Bölüm 8 - Artık Ben Varım!

33 8 0
                                    

 Bölüm Şarkısı;

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

 Bölüm Şarkısı;

SEKSENDÖRT - Dokunma

Dünyada en zor şey
Kırılan bir kalbi onarmaktır...

Bu sefer gözlerimi açtığımda odamdaydım. Her zaman ki gibi hızlıca duşumu alıp okul kıyafetlerimi giymiştim. Kendimi bugün olmadığım kadar dinç hissediyordum. Bir yandan çantamı hazırlarken bir yandan okulu düşünüyordum. Herkes geçmiş olsun deyip duracaktı. En sevmediğim şey gündem olmaktı ve bugün kesinlikle okulun gündeminde ben vardım. Bunu dün hastaneden çıkarken telefonuma gelip duran mesajlardan anlamıştım.

Her ne kadar evdekiler bir gün daha dinlenmemi söyleseler de ben okula gitmek istemiştim. Çünkü Ebru ile aynı evde kalmak eşittir kafayı yemekti benim için. Bir gerçek vardı ki bugün okulda Cansu'nun olmayacağıydı. Teyzesi rahatsızlandığından İzmit'e gitmişlerdi. Bu yüzden okulda yalnızdım. Ah Erdem'i unutmayalım çünkü bugün teneffüslerde dibimden ayrılmaması için Cansu bol bol uyarmıştı.

Çantamın fermuarını çektikten sonra açık mavi kot ceketimi üzerime giydim. Ardından saçlarımın birazını önüme alıp çantayı bir omzuma attım. Telefonumu ve mavi kulaklığımı  alıp odadan çıktım. Merdivenleri inerken elimdeki telefonumu bir cebime kulaklığımı da diğer cebime attım. Doğrudan masaya ilerlemeye başladım.

''Günaydın.''

''Günaydın kızım.''

Günaydın.'' Ebru'ya baktığımda gözlerini kısıp gülümsediğinde gözlerimi devirip babamın yanına oturdum. Karşımdaki Ebru'ya ve yanında ki Ece'ye bakmadan tabağıma yiyeceklerimi doldurmaya başladım. Ebru çatalla tabağıma bir kaç şey doldurmaya başladığında çatalımla ittim ve ona bakarak konuştum.

''Ellerim var saol.'' Babam öksürsede duymazdan geldim ve tabağıma kendim yiyeceklerimi doldurmaya başladım.

''Kızım miden ağrıyor mu?''

''Ağrımıyor baba ama bu soruyu sorup durmasanız!'' Gülümseyerek baktım. Aslında bu cümlenin altında 'Yeter artık!' cümlesi gizliydi. Babam gülümseyip yanağımdan makas aldıktan sonra başıyla onayladı. Hızlıca kahvaltımı ettikten sonra önümdeki peçeteyle dudaklarımı silip, sandalyemin iki yanından tutup geri çektim ve ayağa kalktım.

''Afiyet olsun.''

''Sedat götürsün seni.''

''Ben giderim babacım merak etme.'' Yanağından öpüp mutfağa ilerledim. Mutfaktan içeri girdiğimde Sedat abi ve Zeliha abla kahvaltı yapıyordu. Aslında önceden hep beraber yapardık ama Ebru ve Ece istemiyordu. Yanlarına gidip salatalarından bir tane aldım.

''Ben çıkıyorum öptüm ikinizi de.'' Diyerek elimi öpüp onlara uzattığımda gülerek el salladılar. Bende mutfak kapısından dışarı çıktım. Telefonumu ve kulaklığımı cebimden çıkartıp ayarladım ve ikisini de kulağıma taktım. Telefonumdan her hangi bir şarkıyı açıp bahçemin kapısını açtım ve dışarı çıktım. Kulağıma Kolpa'nın Nasıl öğrendin unutmayı şarkısının sesi geldiğinde gülümsedim. Sevdiğim yer geldiğinde bende mırıldanmaya başlamıştım. Sesim çıkmasa da dudaklarım kıpırdıyordu.

TATLI BELA (Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin