Deniz'in ağzından;
"Benimle uyur musun?" demişti Damla. Bu soruyu sorduğu anda kalbimde bir şey olmuştu. Hemen ona doğru gittim. Sarıldım. Birlikte yatağa yürüdük. Başka birisi olsaydı aklımda fesat düşünceler olabilirdi ama Damla ile olunca duygularım daha gerçek ve daha saf oluyordu.
Kollarımı ondan ayırmadan yatağa yattık. İki kişilik yatağın tam ortasına yatmıştık. Küçük kafası göğüsüme yaslanmıştı. Saçları ağız hizamdaydı ve kokusu her nefes alışımda kafamda daha çok yer ediyordu. Saçları çok yumuşaktı. Kollarım, narin bedenini kavrıyordu. Onu asla bırakmak istemiyordum, bırakamazdın ve bırakamazdım. Derin bir nefes aldım, kafasını kaldırıp ela gözleri ile bana en masum bakışını yaptı ve gülümsedi. Bir insan nasıl bu kadar güzel olabilirdi?
Oda karanlığında birden bir ışık belirdi. Damla'nın odası'nın kapısı açılmıştı ve babası bize sinirli gözlerle çatık kaşları ile bakıyordu. Damla'da ben de aynanda fark edip yataktan sıçradık. Babası bana;
"Çık dışarı!"diye bağırdığında sinirim tepeme yükseldi. Bana bağırılmıştı. BANA! Sinirden ellerim titremeye başladı. Bana bağıramazdı. Kimse bağıramazdı.
"Baba sen nasıl Deniz'in burda olduğunu öğrendin?"
"Postitleri takip ettim kızım. Şimdi Deniz dışarı çık ve beni daha fazla sinirlendirmeyin."
"Deniz lütfen dışarı çık." Çıkmak istemiyordum. Artık Damla benim sevgilimdi ve ben bugün onun kokusuyla uyumak istiyordum. Buna kimse engel olamazdı.
"Tamam." Hepsi bana şaşkın gözlerle bakıyordu. Ceketimi aldım ve dışarı çıktım.
Damla'nın ağzından;
Deniz'in gitmesi beni üzmüştü fakat onu eninde sonunda onu görüceğime emindim. Sadece bugün yaşadığım güzel şeyleri düşünmem gerekliydi. Çünkü bir daha asla yaşayamayabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O'ndan Sonra (Tamamlandı)
Novela JuvenilHiç birşeyi umursamayan bir genç ve en ufak şeylerle bile mutlu olabilen bir kızın hikayesi... Günün birinde, hikayenin sonunda şeytan meleğe aşık olur fakat her son yeni bir başlangıçtır... Bu hikayeyi arkadaşım Ece Okçabollu ile birlikte yazıyoru...