Bölüm Şarkısı;
GÖKHAN TÜRKMEN - İhtimaller Perisi
Çıkış zili çaldığında herkes çantasını alıp sınıftan çıktı.''Hadi Cansu bir tek biz kaldık.''Dedim kapıdan koridora bakarken. Ardından tekrar Cansu'ya döndüğümde çantasını sonunda sırtına takıp yanıma geldi.''Tamam be!''Diyerek önden çıktığında göz devirip arkasından çıktım. Çaprazımda kalan 11 D sınıfından Erdem çıktığında Cansu'yla ikimiz arkasından bakakalmıştık. O bizi görmeden siyah çantasını tek bir omzuna atmış telefonuna bakarak ilerliyordu.
''Kızım bu Erdem mi yoksa ben mi yanlış görüyorum?''Sorduğu soruya cevap vermemiş gördüğüm şeyin doğru olup olmadığını sorgularken Cansu'nun bağırmasıyla yerimden sıçradım.
''Ayy, kör oldum!''
Öyle bir bağırmıştı ki sesi koridorda yankılanmıştı. Elimle koluna vurdum kaşlarımı çattım. ''Kızım ne bağırıyorsun?''Diye bende bağırdığımda korkmuş gibi bana baktı.''Sen niye bağırıyorsun?''Diye hafif geri çekilerek gene bağırdığında sabır dilenerek yürümeye başladım. Arkamdan koşturarak geldiğinde gene konuşmaya devam etmişti.
''Sende gördün değil mi? Erdem 11 D den çıktı. 12 değildi. Yoksa kör mü oldum? Allah'ım ben daha mimar olacağım ne kör olması. Evler çizip tasarlayacağım. Cetvellerle aşk yaşayacağım...''
''Sakin ol, çıkan kişiyi bende gördüm. Kör olmadın yani. Sus şimdi!''Son iki cümleyi biraz bağırarak söyledikten sonra rahat nefes verdiğini gördüm ardından merdivenlerden inerek çıkışa yöneldim. Arkamdan bekle beni diyerek bağırsa da omuz silkerek yürümeye devam ettim.
Bahçe kapısından çıkarken Cansu'da yanıma gelmişti. Kapıdan çıkıp otobüs duraklarına doğru ilerlerken arkamdan bir ses işittim.''Damla. ''Arkamı döndüğümde Sedat abiyi gördüm. Gülümseyerek bana bakıyordu. Tebessüm ederek yanına ilerledim.
''Murat bey gönderdi.''Başımı salladığımda kendisi arabaya binmişti. Ardından Cansu'ya döndüm.''Yarın görüşürüz.''Dediğimde başıyla beni onaylayıp sarıldığında sırıtarak bende sarıldım. Ayrıldığımızda çantamı sırtımdan düşmemesi için biraz daha omzuma çekip arkamı döndüm ve arabaya ilerledim. Arabanın kapısını açıp çantamı içeri koydum ardından binecekken Cansu'nun seslenmesiyle başımı kaldırıp ona baktım.
''Her ne olursa saati önemsemeden ara...''Dediğinde gülümseyip onu onayladım. Aslında böyle bir şey yapmayacağımı biliyordu ama gene hep bunu hatırlatırdı. Arabaya bindiğimde kapımı kapattıktan sonra çantamı kucağıma aldım ve kemerimi taktıktan sonra yanımda oturan Sedat abiye döndüm.
''Evdekiler gitti mi?'' Dediğimde arabayı çalıştırmasının ardından başıyla onayladı beni.''Ben çıkacağım zaman onlarda çıktı.'' Başımla onaylayıp yolu seyretmeye koyuldum. Kaldırımda annesiyle el ele tutuşmuş gülüşerek ilerleyen anne kızı gördüğümde yüzümde buruk bir tebessüm oluşmuştu. Bakışlarımla onlar yanımızdan geçene kadar takip etmiştim. Bakışlarım kapıda kalınca başımı önüme çevirdim ve ellerime bakmaya başladım. Acaba annem yaşasaydı bizde onlar gibi mutlu olur muyduk? Ben her derdimi ona anlatsam beraber durum değerlendirmesi yapsak... Nasıl güzel bir hayaldi bu ama asla gerçek olmayacak bir hayal.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TATLI BELA (Düzenlenecek)
Novela JuvenilAile neydi? Sevgi neydi? Güven neydi? "Ailenin ne olduğunu 8 yaşında ufacık bir kızken unutmuştum. Annem o ilaç kokulu hastane odasında gözlerini sonsuzluğa kapattığında bir nevi bende onunla birlikte gitmiştim. Bedenim hayattaydı, evet... Ama ruhu...