Mad Woman | Kyungyeon ✓

Number 10

♔

Im Nayeon cuma sabahına oldukça enerjik uyanmıştı.Saçlarına yine renkli tokalar takmış dün sürdüğü mavi ojelerine de gülümseyerek baktı.Bu sefer hafif bir makyaj da yapmıştı.Kiraz rengi dudaklarına azıcık nemlendirici sürmüş ve kirpikleriyle ilgilenmiş ince bir eyeliner çekmişti.

Kısa saçlarına elini atıp boş gözlerle aynaya baktı.Im Nayeon çok sevdiği saçlara nasıl da kıymıştı ama...

Aklına bir kaç görüntü geldi.İlk dün Kyungsoo'nun saçına toka takması sonras ise daha eski bir şey.

Genç kız bugün kendisine lazım olan kitapları dolabından almış göğsüne sıkıca bastırarak sınıfına doğru ilerlerken alçaktan yaptığı at kuyruğunun tokası arkasından kayıp gitti.Biri saçlarına dokunup tokayı sıyırıp almıştı.

Gözlerini büyüterek olduğu yerde duran kız dağılan uzun saçlarına ellerini attı tedirgince ardından yavaşça arkasına döndüğünde uzun boylu tanıdık simayı gördü.Chanyeol onu basketbol antremanı için bahçeye sürüklediğinde görmüştü bu çocuğu.Sahada oynarken onu görmüştü.

Şimdi ise arkasından sessizce gelip tokasını çekip almıştı saçlarından.İnci dişleri çok parlak bir şekilde gözlerini kör ediyordu.Ya da arkasında güneş ışığı olduğu için Nayeon'un gözleri kamaşmıştı.Her şekilde karşısında ki çocuk çok yakışıklı görünüyordu işte.

''Merhaba ve tokan artık benim oldu.'' gülümseyerek konuşan çocuk boşta olan elini kızın kafasının üstüne koymuş saçlarını hafifçe dağıtarak geri çekilmişti.Çocuk kıza bakarken o kadar içten gülümsüyordu ki.Alt dudağını hafifçe ısırarak bakıyordu.Ardından arkasını döndü.

Nayeon şaşkınca arkasından bakakalmıştı.Çocuğun formasının arkasında yazan numaraya bakmıştı.10 numara.10.Elleri kitaplarına daha sıkı tutundu şimdi.Terlemeye başlamıştı.Sınıfına ilerlerken aklı bir karış havadaydı.

Chanyeol'ü bulduğu ilk yerde 10 numaralı çocuğu sordu.'Adı ne ?' dedi.Adı neydi ? Tokasını çekip çıkaran ve kendine saklayan o çocuk kimdi ?

Nayeon düşününce daha iyi anlıyordu.En başından ondan tokasını almıştı bu çocuk, sonra her şeyini...

Yumruklarını sıktı.Nayeon ateşin ne olduğunu bilmeden tek yönmüş gibi o tarafa yürümüştü.Kendini hiç düşünmeden bir kez olsun düşünmeden.

''Düşüncesiz olduğun gibi bir de sakarsın.''

Hayır bugün moralini bozmayacaktı.Geçmişin üstüne tonlarca su dökmüştü.O yangın çoktan sönmüştü artık canını acıtamazdı.Küller kalmıştı geride kara kara böyle çirkin mi çirkin.

Dudaklarını kemirerek sürdüğü nemlendiriciyi de yok etmişti.Çantanın tek kolunu asmıştı omuzuna sadece.Evi okula yakın olduğu için yürüyerek geliyordu hep.Açık havada kulaklığını takmış gürültülü şarkılarından birini dinliyordu.Kafasında dönüp duran düşünceleri susturabileceğini düşünüyordu sanki.

Derin nefesler alıp verirken çoktan okulun önüne gelmiş içeri girmişti.Bahçede oturan Roseanne, Joohyun ve Soyeon vardı.Nayeon baygınca onlara bir bakış attıktan sonra yoluna devam etmeyi seçmişti.Kız daha bahçeye girdiği an onun hakkında konuşmaya başlamıştı bu üçlü.Gerçekten çeneleri yorulmuyor muydu ?

Daha dersin başlamasına on beş dakika vardı.Birkaç kişi sınıfta öylece oturuyordu ama Nayeon Chanyeol ve Jihyo'yu göremeyince dudak büzüp kaşlarını kaldırdı.

''Nayeon-aah ?'' Nayeon başını sesin geldiği tarafa çevirdiğinde Junmyeon ile karşılaştı.Sevecen şekilde gülümsüyordu.

''Chanyeol ve Jihyo'yu arıyorsan Minji'lerin sınıfa gittiklerini söylemiştiler.'' dediğinde başımla onayladım.