15- GİZEMLİ TABLO

81 5 10
                                    

   Aklımda hep Ünal olduğu için ne zaman eve geldiğime dair hiçbir fikrim yoktu. Yol boyunca tek düşündüğüm bugün olanlardı. Emre birkaç kez benle konuşmaya çalışsa da sessizliğim onu da susturmayı başarmıştı. Yatağa kendimi bırakmamla gözyaşlarımda bunu beklercesine akmaya başladı. Emre peşimden odaya girerken yanıma gelmek konusunda oldukça çekingendi. Ağladığımı belli etmemek için kafamı iyice yastığı bastırırken sırtım dönük bir şekilde konuştum onla. "Bugün çok yoruldum Emre. Yalnız kalmaya ve düşünmeye ihtiyacım var." Emre birkaç adımla yanıma gelip saçlarıma küçük bir öpücük kondurmuştu. "Pekâlâ, gidiyorum ben o zaman. Ne yaşandı bilmiyorum ama lütfen kendini üzme." Önce odanın sonra dış kapının sesi gelirken yatağa sırt üstü uzandım. Kollarımı iki yana açarken tavana doğru bakıyordum. Eda'nın söyledikleri bir türlü zihnimden çıkmıyordu. Onun ağlayışı, yalvarışları... O güçlü karakterinin arkasında gördüğüm o kız çocuğu yüreğimi parçalamıştı. Ne olursa olsun kimseyi böyle üzmeye hakkım yoktu. Yıllarca erkek arkadaşlarımın bana yaptıklarını şimdi ben bir başkasına yapıyordum. Aldatmanın ne kadar büyük bir acı olduğunu bildiğim halde bunu nasıl başka birine yapabilirdim aklım almıyordu. Önceden Ünal'ın sevgilisi bile olduğunu bilmezken onu sevmem, istemem mantıklıydı ama bu durumda böyle bir şey olması imkânsızdı.

 Bu aşkı kalbime gömmem gerekiyordu sonsuza dek. Şuan bunu düşünmek bile kalbime iğneler batarcasına acı çektirirken yaşlarım daha da artmıştı. Makyajım aktığı için artık gözlerimi acıtırken yatakta doğruldum. Bakışlarım istemsizce Ünal'ın evine doğru kayarken, onunda yatakta oturduğunu fark etmiştim. Ayağa kalkıp pencereye ilerleyerek ona doğru uzunca bakmıştım. Üzerindeki bakışları hissetmiş olacak ki pencereye doğru bakışlarını yöneltmişti. Benim ona doğru baktığımı fark ettiğinde ayağa kalkıp o da pencerenin önüne yönelmişti. Gözlerinde ilk kez gördüğüm bir duygu vardı; acı. İlk kez onu acı çekerken görüyordum. Buradan net seçemesem de iyi durumda olmadığı bariz belliydi. Bana bir dakika işareti yaparak bir anlığına ortadan yok oldu. Döndüğünde elinde kâğıtlar ve kalem vardı. Kâğıtta bir şeyler yazmış ve pencereye yaslayarak onu okumamı işaret etmişti. Okumak için pencereye daha çok yaklaşırken üzerinde 'İyi misin? Berbat görünüyorsun.' yazanları okumamla kahkahayı patlatmıştım. Büyük ihtimal şuan gerçekten berbat gözüküyordum. Bende ona bir dakika işareti yaparken hızla salona geçtim. Masanın üzerinde duran kâğıtları ve kalemi alarak eski yerime döndüm. Kâğıdın üzerine 'Hiç bu kadar iyi olmamıştım. Sen?' yazarak ona gösterdim. Omuz silkmiş hiçbir cevap vermemişti soruma. Kâğıda 'Artık koşmamamız gerek. Bu hem senin için hem benim için en iyisi.' Yazarak ona gösterip devam ettim. 'Daha fazla başkalarının üzülmesini istemiyorum.' Onu da gösterdiğimde sinirle bana baktığını fark etmiştim. Beklemesi için işaret ederken 'Kendine iyi bak ve beni tamamen unut. Çünkü ben seni unutacağım.' diyerek son kâğıdı da ona gösterdim. Daha yeni durmuş olan yaşlarım yeniden canlanmıştı. Yüzümde buruk bir gülümseme oluşurken yavaşça ona doğru el salladım. Ünal beklemem için işaret ederken onu umursamayıp perdeyi çekmiştim. Yere dizlerim üstüne çökerken hıçkırarak ağlamaya başladım. Ona büyük bir yalan söylemiştim. Onu unutacağım tamamen bir palavradan ibaretti. Her şeyi unuturdum ama kalbim onu asla unutmazdı. O benim içimde hep imkânsızım olarak kalacaktı. Hayallerimde yaşamaya devam edecekti ama sadece o kadardı. Gerisi bizim için yoktu. Olamazdı da.

 Gece en son hatırladığım ağlayarak uykuya dalmamdı. Ertesi gün şiş gözlerle uyandığımda, dün hiç yaşanmamış gibi davranırken bulmuştum kendimi. Hayatım eski sıradan haline dönmüş gibiydi. Pazar günü olduğu için evde oturup kitap üzerine çalışmak için müthiş bir zamandı. Tüm gün kitap üzerinde çalışmış ve büyük bir ilerleme kaydetmiştim. Pazartesi olduğunda siyah takım elbiselerimden birini giyerek işe gitmiştim. Oldukça yoğun bir gün geçirdiğim için hiçbir şeye düşünmeye de fırsatım olmamıştı. Öğlen arasında Emre'yle kısa bir telefon görüşmesi yaptığımda, kendisi konuşmayı bu yöne doğru çekmeye çalışmış bense işim çıktığını söyleyerek telefonu yüzüne kapatmıştım. Farkındaydım yine eski Itır'a dönmeye başladığımı ama şuan başka bir şey yapmak istemiyordum. Hayata her zaman seçtiğim çözüm yoluna başvurmuştum yine. Kaçmak bazen gerçeklerle yüzleşmenin ön hazırlığıydı. Olanların varlığını kabullenmeden önce kendimi buna hazırlamam gerekiyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 21, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BENİ SEVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin