♔
Im Nayeon önüne gelen kısa saçlarını engellemek için parlak bir tel toka takmış test çözmeye çalışırken onu sinir eden çocuk hakkında düşünüyordu.Maç cumartesi günü kendi okullarında geniş kapalı sahada izleyici ile birlikte yapılacaktı.Nayeon hâlâ kaybedeceklerini düşünüyordu fakat o dik kafalı çocuk sürekli aklını işgal ediyordu.
"O çocuk kimdi biliyor musun ?" Nayeon sakince sorduğunda pes ederek koyu mavi kalemini bırakmış Chanyeol'e bakıyordu.
"Kim kimdi ?" Jihyo zaten büyük olan gözlerini iyice büyüterek merakla bakıyordu.
"Do Kyungsoo." Chanyeol cevap verdiği gibi Jihyo hızla ona dönüp baktı.
"Şu yeni nakil olan ve basketbol takım kaptanı olan Kyungsoo mu ?" Dediğinde Nayeon hayretle Jihyo'ya baktı.Bunları bu kadar çabuk öğrenen Jihyo'ya mı şaşmalıydı yoksa o uyuzun takım kaptanı olmasına mı ?
"Neden sordun ki neden ?" Jihyo aldırmadan tekrar merakla atıldığında Nayeon arkadaşının heyecanına karşı gözlerini devirdi.
Chanyeol bütün olayı Jihyo'ya anlattıktan sonra Jihyo kaşlarını kaldırarak bir Nayeon'a bir Chanyeol'e bakıyordu.
"Tanrım ! Dün ben yokken önemli bir şey oldu mu diye kırk kez sordum size niye şimdi haberim oldu ?"
"Bu önemli bir olay değil.Hatta olay bile değil.Ayrıca bilgin olsun kırk kez sorduğun tek soru 'Daniel'ın yanına herhangi bir kız yaklaştı mı ?' sorusuydu." Nayeon her zaman ki sivri diliyle acımadan konuştuğunda Jihyo başını yan eğip dudak bükmüş ve kafasıyla onaylayarak.
"Doğru kırk kez sorduğum soru konusunda haklı olabilirsin ama önemli olmayan olay hakkında önemsiz diyemezsin Nayeon.Bu okulda seninle tartışan tek kişi Roseanne salağı ve sürüsü bu salak dışında başka biriyle tartışmışsın.Üstelik bu kişi nakil gelen yeni basketbol takım kaptanı Do Kyungsoo." Dedi hararetle.
"Ee ne olmuş yani ?" Nayeon arkadaşının tersine sakin bir şekilde umursamazca omuz silkti.
"Ne mi olmuş bu hafta maç olacak ve Kyungsoo ile birbirinize resmen meydan okumuşsunuz.'' Eh Jihyo bu konuda haksız sayılmazdı sonuçta Kyungsoo Nayeon'a kantinde laflarını yedirmekle ilgili ağır şeyler söylemişti.Nayeon pek umursamıyordu.Kazansalar da kaybetseler de hiç umurunda değildi.Fakat kaybetmelerini çok istiyordu.Öyle ki sırf eski sevgilisi geçen sene basketbol takımında kaptan olduğundan basketbolla ilgili her şeyden nefret eder olmuştu.Bunun yanında Kyungsoo'nun takım kaptanı olduğunu öğrenince daha da bir soğumuştu o çocuktan.
Bu sene okula bir çok nakil öğrenci gelmişti.Okulun yükselen başarısı dikkatleri üzerine çekmişti.Tıpkı bir özel okul gibiydi.Öğretmenler çok ilgiliydi, sosyal aktivitelere önem veriliyordu ve daha bir çoğu.Üstelik okul kapalı spor salonunu yaz tatilinde genişletmiş ve kantinin yanında bir de yemekhane ekletmişti.Do Kyungsoo da birçok öğrenci gibi bu okula bu yüzden gelmişti zaten.
Ertesi gün yine Nayeon kafasında dönüp dolaşan tilkilerini kovalamaya çalışırken çıkardığı not özetini inceliyor dikkatini ona vermeye çalışıyordu.Bu notu Siyeon ve Minji için çıkarmıştı ve onlara götürmek için sınıflarına doğru ilerliyordu.Gerçekten sıkı çalışıyordu ve arkadaşlarına bile ders konusunda çok yardımcı oluyordu.Im Nayeon okulun popüler kızı olmasına rağmen aynı zamanda gizli bir inekti.Ders notlarını hep yüksek tutardı.Herkes Nayeon'un ne kadar çalışkan olduğunun farkındaydı ama onun bilgisini ve azmini konuşmak yerine yaşadığı kötü durumları konuşmak okuldakilere daha çok zevk veriyordu.Roseanne gibi daha bir sürü öğrenci vardı sadece laf atmaya çekiniyorlardı o kadar.
Bu yaşadıklarına rağmen Nayeon gerçekten kimin ne dediğini gram umursamıyordu.Yaşadıkları onu ilgilendirirdi ve evet yaşadıkları gerçekten onu derinden üzmüştü.En yakın arkadaşını sevgilisiyle yanlış bir şekilde görmüştü.O dönemlerde Chanyeol ve Jihyo gerçekten çok destek olmuştular ama yine de acısı dinmemişti.Sadece sevdiği çocuğu değil en yakın arkadaşını da kaybetmenin verdiği ağırlığı hep omuzlarında taşıyordu.
''Seokjinie Minji ve Siyeon yok mu ?'' kafasını içeriye uzatmış sınıfta tek başına oturmuş ağzı dolu yemek yiyen çocuğa seslenmesiyle çocuk gözlerini büyütüp dolu ağzını bir iki kez evirip çevirdi ve kalın dudakları büzüldü.
''Ehm bilmiyorum muhtemelen bahçede dolanıyordurlar ya da spor salonuna bak antreman yapıyor olabilirler.'' ağzındakini zorla bitirdikten sonra konuştuğunda Nayeon yanaklarını şişirerek sınıfın girişinde durmaya devam etti.Spor salonuna hiç ama hiç gitmek istemiyordu.Sıralarına koyabilirdi.
''Imm şey acaba kağıtları sıralarına koysam sorun olur mu ? Geldiklerinde söylesen ?'' dedi tek kaşını kaldırarak.Kim Seokjin iyi bir çocuktu ona güvenebilirdi her halde...
''Olur tam arkamda oturuyorlar hatta bir şey olmasın bana ver çantama koyarım geldiklerinde veririm onlara.'' dediğinde Nayeon gülümseyerek kağıdı ona uzatırken içeri iki kişi girdi.Takım kaptanı Do Kyungsoo ve yanında boyu çok uzun olan tanınmadık bir sima.
Kyungsoo Nayeon'u görünce gözlerini kısmış ama pek umursamadan nemli saçlarını eliyle geri doğru tarayarak duvar tarafında ki sırasına ilerlemiş çantasında su şişesini kapmıştı.
''O halde ben gidiyorum Jin-sshi ve teşekkürler ayrıca afiyet olsun.'' dedi sevecen şekilde.Seokjin de ona sıcak bir şekilde gülümseyerek kağıdı tutan elini yarım yamalak salladı.
Sınıf kapısından çıktığı an adımları hızlanan Nayeon ile birlikte Kyungsoo da peşine çıkmıştı.
''Yah !'' net bir şekilde gür sesiyle bağırdığında Nayeon umursamadan yürüyordu.
''Hey sana diyorum kısa saçlı tokanı düşürdün !'' demesiyle Nayeon'un eli saçına gitti ve aynı anda arkasını döndü.Parlak tokası Kyungsoo'nun parmakları arasında duruyordu.O öylece dikilirken Kyungsoo iki-üç adımda önüne gelmişti.
Tokayı uzattığında Nayeon bir eli saçındayken diğer eliyle yavaşça tokayı çocuğun ellerinden aldı.Teşekkür etmeyi düşünmüyordu bile.
Tokayı saçına takmaya çalışırken gereksiz bir şekilde parmakları hafif titremiş ve vücudu soğuk terlerin esiri olmuştu.Kyungsoo ona çatık kaşlarla anlamaz bir şekilde bakarken Nayeon sakarlığı yüzünden tokasını düşürmüştü.Eğilip alacakken Kyungsoo ondan önce davranmıştı.Toka yine çocuğun ellerindeydi ve bu sefer vermek yerine kızın saçına yöneldi.
Nayeon şaşkın ördek gibi aralanmış dudaklarıyla ona öylece bakarken ayakları geri çekilmek için hareket etmiyordu.
Kyungsoo yavaş ve narin bir şekilde kızın saçını acıtmadan tokayı kıstırmış ve parmaklarını geri çekerken eli kızın tenine çok hafif değmişti.Parmak uçları alnına dokunmuştu.
''Düşüncesiz olduğun gibi bir de sakarsın.'' dedi boş bakışlarla.Demir gibi gözleri vardı.Gerçekten ne düşündüğü bunu neden yaptığı hiç anlaşılmıyordu bakıldığında.
''Seni ilgilendirmez.'' diye mırıldandı Nayeon ve arkasını dönüp adımlarını tekrar hızlandırdı.Do Kyungsoo saçına tokasını takmıştı...Im Nayeon o kadar karmaşık duygular içindeydi ki hem çocuğa izin verdiği için kendine kızıyordu hem de utançtan ölüyordu.Yüzü ve kulakları kıpkırmızı kesilmişti.Ayaklarını sertçe yere vura vura bahçeye hava almaya çıkmaya karar verdi.Belki kendine gelirdi.
♔
;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mad Woman | Kyungyeon ✓
Random"Im Nayeon sen delinin tekisin aklını kaçırmışsın !" "Beni bu hale sen getirdin !"