Y, başka bir sıkıcı açıklama bölümü ama ne yazık ki oluşturduğum hikâyenin anlaşılabilmesi için bunu yapmak zorundayım.
(Özel unicorn boynuzunu oluşturduktan sonra Solaria uzun bir uyku çekmiştir ve yaklaşık 24 saat sonra ise nihayet uyanmış ve saklanma yerine dönebilmiştir)
Mina, sana onu aramaya çıkalım demiştim ama sen beni hiç dinlemedin! Yüksek kurulun ve şu diğer Marco'nun onu bulmak için yeterli olucağını düşündüğüne inanamıyorum. Ya başına birşey geldiyse?
Kristin, zaten yeterince kötü hissediyorum Mina. Ben sadece biraz kendine zaman ayırmak istediğini filan düşünmüştüm. Zaten Cipher'da buna benzer birşey söylemişti. Bu kadar uzun süre gelmeyeceğini bilemezdim ki.
Mina, yani bu seni haklı yapıyor öyle mi?
Kristin, öyle demek istemediğimi sende biliyorsun!
Solaria,(gülerek)favori ikilimin her zaman ki gibi iyi anlaşması ne kadarda güzel.
M&K, SOLARİA!!!
M, sen nerelerdeydin?
K, bizi çok korkuttun. Sana birşey oldu diye ödümüz koptu.
Solaria, bu kadar endişelendirdiğim için kusura bakmayın ama neden bu kadar paniklediniz ki? Gözetleme sihriyle benim nerde olduğuma bakmadın mı Kristin?
Kristin, endişelenmeye başladığımda bunu düşündüm ama Cipher bize, sana biraz kişisel alan tanımamız gerektiğini ve senin büyük ihtimalle gözetleme sihrinin işe yaramayacağı bir yerde olduğunu söyledi.
Mina, ona Cipher'ı dinlememesi gerektiğini söyledim ama beni hiç dinlemedi. Kesin bu sihrin işe yaramadığı bir yerde bile değildin ama ne yazık ki bunu kanıtlayamıyorum. Ah bir sihir yapabilsem.
Solaria, aslında bu sihri kullanmamanız bir bakıma iyi olmuş çünkü abim ile beraberdim. Zamanın nasıl geçtiğini fark etmemişim. Tekrar kusura bakmayın.
Mina, doğru ya şu henüz tanışma fırsatı bulamadığım abin. (Alaycı bir şekilde) Acaba onun yüzünü ne zaman görebilme onuruna sahip olacağım Solaria?
Solaria, inan bana o kadar merak etmeye değer birşey yok. Bizde diğer abi kardeşler gibiyiz. Hani şu birbirini herkesten daha çok tanıyıp sürekli gıcık eden ama yardım gerektiğinde her zaman orada olan klişe kardeş tiplemesi.
Mina, senin gibi birinin klişe bir aile ilişkisi olucak ha? Buna inanmamı beklemiyorsun değil mi?
S&D, bu sana kendimle ilgili söylediğim ilk gerçek şey olabilir ama sen o kadar yalanıma inanırken buna inanmamayı seçiyorsun😔
C, Solaria bir saniye buraya gelebilir misin lütfen?
S, hemen geliyorum Cipher.
(Solaria ve Cipher konuşurken)
Mina, bunların ilişkisi filan mı var?
Kristin, bilmem yani yaşları hemen hemen eşit ama bence Solaria gibi biri, Cipher gibi garip birinden daha iyisini hak ediyor. Yinede ihtimal dışı değil.
Cipher, ben artık şu Sözlüdük ile konuşmaya karar verdim. Bu süreçte onları buradan uzaklaştırman gerek. Daha fazla açıklama yapmak istemiyorumda.
Y, bende
Solaria, ama Kristin henüz bana içindeki herşeyi öğretmedi.
Cipher, zaten buna zamanda yok. Seni çalışırken gördüm. Yeterince iyi olduğunu söyleyebilirim.
Solaria, ama ben şey...
Cipher, öfff, iyi(kitaptan bir sayfa koparır) şu sihirli böcekler hala duruyor mu?
Solaria, evet, neden sordun?
Cipher, geri döndüğünde bu böcekleri kullanarak yeni bir büyü kitabı oluştur. Bundan sonra onu kullanırsın.
Solaria,(sevinerek)teşekkürler Cipher. Hmmm, sanırım onları buradan uzaklaştırmak için şu Solarian Savaşçıları ile tanışma olayını kullanabilirim. Kristin'in benim için endişelenip Mina ve benimle geldceğine eminim. Yüksek kurul ve Marco zaten burada değil. Hem bu sayede aynı anda iki işi halletmiş olurum.
Cipher, oldukça zekice Solaria.
(Onlar gittikten sonra Cipher bir kap puding alır ve kitabı açarak Sözlüdük ile konuşmaya başlar)
Sözlüdük, sen şu Cipher denen acemisin değil mi?
Cipher, eğer bunun beni kızdıracağını sanıyorsan çok yanılıyorsun çünkü benim bu planın ufak bir parçası olmadığımı anlamaman imkansız. Bu evrende o kadar salak değilsin.
Sözlüdük,(onu ciddiye almayarak)kısa kesip bana şu pudingi verir misin? Açken pek düşünemiyorumda.
Cipher, öncelikle senin acıkmadığını biliyorum ama huyuna gidicem. Al bakalım pudinginin tadını çıkar.
(Sözlüdük pudingin hepsini yedikten sonra)
Cipher, pekala artık konuşmaya başlayabiliriz değil mi?
Sözlüdük, bu senin ne istediğine bağlı.
Cipher, çok birşey istemiyorum. Sadece beni ilk kraliçenin değneği aldığı zamana götürmeni ve tabiki benim birkaç soruma cevap vermeni istiyorum.
Sözlüdük, karşılığında ne alıcam? Bu hiçte birkaç puding karşılığı yapabileceğim birşey değil.
Cipher, şuna ne dersin bu iş bittiğinde kitabını alıp gidebilirsin. Sence bu yeterli bir karşılık mı?
Sözlüdük, aslında evet. Bu gayet güzel bir teklif ama şunu sormam gerek neden böyle bir teklif yapıyorsun? Bunun sizin plânınıza ne katkısı olabilir ki?
Cipher, aslında bir katkısı yok ama biz bu planı yaparken üçümüzünde istekleri gerçekleşicek şekilde tasarladık. Buda benim istediklerimden biriydi hepsi bu. Sadece kabül ediyormusun onu söyle.
Sözlüdük, sanırım bunda bir sakınca yok.(zaman babanın boyutuna bir portal açar)
Cipher, bu benim için fazla küçük bir portal. Biraz büyültebilir misin?
Sözlüdük, neden kendin bir portal açmıyorsun?
Cipher, senin o boyutun neresine gideceğini bilmiyorum ki. Seni orada kaybetmek kötü olurdu.
Sözlüdük, iyi o zaman(portalı büyültür ve ikisi birlikte Zaman Baba'nın boyutuna giderler)
Sözlüdük, şimdi tek yapmamız gereken şey Zaman Baba'yı bulmak.
Cipher, ne yazık ki onu bulamayız. Bizim ekip en son buraya geldiklerinde Zaman Babaya çok fazla zarar verdiler. Hayatta kalmış olsa bile tüm bu yaşadıkları hafızasına ve vücuduna çok fazla zarar vermiştir. Seni hatırlayacağını sanmam. Diğer yolu kullanmalıyız. Yani şu Reynaldo'nun kayığını.
Sözlüdük, sen onu nerden tanıyorsun?
Cipher, araştırmamı iyi yaptım.
Sözlüdük, o belli ama böyle birşeyi öğrenebilmek için nasıl bir araştırma yeterli olabilir ki?
Cipher, üzgünüm ama bunu öğrenmek düşündüğün kadar zor değil. Yani baksana şurada büyük harflerle Reynaldo yazıyor. Onun kim olduğunu bulabilmek içinde ikinci seviye bir Mewni tarihi araştırması gayet yeterli. Neyse hadi çabuk ol. Solaria ve diğerleri heran dönebilir.
(Biraz beklemeleri gerekir ama nihayet Reynaldo kayığıyla birlikte yanlarına gelir)
Reynaldo, merhabalar ilginç olan ve kendisi koymasına rağmen benim ismimi garip bulan.
Cipher, doğru ya Reynaldo bir kraliçe yüzünden sürekli böyle konuşmak zorunda kalmıştı değil mi?
Sözlüdük, ne yazık ki evet😑
Reynaldo, elimde olmayan bir durum. Budur sebebi mutsuzluluğumun.
Sözlüdük, lütfen kısa kes ve bizi ilk kraliçenin değneğini aldığı zamana götür.
Reynaldo, ne kadarda sınır bozucu bir olaydı. Tek misafirinin sana bu kadar nobran davranması.
Cipher, bu sandığımdan çok daha sinir bozucu bir şeymiş.
Sözlüdük,(iç çeker)birde bana sor.
Reynaldo, geldik işte gerekli istikamete. Haydi söyle mutlu musun böyle?
Sözlüdük, tahmin bile edemezsin.
(İkisi kayıktan ayrıldıktan sonra)
Sözlüdük, pekala her an gerçekleşebilir ama burada olmak pekte iyi bir fikir değil. Hadi saklanalım.
Cipher,(yanında getirdiği tatlılardan birini yerken) peki öyle olsun. Şu kaya saklanmak için yeterli büyüklükte gibi duruyor.
Sözlüdük, bu pek iyi bir fikir değil. Şu taş yığını bunun için daha uygun.
Cipher, o nedenmiş?
Sözlüdük, güven bana o kaya bunun için uygun değil.
Cipher, peki, sana inanmayı seçiyorum.
(Bir süre sonra ilk Mewnililer ve onlardan hemen sonrada Sözlüdük ve Meteora gelir.
Cipher, eğer sen bu hatıradaysan değneği senin yaptığını düşünmek çokda saçma olmamalı değil mi?
Sözlüdük, numarayı bırak. Bunu zaten bildiğine eminim. Şimdi bana şu sorularını sor.
Cipher,(gülerek) seni kandırmak gerçekten imkansız. Bak ben kendi 2. seviye paralel evrenimde sihir ile ilgili on binden fazla araştırma yaptım ve bir çok ilginç teori ürettim. Bunlardan en önemlisi ise sihrin kaynağının ne olduğu idi. Tabi bu sadece bir teor ama bunun gerçek olup olmadığını söyleyebilecek tek kişi bana cevap vermeyi reddetti.
Sözlüdük, o kişi senin boyutundaki benim değil mi?
Cipher, aynen öyle ama bu boyutta daha paylaşımcı olduğunu düşünüyorum. Haklı mıyım?
Sözlüdük, büyük olasılıkla hayır ama sen yinede teorini söyle. Belki birşeyler anlatırım.
Cipher, aslında özgür kalmak için bunu zaten yapmalısın ama neyse ben en iyisi anlatayım. Herşey, tüm maddelerin aslında sihirden yapıldığını anlamamla başladı.
Sözlüdük,(umursamaz bir şekilde)nasıl yani?
Cipher, bunu zaten biliyor olmalısın.
Sözlüdük, diyelim ki bilmiyorum.
C, o zaman anlatayım. Var olan her farklı enerjiyi tanımlayıp numaralandıran bir makina yaptım ve sihiri tarayınca oluşan göstergenin diğer her maddeyi tarayınca bir saniyeliğine gözüktüğünü fak ettim. Bunu üç yüzden çok madde de denedim ve hepsinde bu sonucun olduğunu keşfettim. Bu yüzden bir teori ürettim. Benim teorime göre tıpkı sihir boyutu gibi bir yer var fakat ondan yüzlerce kat daha büyük. Bir gün bu şey dengesizleşip patlıyor ve sonuçta tüm 2. seviye paralel evrenleri oluşturuyor ama bu patlamanın bir etkisi olarak diğer paralel evrenler oluşuyor. Tıpkı Butterflylar şu unicornları oluştururken diğer yavrularında oluşması gibi.
Sözlüdük, öncelikle güzel bir teori ama büyük oranda yanlış.
Cipher,(üzülerek)gerçekten mi? O zaman ikinci soruma geçiyorum. Bu olayın doğrusu ne?
Sözlüdük, sanırım sana anlatabilirim. Bir sihir alanı olduğu konusunda haklısın ama o parçalanmadı. Tam aksine her saniye bu enerji kendini çoğaltmaya devam ediyor ki aslında bu 2. seviye paralel evrenlerin oluşmasının sebebi. Böyle bir sihri dengede tutmak çok zor. Bu yüzden sihir arttığında dengeyi korumak için yeni oluşan bölüm sihrin olduğu noktadan ayrılıyor. Bir süre onunla aynı yerde kalıyor ve bu parçalanma kadar güçlü oluyor ki sihir alanının olduğu yerin boyutsal dokusuna büyük oranda zarar vererek düzeltilebilir bir yırtık oluşturuyor.
Cipher, ve bu yüzden oluşan evren bağımsız bir noktada oluyor.
Sözlüdük, aynen öyle.
Cipher, peki ya boyutlar?
Sözlüdük, çok basit, dokuya zarar verdikten sonra bir patlama gerçekleşiyor ama bunun şiddeti o kadar çok oluyor ki bu patlamanın kendisini bile etkiliyor ve sonuçta tek bir büyük nokta oluşacağına patlayan sihrin içindeki enerji parçalanıp bir çok boyut oluşturuyor.
Cipher, peki ya sihir boyutu o nasıl oluşuyor?
Sözlüdük, patlama gerçekleşmeden önce sihrin bir bölümü ayrılabiliyor ve kalan kısım patladığı sırada hâlâ aynı durumda olduğu için ona birşey olmuyor. Boyutlar oluştuğu sırada ise kendi kendini şekillendirip onlar gibi bir boyut şekline geliyor.
Cipher, ilginç. Demek gerçekte olan şeyin benim teorim ile bir alakası yokmuş.
Sözlüdük, aslında biraz var. Şu paralel evrenler konusunda haklısın. Yani teorinin bir kısmı doğru.
Cipher,(alaycı bir şekilde)en azından o kısım doğruymuş ama hala anlamadığım birşeyler var. Mesela Star ve Marco bu boyutları nasıl bir araya getirdi, neden tüm boyutlar birleşmedi ve en önemlisi sen tam olarak nesin?
Sözlüdük, ilk sorunun cevabını bende bilmiyorum ama ikincisinin cevabı oldukça basit. Sana patlayan sihrin içindeki enerjisi parçalanır demiştim. Ayrıca parçalanmadan önce sihrin bir bölümünün ayrılabileceğinide söylemiştim. İşte sihir boyutunun dışında bir parça daha ayrılmıştı ama patlama sonucu oluşan şu enerji parçalarından biri ona çarptı ve ikinci bir parçalanma yaşanmasına sebep oldu. Oluşan bu üç parça ise üç farklı boyutu oluşturdu. Mewni'yi, Boynuz Kafa'nın boyutunu ve Marco'nun boyutunu. Aynı şekilde onun çarptığı sihirde üçe bölündü ama üç parçaya bile bölünse çarpışmanı şiddeti sonucu bu parçalar düzgün bir şekilde dağılmadı.
Cipher, nasıl yani?
Sözlüdük, mesela Mewni'ye bir parça Boynuz Kafa'nın boyutuna sıfır parça ve Marco'nun boyutuna tam iki parça düştü. Şimdi anladın mı?
Cipher, gayet net bir şekilde.
Sözlüdük, benim nasıl oluştuğuma gelicek olursak, sanırım en başından başlamalıyım. Bak sihir alanındaki her sihir damlasının kendi yaşam enerjisi vardı ve sihir alanı bir parçasını ayırırken bu yaşam enerjisinide ondan ayırıyordu.
Cipher, yani sen bu yaşam enerjilerinin birleşimi sonucu oluştun.
Sözlüdük, aynen öyle ama sadece yaşam enerjisinden oluştuğumdan vücudumun şekillenmesi oldukça zor bir şekilde gerçekleşti ve sonuç ortada
Cipher, bu neden bu kadar gülünç gözüktüğünü açıklıyor ama madem öyle özel bir canlısın neden sadece prenseslere yardımcı olmakla vakit kaybediyorsun?
Sözlüdük, çünkü sahip olduğum bu yaşam enerjilerinin önceden neler gördüğünü biliyorum.
Cipher, peki neler görmüşler?
Sözlüdük, koca bir hiç. Resmen sonsuz boşluk dışında hiçbir şey yok. Bu yüzden buraya geldiğimde harika bir başlangıç yapabileceğimi düşündüm. Yeni ve güzel olaylar görmek güzel olmalıydı ama ufak bir sorun vardı. Oluşan tüm bu yerlerdeki hiçbirşey hareket etmiyordu. Bu yüzden Zaman Baba'yı oluşturdum ve ardından zamanda ileri gitmeye karar verdim. İlk gittiğim zamanda değneği oluşturduğuma ve şu ilk mewnililerden birine verdiğimi gördüm. Ardındansa o zamanın gelmesini bekledim.
Cipher, şu saklanmamızı istemediğin kayanın arkasında değil mi?
Sözlüdük, beklediğimden daha geç anladın. Neyse, bu olaydan sonra o kişiyi gözlemlemeye başladım ve nihayet aradığımı bulduğuma inandım ama bunda da bir terslik vardı. Bu değnek ile sadece patlamalar oluşuyordu. Buda bir yerden sonra sıkacağından değneğin içinde oluşan unicornu hala bağlantıda olduğum sihir alanının gücü ile değnek için çok önemli bir unsur haline getirdim çünkü kendisi artık kişinin hayal gücüne göre şekillenebilen değişken sihrin oluşmasını sağlıyordu. İlk kraliçe bu olaydan sonra gerçekten ilginç şeyler yapmaya başladı. Bende bu yüzden onu daha fazla takip etmeye karar verdim.
Cipher, peki ya neden şu garip kitapta yaşıyorsun?
Sözlüdük, şey aslında bu ilginç bir hikaye. Şöyle ki ilk kraliçe kızı doğduktan çok kısa bir süre hastalandı. Ne yazık ki şu ana kadar iyileştirme sihiri yapmamıştı ve onun hastalığı için etkili olucak seviyede bir tane yapmak içinde vakti kalmamıştı. Bana kızının onun yaptığı sihirleri öğrenebilmesi için bir şey yaptığını söyledi ve bana büyü kitabını gösterdi. Tabiki onlar aslında insan olduğundan ve burada çok fazla sihre maruz kaldıklarından hafızası gitmişti. Bu yüzden tek yapabildiği şey garip karalamalardı. Onun tanıdığı en zeki kişi olduğumdan yazdıklarını anlayabileceğimi düşünmüştü ve benden kızına yol göstermemi istedi. Babası bir canavar tarafından öldürdüğünden bunu yapacak kimse yoktu ve o benim bunu yapmamı istiyordu. 'Sana güveniyorum' bu onun son sözü oldu. O an ilk kez bir duygu hissettim yani üzüntüyü. Bu benim için asla unutamayacağım bir olaydı. Bu yüzden bir karar aldım, sadece kızına değil onun jenerasyonundan gelen herkese yol bulmalarında yardımcı olucaktım. Sihir güçlerimi kullanarak onun yazdıklarını anlamayı başardım ve onun istediği gibi kızına yardım ettim ama ikinci kraliçe daima bana ihtiyaç duyuyordu. Bensiz hiçbir şey yapamıyordu. Bu yüzden ilk kraliçenin yazmaya başladığı kitapta yaşamaya karar verdim ve fark ettim ki bu durum hiç de kötü değildi. Aslında ikinci kraliçeye daha rahat eğitim verebildiğim için iyi bile denebilirdi.
Cipher, ve sende buna sonsuza kadar devam etmeye karar verdin.
Sözlüdük, evet hatta sırf bu yüzden kitaba sihirden etkilenmesin diye sihir bile yaptım ama zamanla kitaba yaptığım sihirler yüzünde onunla istemsiz bir sihir bağlantısı kurdum. Sanki gerçekten kitaba aitmişim gibi. Bu durumun ilk başlarda benim için bir sakıncası olmadığı için bunu yok etmedim taki Ludo kitabı yaktığı için uzunca bir süre bilincimi kaybedene kadar.
Cipher, vay be! Oldukça güzel bir hikayen varmış.
Sözlüdük, ama bunları bilememenin beni şaşırttığını itiraf etmeliyim.
Cipher, ben sadece bir araştırmacıyım o kadar. Mesela Fısıltı Sihrinin varlığını biliyordum ama sözlerini bilmiyordum.
Ne yazık ki senin kadar çok şey bilmem imkansızdı.
Sözlüdük, sağ ol ama birşeyi merak ettim. Neden bu zamana geldik?
Cipher, aslında bunun net bir sebebi yok. Sadece buraya gelip böyle önemli bir olayı görmek istemiştim ama yalan yok konuşmaktan pekde dikkat edemedim.(Gülümseyerek)Neyse seni daha fazla burda tutmayacağım. Artık gidebilirsin.
Sözlüdük, seninle sohbet etmek güzeldi Cipher.
Cipher, seninle de öyle Sözlüdük. (Gülümseyerek)Bu arada bunu gerçekten planımız için önemsiz olduğuna inanmadın değil mi?
Sözlüdük, tabiki de hayır.
Cipher,(gülümseyerek)sanırım seninle çok iyi anlaşacağız😈😈😈
Y, 2300 kelime

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Star vs. forces of evil geçmişin hayaletleri
ActionSihir gitse bile eski bir tehlike yeni bir düşmanla geri gelmeye hazırlanıyordu.