Bölüm Şarkısı;
YALIN - Olmasa da Olur
Tam benlik birisi var
Bir tutam yaz gülüşü var...Bütün gün huzur evinde kalmıştık. Oyunlar oynamıştık, bir ara Hatice teyze ve Necdet dede kavga etmişlerdi Erdem ile onları sakinleştirip konuşmuştuk. Sonuç daha iyilerdi.Neşe teyze Erdem'i bir aralar esir almıştı. Kim bilir neler söyledi. Fadime teyze ile bebek hırkası örmeye başlamıştık. Ben pek yapamasam da o bıkmadan bana öğretmeye çalışıyordu. Bir ara farklı bir şey yapıp farklı bir oya gitmiştim. Yaptığım şeyi çok beğenmişti, hatta bu örnekten farklı bir yelek yapacaktı. O an çok gülmüştük. Ama yaptığım hırkanın örneği farklı olduğundan sökmüştü. Bu hırkayı huzur evine geldiğimde devam edecektim yoksa ben evde yaparsam güzelim hırkayı mahvederim.
Şimdi huzur evinden gidiyorduk. Bahçeye çıktığımda havanın hafif karardığını gördüm. Muhtemelen saat 8'e geliyordu. Eve gittiğimde babamla geç kaldığım için biraz tartışacaktık. Bahçedekilere de el sallayıp Erdem'le ilerlemeye başladığımızda Ayşe teyze eliyle bizi yanına çağırdığını gördüm. Erdem'i dürtüp gülümseyerek Ayşe teyzeyi gösterdiğimde gülümseyerek oturduğu banka ilerlemeye başladık. Buradaki herkes Erdem'i çok sevmişti. Neşe teyze bütün gün Erdem'e damat diyordu. İşin garip yanı ben bu söylenene göz devirip umursamazken Erdem çok eğleniyor sırıtıyordu. Pardon ben hariç herkes eğlenip sırıtıyordu.
Ayşe teyze Erdem'e sarılıp geri çekildi. Erdem Ayşe teyzenin elini öptüğünde gülümsedim. Kime nasıl yaklaşacağını çok iyi biliyordu. Semih ile önceden sahilde gezerken bir banka oturacaktık. Ama o bankta başka yaşlı bir kadın oturuyordu ve yanı boştu diğer yerler doluydu. Oraya oturabileceğimizi söylediğimde burun kıvırıp 'Kokmuştur orasını boşver.' demişti. O an o kadar sinirimiz bozmuştu ki şimdi Erdem'e bakıyorum da o hiç öğle değildi. Yüzünde içten bir gülümseme vardı ve herkese sarılıyordu ayır etmiyordu. Bu beni gerçekten mutlu ediyordu.
''Yine gel oğlum.'' Erdem bana bakıp sırıtarak konuşmaya başladı.
''Damla izin verirse gelirim tabi.'' Dudağımın kenarını kıvırıp konuştum.''Erdem'i bulup beni bırakmışa benziyorsunuz, belki de Erdem'i bir daha getirmem!'' Ciddi olmaya çalışmıştım ama sonunda gülümseyerek konuştuğumda Ayşe teyze gülerek beni yanına çekti ve bana sıkıca sarıldı.
''O nasıl söz kızım. Sen benim doğmamış kızım gibisin.'' Benden ayrılıp yanaklarıma buseler kondurup Erdem'e baktığında gülümsüyordum. Beni bir kolunun altına Erdem'i de diğer kolunun altına alıp konuştu.''Erdem de artık benim oğlum. İkinizi de çocuklarım gibi görüyorum.'' Erdem ile göz göze geldiğimizde bana gülümsemişti. Bende ona gülümsedim ve bakışlarımı kaçırdım. Bu anı telefonumun sesi bozmuştu. Doğrulup çantamı önüme aldım ve içinden telefonumu çıkarttığımda babamın aradığını gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TATLI BELA (Düzenlenecek)
Ficção AdolescenteAile neydi? Sevgi neydi? Güven neydi? "Ailenin ne olduğunu 8 yaşında ufacık bir kızken unutmuştum. Annem o ilaç kokulu hastane odasında gözlerini sonsuzluğa kapattığında bir nevi bende onunla birlikte gitmiştim. Bedenim hayattaydı, evet... Ama ruhu...