Bunu söyledikten sonra annem olmayan sevgilimin boyunu , saç rengini , yakışıklı olup olmadığını ve nerede tanıştığımızı sormaya başlayınca ne kadar tehlikeli bir işe burnumu soktuğumu fark ediyorum.
Yalan söylemek acaba benim neyime ? !
Anneme aşırı yorgun olduğumu ve dinlenmem gerektiğini ve aynı zamanda eşyalarımı yerleştirmem gerektiğini söyleyince , sonra her şeyi anlatma sözü aldı , bana acımış olacak ki beni odama yolluyor.
Öncelikle birisini bulmam gerekiyor ama bana yardım edebilecek tek bir kişi bile tanımıyorum.Kafamı kederle sallayıp oyuncak ayıma sarıldım.
" Keşke sen gerçek olsaydın oyuncak ayıcığım. Seninle evlenirdik ve anneme de yalan söylemek zorunda kalmazdım."Anneme nasıl bir yalan uyduracağımı ve bunu nasıl yapacağımı düşünmekten uyuyamamıyorum. Bende dışarı çıkmaya karar verdim.
Belki yolda yürürken aklıma parlak bir fikir gelir ?Bilirsiniz ki insanların aklına en iyi fikir tuvalette veya yolda yürürken gelir. Eh tuvalette birini bulamayacağıma göre dışarı çıkmak en mantıklı karar olarak geliyordu.
Anneme olmayan sevgilimle buluşacağımı söylediğimde , çünkü çıkmamın başka türlüsünde kesinlikle olmayan sevgilimi sormadan bırakmazdı , heyecanla adını soruyor.
Ben şimdi ne diyeceğim ? Acaba kem küm veyahut hemm hımm gibi sesler mi çıkarsam ?
Annem bunu sorunca ayakkabılarımı elime alıp
" Ben çıktım " diye minik bir çığlık atıyorum .Ayakkabılarımı kaldırımda giyerken bir yanda da nasıl 'sahte nişanlı ' bulabilirdim onu düşünüyorum.
Tabiki bana bakıyorlardı.
Çünkü insanlar izlemeyi severler.Kulaklığımı takıp uzun uzun ve yavaşca yürümeye başladım. Şimdi yapabileceğim en mantıksız şey yolda geçen birine "merhaba acaba benimle nişanlanır mısınız ? " diye sormak olurdu. Ben bu kadar mantıksız bir şey yapar mıyım sizce ?
Elbette. Ama bu sefer değil.Yolda biraz daha ilerleyince ve ışıkları geçince aklıma en yakın arkadaşım olan Elif'i arayıp bunu söylemek geliyor. Tabiki bu da olmazdı çünkü bunu yaptığım için bana söverdi ve aynı zamanda da annemlere her şeyi anlatırdı.
Çünkü yalandan nefret eder.
Bende nefret ederim ama bu sefer elimden gelen bir şey yoktu.Sevmediğim biriyle mi evleneyim yani !
Tabii Elif'e sorsanız ailem bunu anlayışla karşılar fakat insan keşke diyor işte.
Keşke anlayışla karşılasalar...
O zaman bende ne idiğü belirsiz bir insanla nişanlanmak zorunda kalmazdım.Biraz daha ilerleyince ve bilmediğim yoldan sağa dönüp caddeye çıkınca aklıma bu sefer okul arkadaşlarıma sormak geliyor.
Ancak bu da olmaz çünkü pek samimi olmadığınız bir insana bunu deseniz ya sizinle dalga geçer ya da bunu tüm okula farklı bir şekilde yayardı. Daha da kötüsü ikisini de yapabilir.
Bu zamanlarda insanlara da güven olmuyor.
Elif'in ve benim abimiz gibi olan Umut veya Emreye de sorabilirdim ama onlar benden baya büyüklerdi ve aramızdaki abi -kardeş ilişkisi anında belli oluyordu. Bu yüzden annemler inanmazdı.
Ki onlara söylesem anında annemlere veya Elif'e söylerlerdi . Zaten ha anneme söylemişsiniz ha Elif'e sonuçta ikisinde de ikisi de duyacaktı.Umut , bir kere tehlikeli bölgeydi. Sadece bu konuda tabiki. Bir kere Elif'e aşıktı. Yaşları bizden 5 yaş büyük olsa da Umut gerçekten Elif' e aşıktı. Ama Elif'in çok sevdiği ve Elif'i çok seven bir kocası vardı. Tabi ki kocası yani Ömer bu durumu bilmiyordu. Bu dördümüz arasında bir sırdı.
Yani Umut her ne kadar Elif'in bir başkasıyla evli olduğunu bilse de Elif'e ihanet etmezdi . Ondan bir şey saklamazdı.