Ankara'da yaşadığından bu gibi kızsal durumlarda İdil benim yardımıma koşardı. Bugün benim dolabımdaki giysilere bakmak için evime gelmek istiyordu fakat her ne kadar hastalığım geçsede elbiselere bakıcak halim yoktu, nasılsa yarın okula başlıyıcaktım onunla o zaman konuşurum diyerek, hala hasta olduğumu söyledim.
Akşam yatmadan önce çantamı hazırladım ve giyeceğim kıyafetlerimi koltuğumun üzerine koydum. Yeni bir okul yılı beni bekliyordu.
Alarmım saat altı buçukta çaldı. Yavaş adımlarla banyoya ilerlerken ilk günümün nasıl olucağını düşünüyordum. Acaba insanlar değişmiş mi yoksa herkes aynı mı? Berk hala beni seviyor mu? Bu sene dans sınıfı açılcak mı? Mahmut Hoca'nın çocuğu doğdu mu gibi saçma sorular aklıma geliyordu. Yüzüme soğuk su çarpınca kendime geldim. Odama gittim ve dünden hazırladığım kıyafetimi giydim. Okul formamız lacivert pileli etek, düz beyaz gömlek ve lacivert kazaktı. Etek dizimin bir karış üstüne geliyordu, eteğim kısa değildi bizim okuldaki kızlara göre uzundu bile. Kazağımıda üstüme geçirdikten sonra saçlarımı yapmak için odamdaki aynamın önüne oturdum ve dalgalı uzun saçlarımı ördüm. Örgünün gerçekten bana yakıştığını düşünüyordum. Hafif bir rimel ve parlatıcı sürdükten sonra hazırdım. Abim beni okula bırakıcaktı ağzıma bir şeyler attıktan sonra abim ile evden çıktık. Arabasına bindikten sonra konuşmaya başladı;
"Bu etek sence biraz kısa değil mi?" Abim bu konularda fazla korumacıydı. Her abi gibi... Annem gittikten sonra biz hep birbirimize destek olmuştuk. Onu herşeyden fazla seviyordum ve onu üzücek olan kişiyi ben daha kötü üzerdim.
"Abi bu bizim okula göre uzun bile" diyerek kendimi savunmaya geçtim. Sonunda okula gelmiştim değişen pek birşey yoktu, dokuzuncu sınıflar basketbol oynuyor, onuncu sınıflar ise kol kola girmiş dolaşıyorlardı, okul bahçesinin en köşesindeki banklarda okulun basketbol takımı ve yanında neredeyse oğlanların içine düşücek olan sürtükler oturuyordu. Arabadan inerken abim;
"Kendine dikkat et Damla" dedi.
"Tamam abi, ederim" dedim ve sıcak bir gülümseme göndererek arabadan indim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O'ndan Sonra (Tamamlandı)
Fiksi RemajaHiç birşeyi umursamayan bir genç ve en ufak şeylerle bile mutlu olabilen bir kızın hikayesi... Günün birinde, hikayenin sonunda şeytan meleğe aşık olur fakat her son yeni bir başlangıçtır... Bu hikayeyi arkadaşım Ece Okçabollu ile birlikte yazıyoru...