S2: Ara Bölüm11: Evil Marco'nun Öyküsü

27 4 0
                                    

(Solaria ve diğerleri yeni saklanma yerine geçmelerini sonunda tamamlarlar)
Mina, haklıymışsın Solaria burası eski yerimizden çok daha güzelmiş. Ferah ferah.
Kristin, katılıyorum ama eski yeri özleyeceğim. Orası ile ilgili çok fazla anım var.
Solaria, benimde öyle ama yapacak bir şey yok. Sözlüdük kaçtığına göre her an bizi yakalamaya gelebilirler.
Kristin, ah Cipher ah. Sözlüdüğün kaçmasını nasıl olurda engelleyemez?
Solaria, o göründüğünden çok daha güçlü Kristin.
Mina, sevgilisinede hiç laf kondurmuyor.
Solaria, hadi ama Mina!
Kristin, belkide oraya hiç gelmezler. Bu mümkün değil mi?
Solaria, ne yazık ki son aldığım bilgiler bunu yalanlar nitelikte kraliçem.
Mina, peki sana bu bilgileri veren kişi kim?
Solaria,(gulümseyerek)vereceğim cevabı zaten biliyorsun.
Rhombulus, hey bir fikrim var. Bu yeni yere geçmemizin şerefine bir hikaye günü yapmamıza ne dersiniz?
Kristin, hikaye günü mü?
Rhombulus, evet. Herkes ilginç bir hikayesini diğerlerine anlatır ve daha sonra bunu hakkında konuşuruz. Ne dersiniz?
Sol eli, bu berbat bir fikir.
Sağ eli, kesinlikle katılıyorum.
Solaria, ben katılmıyorum. Bence böyle birşey yapmak güzel olabilir.
Rhombulus,(sevinerek) gerçekten mi?
Kristin, evet. Bir hikaye günü mükemmel olur.
Mina, yapmak zorunda mıyız?
Omnitraxis, bende bunun için pek modumda değilim.
Solaria, o halde oylayalım.
Sağ el, bizim oyumuz sayılıyor mu?
Solaria, hayır.
Sol el, hadi ama en azından ikimiz toplamda bir oy sayılabiliriz.
Solaria,(biraz düşünür)peki.
(Böylece oylama başlar. Rhombulus, Kristin ve Solaria evet derken Mina Omnitraxis ve Rhombulus'un elleri hayır cevabını verir)
Solaria, görünüşe göre eşitlik var. Bu durumda Ryder burada olmadığına göre karar Marco'ya kaldı. Yada senin deyiminle Evil Marco'ya, Mina.
Evil Marco, eğer evet dersem ilk hikayeyi ben anlatabilir miyim?
Solaria,(sevinerek)tabiki.
Evil Marco, o halde evet diyor ve hikayeme başlıyorum.
Bir zamanlar sihirli ülke Mewni'de Marco Butterfly adlı bir prens yaşarmış. Kendisi kraliyet soyundan olduğu için hem çok şanslı hemde çok şanssızmış. Şanslıymış çünkü her istediği olan bir prensmiş. Şanssızmış çünkü hem altıncı çocuk hemde ailede sihir yeteneği olmayan tek çocukmuş. Ailesi o, bu eksikliği hissetmesin diye herşeyi yapmış. Hatta 14. doğum gününde ona sihirli değneği bile hediye etmişler ama bu yeterli olmamış çünkü ablaları onun yaptıklarından çok daha iyi sihirler yapıyormuş. Bu durum onu o kadar incitiyor o kadar üzüyormuş ki ailesinden izin alarak sihirli değnek ile beraber Mewni'yi ve tüm krallığı terk etmeye karar vermiş. En azından bir süreliğine başka bir yere gitmek onu mutlu edebilir diye düşünmüş ve gitmek için sihrin hiç var olmadığına inanılan boyut olan dünyayı seçmiş. Dünyaya gittiğinde bir liseye kaydolmuş. Bu lisede ise onun hayatını sonsuza kadar değiştirecek olan biriyle karşılaşmış. Bu karşılaştığı kişinin ismi Star'mış. Aslında o prensten tamamen farklı biriymiş. Çalışkan sayılmazmış, sorun çıkarmaya bayılıyormuş ve sürekli gülüp neşeli gözüküyormuş ama ondaki birşey prensi kendine çekiyormuş. Herkes ile iyi geçinebiliyor diye de bulundukları lisede ki her değişim öğrencisi o ve ailesinin yanında kalıyormuş. Sonuçta aynı evde kalmaya başlamışlar. Prens sürekli onu görüyor. Ona karşı hissettiği duygular dahada derinleşiyormuş. Sonunda ona çıkma teklifi etmeye karar vermiş ama o kadar korkakmış ki buna bir türlü cesaret edememiş. Sonra bir gün en iyi arkadaşı ve Star'dan bahsettiği tek kişi olan Tom bu prensi aramış ve ona Kanlı Ay Balo'sundan bahsetmiş. Prens bunun çıkma teklifi etmek için mükemmel bir an olduğunu düşünmüş. Tabiki Kanlı Ay'ın onları seçeceğini düşünmemiş ama yinede bunun mükemmel bir an olduğu inkar edilemezmiş fakat korkaklığı yüzünden Kanlı Ay'a Star'ı davet ederken dost olarak onunla gelmesini istemiş. Yinede kararlıymış. Bu sefer çıkma teklifini yapacakmış. İşte ikiside hazırlanmış baloya gitmişler. Tabi prens birşey diyememiş. Tek düşünebildiği şey Star'ın ne kadar güzel olduğuymuş ama o sırada mucizevi bir olay gerçekleşmiş ve Kanlı Ay onları seçmiş. Bu olaydan sonrada prensin birşey demesine gerek kalmamış çünkü Kanlı Ay'ın ışığı altında ettikleri o dans milyonlarca kelimeye değermiş. Önce danslarını etmişler, daha sonrada ilk öpücükleri gerçekleşmiş ama bunun olay olması hiç de uzun sürmemiş çünkü dans ettikleri yerde çok fazla kamera varmış. Yani Mewni Prensi'nin bir sevgilisi olduğu haberini herkes görmüş ama olay bununla bitmemiş çünkü Kanlı Ay'da dans etmek ikisinede sihirli güçler vermiş ve zamanla ikiside bu güçleri kullanmayı öğrenmişler. Neyse biz konumuza dönelim. Onlar sevgili olduktan sonra hayat ikisi içinde çok güzelleşmiş ama prens salağın tekiymiş. Sonunda mutlu olmasına rağmen daha fazlasını istemiş. Kafasını paralel evrenlerle bozmuş ve bir yılını paralel evrenler arası seyahati bulmak için feda etmiş. Niketim bulmuşta. Aslında bunu yapmanın başka bir yoluda varmış ama bunun için Zaman Baba'ya az-çok zarar vermek zorundaymış. Zaten bu yüzden farklı bir yol aramış ya. Dediğim gibi er yada geç bunu başarmış. Bir makine yapmış ve bir paralel evrene gitmiş ancak bir sorun çıkmış ve sadece başka bir paralel evrene gitmemiş. Ayrıca zamanda da geriye gitmiş. Geldiği boyutta birini görmüş. Elinde bir değnek olduğunu fark edince yanına gitmiş ama onun yalnız olmadığı ortaya çıkmış. Meğersem kendisine bir taç giyme töreni yapılıyormuş. Prens etrafta hiçbir insan yok diye bunu anlamamış. Meğersem canavar tehtidi yüzünden böyle bir karar almışlar. Tabiki de prensin o an bunu bilmesi imkansızmış. Genç kraliçe çok korkmuş ve 'sende kimsin' diye sormuş. Prens sadece salak değil, ayrıca saf olduğundan ona olayların hepsini anlatmış. Kraliçe inanmamış tabiki. Yaşanan olaylardan sonra o kadar korkmuş ki prensin kim olduğunu düşünmeden onun yanında bulunan kişilerden birine emretmiş.' Hemen kristalize et onu' prens durumu izah etmeye çalışsa da nafile, onu kristalize edip ondan yıllarını çalmışlar. Prens bir gün önce herşeye sahipken sonraki gün elinde hiçbir şeyi kalmamış. Prens onu mutlu edebilen tek kişiyi sevdiğini kaybetmekle kalmamış. Birde makine'yi yok etmişler. Planları olmadan yeniden yapmak da imkansızmış. Geri dönmesinin tek yolu ilk yöntemmiş ama bu gerçeklikle o ve sevgilisi kötü kişiler olduğundan sihri yok edip paralel evrenlerin dengesini bozmuşlar. Kısacası prensin geri dönmesi için tek bir yol kalmış. O da kendisinin ve sevgilisinin bu boyuttaki hallerini yok edip dengeyi düzeltmekmiş.(Bir an duraksar) benim hikayem bitti. Şimdi yorumlayabilirsiniz.
Kristin,(hafiften ağlayarak)Marco ben-
Mina, sana değil ona Evil Marco demeliydim. Onlar herşeyi mahvettiler.
Rhombulus,(üzgün bir şekilde ellerine bakarak) haklıydınız bu kötü bir fikirdi.
Evil Marco, neden kötü bir fikir olsun ki? Bunları birine anlatmak çok iyi hissettirdi. Bu fikir için sağ ol. Eğ, şimdi kim anlatıyor?
Omnitraxis,(paralel evrenlerin dengesinin gerçekte bozulmadığını bilmenin vicdan azabıyla) ben anlatırım. İlginç bir-iki hikayem var.
(Böylece herkes hikaye anlatmaya ve bu hikayeleri yorumlamaya başlar)

Star vs. forces of evil geçmişin hayaletleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin