İyi okumalar...
Melek durmuş sinirli sinirli bakıyordu. Savaş'a dönüp baş parmağımı kaldırıp sırıttım.
1 saat önce...
'' Ya oğlum kız seni seviyor beni nasıl kıskandı görmüyor musuuun!?'' dedim sinirle. Çünkü bu iki şahıs inkar ediyor birbirlerini sevdiklerini. Artık sinirlenmiştim. '' Bak bir planım var. Ve eminim işe yarayacak. Şimdi benimle kalmak isteyeceksin. Bunu onun yanında söyle. Sonrasına bakarız.'' dedim, ''Tamam bakalım ne olacak?'' dedi. Şimdiki zaman... Odaya girdik. '' Dedim dimi ben sana. Bir kere dinle sen şu güzel ablanı ya.'', '' Abla?'' '' Evet abla.'', ''Güzel?'', ''Tabi oğlum ne sandın? Dalga geçme ağzının ortasına dipçiği yiyeceksin şimdi ha!'' dedim ve kapıya ilerledim. Çok az bir şekilde baktım. Orada değildi gidebilirdim yani. '' Hadi eyvallah ben kaçar.'' dedim. '' İyi geceler dişi kurt. Bir şey olursa gel yanıma.'' kafamı salladım çıktım. Nedense aklıma Ateş'in bana dişi kurt deyişi geldi . Kendi kendime güldüm. Sonra hemen toparladım kendimi. Ne oluyordu böyle ya. Koğuşa girdim ve günün yorgunluğuyla hemen uykuya teslim oldum.
.Sabah kafama bir bardak su boşaltılmasıyla , neye uğradığımı şaşırarak kalktım. Karşımda Tim, Melek ve Savaş vardı. Ve Savaş'ın elinde bardak. Ayağa kalktım ''Bittin ulan sen. O dipçiği ağzına değil başka yerine yiyeceksin. Gel buraya!'' dedim ve Savaş'ın üstüne atladım yumruklama başladım. ''Kızım dursana. Ya dur bir. Eee yetti ama. '' deyip benim üstüme çıktı. Saçımı çekiştirdi. Onu itekleyip koğuşa geri gittim, kapıyı kapatıp hızlıca üstümü değiştirdim yemekhaneye indim. Bizimkiler yemeğe başlamıştı bile. Yemek tepsimi alıp yanlarına ilrledim. Geçerken sen bittin bakışı attım Savaş'a. Oturdum ve aklıma gelen muzip fikirle '' Ben çay almadım ya. İsteyen var mı?'' hepsi hayır anlamında kafasını salladı. Kalkıp aldım çayı. Savaş'ın yanından geçerken de ayağımı burkmuş gibi yapıp çayı üstüne döktüm. Herkes gülmekten yarılmıştı. '' Şey özür dilerim Savaş'cım bilere- yani yanlışlıkla oldu.'' dedim. Yerime geçip oturdum. Melek bana şaşkınca baktı. Ekmeği ağzıma atıp göz kırptım. Güldü ve mükemmel işareti yaptı. Kahvaltıyı yaptıktan sonra eşyaları toplamak için koğuşa gidiyordum ki kolum sızlamaya başladı. Tabi ben bunu unutmuştum. Hemen revire gittim ve pansuman yaptırdım. Revirden çıktıktan sonra koğuşa gidip eşyalarımı topladım. Bizimkiler yataklarının üstünde oturup bana bakıyordu. '' Hazırsanız çıkalım mı artık?'' dedim bıkkınca. '' Hazırız.'' dediler. Telsizle helikoptere koordinatları anons ederken görüş açıma koşa koşa gelen Melek ile Savaş girdi. İkisi de yanıma gelip bana sarıldılar. Melek geri çekildiğinde Savaş daha sıkı sarıldı ve '' Gidiyor musun şimdi dişi kurt?'' dedi sesi titreyerek. '' Ayrılık vakti geldi kardeşim. Yapacak bir şey yok.'' dedim zorda olsa. Hayır ağlamak istemiyordum ama göz yaşlarım akmak için inat ediyordu. '' Telefon numaramı çantana koydum varınca ara. Ve bana bak, maddi-manevi bir şeye ihtiyacın olduğunda mutlaka ara tamam mı güzelim?'' tamam anlamında kafamı salladım ve tekrar sarıldım. Helikopter sesi duyulmaya başlamıştı. '' Sende beni bırakma olur mu?'' dedim. Elini ilk önce kafasına sonra kalbine götürüp ''Ben her zaman buradayım, yanında.'' kafamı salladım ve yanağına öpücük kondurdum. Melek'in yanına gidip ona da sarıldım. İlk başta şaşırsa da oda sarıldı. '' Kardeşim sana emanet.'' dedim gülümsedi. Helikopter ipi sarkıtmıştı. Anlaşılan tırmanacağız yukarıya. '' TİM TIRMANIŞ İÇİN HAZIRLAN!'' dedim halata kendimizi sabitledik en son ben çıkacaktım. Bizimkileri beklerken arkamı döndüm. Savaş bana bakıyordu , gülümsedim ve el salladım. O da el salladı. Ve yukarıya tırmanmaya başladım. Tırmanış bittiğinde Kaya halatı geri çekti ve kapıyı kapattı. Herkes susmuş birbirine bakıyordu. Bende sessizliği bozarak '' Demir naber aslanım?'' , ''İyiyim amirim siz nasılsınız?'', ''İyiyim şükür. Melek sen nasılsın yiğidim?'' dedim. Melek gözlerini açarak bana baktı. Yaaa anlamında kafamı eğdim.''İyiyim amirim sağ olun'' dedi ve önüne döndü güldüm, herkes sırıtmaya başladı. Bende kafamı Murat abiye yasladım ve gözlerimi kapattım. Belli bir zamandan sonra birinin beni sarsmasıyla gözümü açtım. Ne yani uyumuş muyum ben? '' Evet.'' dedi Ateş. '' Dışımdan mı söyledim ben ya .'' dedim yaylana yaylana sonra karşımda komiser olduğunu hatırladım ayağa kalktım. '' Teşekkürler komiserim.'' dedim. Güldü '' Önemli değil, hadi müdür bekliyor.'' dedi ve helikopterden indi. Bende hemen onu takip ederek arkasından indim. İçeriye girdik. Müdürün odasına ilerlemeye başladık.
Herkese selamlaar . melek3103 Aşkın Bordo Tonu kitabının yazarı ve benim yakın arkadaşım. Kitapta bir bölümü ortak yapmak istedik. Ve Aşkın Bordo Tonu'nu da okumanızı tercih ederim. Savaş KARACA ve Melek DAĞLICA 🖤 Umarım beğenirsiniz. İyi geceler... 😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKBÖRÜ |TAMAMLANDI |
Teen FictionBir kız düşünün... Annesinin biricik kızı, babasının prensesi.. Bu kız düşmana korku, dosta güven veren isimsiz kahramanlardan. Daha Polis Özel Harekat'taki ilk senesiydi ama yaşadıkları bir ömre bedeldi. Gelin hep birlikte bu kızın neler yaşadığın...