Merhabalar! Yeni bölümle bekletmeden geldim. Üstelik epey uzun! Tadını çıkararak okuyun ama lütfen beğenmeyi unutmayın. Yorumlarınızı da unutmayın lütfen, sizin yorumlarınız beni yeni bölüm yazmaya itiyor. İyi okumalar.
****
Ünal karşı kaldırımdan bize doğru gelirken"Merhabalar, sevgilin mi Itır?" demesiyle Emre'ye döndüm. Kaşlarımı çatıverirken o an ki durduğumuz pozisyonu fark edip çığlık atarak onu kendimden ittim. Yağmur yağdığından dolayı yerler kaygandı. Emre'yi birden itince o da dengesini kaybetmiş yere düşmüştü, tabi benle birlikte. Emre sırt üstü düşerken bende onun üstüne düştüm. Kafamı kaldırıp ona baktığımda bana sinirli bir şekilde bakıyordu. Bense bu durumlarda ki tek çözümümü kulandım; otuz iki diş gülümsedim. Ünal hızla yardım için yanımıza gelerek beni belimden tutup kaldırdı. Bu ani bana dokunuşu minik bir kalp krizi yaşamama sebep olurken Emre'nin konuşmasıyla kendime geldim. "Aptal mısın kızım sen?" Ona doğru döndüğümde Ünal'ın onu da kaldırdığını fark ettim. Ünal'ın yanında bana salak dediği için sinirlenirken kaş göz hareketleriyle susmasını işaret ediyordum ama aptal anlamıyordu. "Ne kaş göz yapıyorsun?" Sinir kat sayım artarken elimi yumruk yapıp gösterdim. Emre gülerken yanağını göstererek "Vur bakıyım minik."dediğinde tam çığlık atıp üzerine atlayacakken Ünal'ın sesiyle duraksadım. "Siz ne kadar çok yakışıyorsunuz." Emre'yle aynı anda "Biz sevgili değiliz!" diye bağırdığımızda bakışlarımız buluşmuştu. "Biz çok iyi kankayız dimi kanka?" Emre yarım ağız zorla gülümseyerek "Evet." demişti. Ünal bana dönerek "Ne yapıyorsunuz burada böyle?" diye sorduğunda gülümseyip flörtüz gözükmeye çalışarak konuştum. "İddiaya girdik de, tabi ki ben kazandım. Cezasını yapıyordu ama dayanamayıp bir dans kraliçesi olarak bende ona katıldım." Emre'nin belime dirseğini geçirmesiyle saçmalamaya başladığımı fark ettim. Kaçmak için ilk bahane olarak araba aklıma gelmişti. "Siz burada takılın ben gidip arabayı kilitleyip geleyim." Onların bir şey demesini beklemeyerek hızla arabaya doğru koşup oturdum. Radyoyu kapatıp, anahtarı alarak ineceğim sıra gözüm aynaya kaymıştı. İkisinin gülerek bir şey konuştuklarını fark etmiştim. "Bunların ortak ne konusu olabilir ki böyle gülerek konuşuyorlar? Dur bir dakika, onların tek ortak noktaları benim. Hızla arabadan inip kapıyı kilitleyerek yanlarına gittim. "Ünal sonra görüşürüz. Bizim Emre'yle birkaç işimiz varda. İyi geceler." Ünal'ın bir şey demesini beklemeyerek Emre'nin ellini tutup kapıya doğru sürütürken bir yandan da söyleniyordum. "Niye beni çocuğun önünde rezil ediyorsun ki? Hem söyle bakalım ne konuşuyordunuz siz ikiniz?" Emre gülerek kolunu omzuma atarken asansöre binmiştik. "Bir kere benim seni rezil etmeme hiç gerek yok. Sen zaten konuşarak her şeyi mahvediyorsun. Diğer soruya gelirsek Ünal'la senin hakkında konuşuyorduk." "Ne! Ne konuştunuz çabuk söyle!" Emre bir şey demeyecek elimdeki anahtarı alıp kapıyı açtı. İkimizde eve girerken ben halen daha heyecanla ondan bir cevap bekliyordum. Bakışlarımdan sonunda bıkmış olacak ki konuşmaya başladı. "Senin ne kadar komik biri olduğundan filan bahsettik." "Bence de çok komiğim. Demek ona yaptığım esprileri gerçekten beğeniyormuş." Mutlulukla gülümsemem büyürken o an bir şeyin hiç farkında değildim. Emre bana sohbetleri hakkında yalan söylemişti ama bunu ilerde ancak öğrenebilecektim.
Üstümüz başımız battığı için sırayla banyoya girmemiz gerekiyordu. "Emre sen daha kötü durumdasın hasta olmadan önce hemen gir sıcak duşa." Emre kafa sallayıp banyoya girerken havlumu vermiştim. Odama gidip ona giyebileceği birkaç kıyafet ayarladıktan sonra mutfağa geçtim. Kurt gibi acıkmıştım. Yüksek ihtimal Emrede öyleydi ama şuan hiç yemek yapacak halim yoktu. Buzdolabının üzerindeki kartlardan pizzacının numarasını çevirip büyük boy karışık pizzayla kola sipariş etmiştim. Emre banyodan çıktığında yanına ilerleyerek odama geçmesini işaret ettim. Havluyu beline bağladığı için üst vücudu resmen gözler önündeydi. Çenemi tutamayarak "Kasların çok iyiymiş." dediğimde anında dediğime utanarak ağzımı kapattım. Emre gülerken "Çok şanslısın Itır. Kadınlar bu halimi görmek için bana ne teklif ettiklerini duysan dudağın uçuklar." dediğinde gözlerimi belirtmiştim. Aslında haklı olabilirdi, o kadar güzel gözüküyordu ki hele ki ıslak haliyle dokunmadan edememiştim. Parmağımı yavaşça karın kaslarında gezdirirken gerildiğini fark etmiştim. Elimi çekecekken beni durdurdu. "Daha önce hiç kaslı sevgilin olmadı mı?" Gözlerimi yeşillerine çevirirken "Oldu ama... Bilemiyorum bunlar daha farklı." Ağzımdan çıkan kelimeler yüzünden dudağımı ısırırken Emre'nin gülmesini duymuştum. "Bir an önce giyeceğim şeyleri göster de sende banyoya gir yoksa hasta olacaksın." Hızla kafa sallayıp ona ayırdığım kıyafetleri verdim. Yüzünde şaşkın bir ifade oluşurken "Ben bunları asla giymem." demişti. Omuz silkerek "Evde sana göre bir tek bunlar var. İstersen giyme çıplak gez." diyerek alay ettiğimde o son dediğimi ciddiye almış olacak ki tam havluyu açacakken son anda onu durdurdum. "Sen demedin mi çıplak gez diye. Şimdi niye durduruyorsun?" "Ben sana çıplak gez derken o anlamda dememiştim. Lütfen giy şunları." Uflayarak dışarı çıkmamı işaret ederken kafa sallayıp tam kapıyı kapatacakken aklıma pizzacı gelmişti. "Pizza sipariş ettim de ben duştayken gelirse mutfaktaki masada para var onunla ödeyip al." Emre kafasıyla onaylarken bende kendimi banyoya atmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ SEV
RomanceItır yıllardır aşık olduğu karşı komşusuna sonunda açılma kararı alır ama önünde kocaman bir engel vardır. Adam nişanlıdır! Her şeyden vazgeçmek üzereyken yardımına koşan hiç tanımadığı bir erkek sayasinde "Beni Sev" planını devreye sokarlar. O erk...