Star vs. forces of evil geçmişin hayaletleri

Bölüm6: Yeni Bir Başlangıç

T, Ne oldu? Sen genelde bu saatte uyuyor olurdun. Star'la kavga filan mı ettiniz yoksa?
M, hayır, Bu sefer değil. Annesi onu şu Mewnililerin yaşadığı  köye götürdü de.
T, orası şehir değil miydi?
M, Moon öyle denmesini istiyor. Ama gerçekte şehir olamayacak kadar küçük bir yer. Herneyse yani bugün boşum.
T, iyi, bir şeyler yapmak ister misin?
M, Ne mesela?
T, pinpona ne dersin?
M, haha
T, şaka bir  yana ben ciddiyim. Eve dönemiyor olabilirim. Ama hala aracımı çağırabiliyorum sonuçta.
M, gerçekten o olay tam olrak nasıl işliyor?
T, Ne, nasıl işliyor?
M, yani biz, aslında Butterfly'lar sihri yok ettik. Ama sen hala güçlerini kullanabiliyorsun. Bu nasıl oluyor.
T, bunu açıklamak gerekirse, mesela kuşlar uçabiliyor değil mi?
M, evet.
T, ve sihir yok olduktan sonra onlar hala uçabiliyor değil mi?
M, evet. Haaa şimdi anladım. Yani senin güçlerin aslında senin türünden kaynaklanıyor. Birtür hayvan gibi.
T, hey😡
M, tamam tamam, üzgünüm. Lütfen beni yok etme.
T, pekala, şimdi pinpon oynuyormuyuz, oynamıyor muyuz?
M, iyi oynayalım o halde. Ama Dışarı çıkalım  aracını burada oluşturarak odamı yok etmene izin veremem.
(Dışarı çıktıktan sonra)
J, Heyyy!Bunu Star'a nasıl yaparsın. Hemde onun eski sevgilisiyle.
M, (iç çekerek) senide görmek çok güzel Janna.
J, herneyse, hızlıca konuya girmem gerek. Yardıma ihtiyacım var.
M, Ne oldu?
J, sanane.
M, ya, sen demedin mi? Yardım lazım diye?
J, sen değil Lusitor'un yardımı gerek.
M, Tom'un mu?
T, benim mi?
J, evet senin yardımın lazım. Hadi gidelim.(O sırada Tom'un elini tutup çekiştirmeye başlar)
T, bekle ben hiçbir yere gitmiyorum. Biz pinpon oynuyacağız. Marko birşey desene.
M, üzgünüm Tom. Bu konu beni aşar😁
T, hain! Neyse iyi bari geliyorum. Eğer sen kolumu çekiştirmeyi bırakırsan.
J, peki çabuk çabuk! (Yolda giderken)
T,Tam olarak Olay ne?
J, birisi ailemin dükkanını soymuş.
T, nasıl yani, tüm olay bu mu? 🤨
J ailmem patlayıcı satan kişiler . Sence o kadar basit mi?
T, ne? Ailen pek öyle birilerine benzemiyorlar.
J, bende pek bamam yada annemin kızı gibi gözükmüyorum. Bu tarz şeyleri fazla sorgulama
T, aslında sen evlatlıksın sanmıştım.
J, inan bana bazen bende öyle düşünüyorum. Hatta sırf bu yüzden  bir keresinde son 20 yılın  hastene kayıtlarına çaldım. Ama anlaşılan gerçekten  onların kızıyım.
T, sen bir piskopatsın.
J, haha, biliyorum.
T,  bir dakika bunu sesli mi söyledim?
J, hayır.
T, o zaman sen ne dediğimi nasıl...
J, sakın ol, sadece şakaydı. Neyse sonunda vardık.
T, Herşey normal gözüküyor. Zorla girilme izi de yok.
J, Evet, öyle gözüktüğünün bende farkındayım.  Ne yazık ki seni buraya zaten bildiğim şeyleri bana tekrar söyle diye çağırmadım.
T, çok merak ediyorum Jenna. Beni niye çağırdın?
J, Bak burayı araştırdıktan sonra kilitte herhangi bir zorlama olmadığını fark ettim.
T, yani?
J, yani buranın tek anahtarı babam da olduğu için biri onun anahtarını çalmış olmalıydı. Ama babamın anahtarı olduğu yerde duruyordu. İşi çözmemi sağlayan şey ise  babamın saat yedide işten çıktıktan sonra saat sekize kadar hala patlayıcıları teslim edilmeye devam edilmesi oldu.
T,  gerçekten kim neden patlayıcı satın alır ki?
J, burası garip bir yer tamam mı? Şimdi izin verirsen açıklamama geri dönüceğim.  Nerde kalmıştım. Ha doğrun bu teslimatçılar patlayıcıları kendileri almaz onlara biri verir.
T, kim?
J, bende tam oraya gelecektim. Bu kişi babamın anahtarı bırakıcak kadar güvendiği tek kişi yani annem oluyor.
T,  Ne yani sence annen mi yaptı?
J, bence evet. Sonuçta diğerlerinin elinde anahtarları yoktu. Yada içeri girme ihtimalleri, yani siparişleri şu gördüğün panelden alıyorlar. Bak annem  olay yaşandığında başka bir yerde olduğunu  söylüyor. Ama bence bu kesinlikle bir yalan. Sonuçta annemi tanıyorum ve birşeyler gizlediğininde farkındayım.
T, Janna burda bahsettiğimiz kişi senin annen.
J, yani?
T, yani bir insan nasıl olurda annesinin böyle bir şey yaptığını düşünür ki?
J,buradaki en yüksek potansiyelli şüpheli o.
T, peki o halde ben niye buradayım. Eğer sen zaten sonuca vardıysan.
J, Bak şu Mewni, dünya birleşimi olduktan sonra annem sürekli bir yere gitmeye başladı, ki sanırım orası eskiden  canavarların saklandığı bir yer tamam mı? Sen bu yüzden buradasın.
T, orası tam olarak nasıl bir yer?
J, sohbet etmek için çok güzel, sorgulama yapmak için ise berbat bir yer, zaten burda da devreye sen giriyorsun.
T, anladım. Ama o zaman buraya neden geldik ki?
J, Bir şeyi kontrol etmek için. (bunu dedikten sonra kilidi açar ve içeri girer) T,hani tek anahtar babandaydı.
J, Zaten ondaydı. Ta ki ben çalana kadar. Bu arada dokunduğun yere dikkat et. Başka bir patlama istemiyorum.
T, Jannah burası hala patlayıcı dolu. Sen bana yalan mı söyledin?
J, neden yalan söyliyeyim ki?
T, belkide (alaycı bir şekilde) benimle vakit geçirmek istemişsindir.
J, Bu iyiydi. Bak, annem ve babam son beş yıl boyunca özel bir patlayıcı üzerinde çalıştılar. Bu patlayıcının olayı ise hem aşırı güçlü olmasi hemde patlama ne kadar kötü olursa olsun, insanlara zarar vermiyecek olmasıydı. Bir gün çalışmaları sonucunda olan bir dikkatsizlik yüzünden bir patlama oldu.
Bu patlamanın ardından garip bir toz oluştu. İlk başta bunun onca zamandır aradıkları şey olduğunu fark etmemiş olsalar bile dağa sonradan bu onları çok sevindiren bir durum oldu. Şanslarına ne kadar deneselerde bir dağa bunu başaramadılar. Bak bana çalınan şeyi söylemediler. Ama yüzlerindeki üzgünlükten bunu anlayabilmek çok kolaydı. Neyse  Sonunda geldik.
T, Janna burda sadece bir duvar var.
J, Bak eğer yeterince  dikkatli bakarsan anahtar deliğini görürsün. (Bunu dedikten sonra aynı anahtarla duvar görünümü verilmiş kasayı açtı ve kasanın içinin boş olduğunu gördü)
T,ama bu boş.
J, biliyordum. Çalınan dağa doğrusu alınan şey buymuş. Hadi eğer çabuk olmazsak annemi yakalayamayacağız.
T, kayıtlara geçsin diye söylüyorum, bu onu suçlu yapmaz.
J, herneyse, bir dakika aslında senin şu iskelet atının sürdüğü aracını çağırırsan çok iyi olur.
T, olabilir. Ama Marko büyük ihtimalle hala aracın içindedir. Yani aracı çağırırsam sıcaklıktan dolayı kül olabilir. Tabi ki eğer bu senin için bir problem olmazsa yinede çağırabilirim.
J, Ne yazık ki bu benim için bir problem.
T, peki o halde uçmaya ne dersin?
J, nasıl yani?
T, ben uçabiliyorum. Yani teknik olarak ayaklarımdan ateş çıkarabiliyorum. Bu bir roket gibi çalışıyor veee, aslında nasıl çalıştığını boşver. Sadece bana tutun. Böylece ikimizde oraya dağa çabuk gidebiliriz.
J, pekala. Ama hızlı ol.
(Oraya vardıktan sonra Janna'nın annesini bir canavarla konuşurken görürler)
J,  Yine aynı canavar, hey bunun kim olduğunu biliyor musun?
T,  dağa önce onu bir aranıyor posterinde görmüştüm. İsmi sanırım Rastikordu. Ama merak etme onunla annen gittikten sonra biraz konuşabiliriz.
(Janna'nın annesi gittikten sonra)
J, şimdi yada asla! Haydi yakalayalım.
T, Büyük zevkle. Hey Rastikor biraz konuşalım mı?
R, sende kimsin?
(Tom'un yüzü belli olunca Rastikor kaçmaya başlar)
T, bir yere mi gidiyorsun?(bunu söyledikten sonra Rastikor'un önüne geçer ve alev saldırısıyla Rastikor'u yere devirir)
T, şimdi sana birkaç sorumuz olucak.
(O sırada Janna yanlarına gelir)
J, evet sana birkaç sorumuz var.
R, ne istiyorsunuz?
J, senin elinde çok özel bir patlayıcı olduğunu biliyoruz.
R, ben öyle birşey bilmiyorum.
T, bak bize yalan söylemeden önce iki kez düşünmeni tavsiye ederim.
R, (iç çeker) pekala bakın liderimiz bana bir görev verdi. O kadını bu patlayıcıyı çok merak ettiğimi söyliyerek kandırmamı söyledi.
T, lideriniz mi? O da kim?
R,  Onun adı Dipper
T&J, Dipper mı?
R,Evet canavar yükselişinin arkasındaki isim o. Ama onun şuan nerde olduğunu gerçekten bilmiyorum.
T, emin misin?😡
R, pekala pekala size nerde olduğunu söyliyeceğim. Ama orada bir ordu olduğunu söylemeliyim.
T, elini çabuk tut.
(Rastikor koordinatları verdikten sonra Janna'nın annesi içeri girer)
JA, Burda neler oluyor.
J, Anne neden bir canavarla güvenirsin ki?
JA, Janna Rastikor'a böyle hitap etmen hiç doğru değil.
J, Anne Ona canavar olduğu için canavar diyorum. Ayrıca sen burayı nasıl buldun ki..
JA, bak bir gün baban ve benim patlayıcı deposunun yeni yerini bulmaya çalışmıştım ki ne yazık ki kayboldum. Bulunduğum yerde hiç kimse yoktu. Ama dağa sonra birisini gördüm. Mavi bir pardesüsü vardı ve yüzü belli olmuyordu. Korkunç gözüküyordu. Fakat bana burayı tarif edip burada yardım bulabileceğimi söyledi. Burdada Rastikorla tanıştım ve o bana yardım etti. Herneyse  Janna bak böyle bir olayı konuşmak için hicde
iyi bir yerde değiliz. Hadi dışarı çıkalım . Bu arada    lütfen şu arkadaşına Rastikor'u bırakmasını söyler misin?
J, Tom onu artık bırakabilirsin.
(Bunun üzerine Tom Rastikor'u bırakır ve Rastikor  olabildiğince hızlı bir şekilde kaçar)
JA, Bak Rastikor'a fazla güvendiğimin farkındayım. Ama kendisi çok cana yakın birisi gibiydi. Bugün onunla bu konuyu konuştuğumdaysa değişen hiçbir şey yoktu. Sanki biri bunu ona zorla yaptırıyormuş gibiydi.
J, anne (öfkeli) bu olayı nasıl bu kadar kötü bir şekilde  gizlersin?
T,  Janna gerçekten takıldığın şey bu mu?
J, evet.
JA, şeeeey Janna, tatlım bu aramızda kalabilir mı? Biliyorsun baban ondan bir şey gizlediğimi öğrenirse çok üzülür.
J, herneyse,  Ne var biliyor musun?Ben bugün çok yoruldum. Başka bir zaman devam etmemiz gerekicek Lusitor.
(Bunu dedikten sonra  yürüyerek gider)
T, Bakın bence kocanıza bunu söylemeniz gerekiyor. Sonuçta o patlayıcı için hem siz hem o çalışmış.
JA,(iç çeker) bunu sana Janna mı söyledi?
T, evet.
JA,  Bak gerçeği söylemek  gerekirse o patlayıcıyı yapan kişi Jenna'ydı.
T, neeeee?
JA, evet, Rastikor o tozun olduğu şişeyi çaldığı zaman aslında  Janna için çok üzüldüm.
(Tom o sırada Janna'nın peşinden koşmaya başlar  ve onu bulur)
JA, bekle nereye gidiyorsun?
T, Jenna!
J,  yine ne oldu?
T, neden bana yalan söyledin.
J, ha?
T, O patlayıcıyı senin yaptığını neden söylemedin.
J, hmm,sanırım bunu asla öğrenemeyeceksin.
T, peki tamam bunu söyleme. Ama niye Marko yerine özellikle benim gelmemi istedin? En azından bunun cevabını ver. Yani durum kesinlikle senin dediğin kadar tehlikeli değildi.
J, kim bilir belkide gerçekten seninle vakit geçirmek istemişimdir.
T, .......
J, (gülümsüyerek) sonra görüşürüz Lusitor.
T,(gülümseyerek) sonra görüşürüz Jenna.
1565 kelime yalan yok bu bayağ bir zorladı.