İyi okumalar...
Neden ağlamıştı ki bu? Yüzüne baktım daha sıkı sarıldı. '' Ağladın mı sen?'', '' Hayır, toprak girdi gözüme.'' güldüm. '' Tamam inanmış gibi yaparım merak etme.'', '' Sen niye ağladın peki dişi kurt?'', '' Off be Ateş. Biz akademideyken İlhan ile. İşte Melek, Demir, İlhan ve ben. Caddebostan sahiline giderdik hafta sonu iznindeyken. İlhan çalar biz söylerdik. Bu şarkıyı o zaman birlikte söylemiştik. Sevdik ya. Bizim şarkımız olsun dedik.'' devamını getiremedim. Herkes susmuş bizi dinliyordu. Kafamı göğsüne yasladım. Ağlamaya devam ettim. '' Emin ol ki sen çok güçlüsün dişi kurt. Kimsenin yardımına ihtiyaç duymadan dimdik ayakta durabilecek kadar güçlüsün. '' , '' Sağol.'' dedim ve gülümsedim. Elimle göz yaşlarımı sildim. Ona döndüm gülümseyerek dudağının iki kenarını yukarı kaldırıp gülümsemesini sağladım.'' Hadi somurtmak yok. Behçet abi ne diyordu, Yas yok intikam var..! '' dedim. hepsi gülümsedi. Saate baktığımda çoktan 2 'yi geçmişti. '' Hadi artık kalkalım. Saat geç olmuş.'' dedim. Ateş' den ayrıldım ve kalkıp silahımı düzelttim. Ateş ' e elimi uzattım tuttu kalktı. '' Hadi Melek bırak sevgilini de gidelim. Hadi yaa!'' dedim demez olaydım. '' Ateş komiserim hayırlı olsun siz önden gidin.'' dedi Melek. Elimi bırakmayı unutmuş . Elimi çektim ve önden ilerlemeye başladım. Sağa dönecekken sola döndüm. Dalgınlıktan tabi. İlerlemeye devam ettim. İlerde bir adam kadın kavga ediyordu. Adam kadının üstüne yürüyordu. Hızlıca ilerlemeye başladım. Arabaların yanına geldiğimde cüzdanımı ve telefonumu sert bir şekilde araba koydum. Bana döndü '' Hayırdır kardeşim. İşine bak. Görmüyor musun karımla konuşuyorum.'' , '' Çok pardon böldüm sanırım'', '' Bana bak almayayım elime senide.'' dedi üzerime yürüyerek. Karısı da önüne geçip '' Dur yapma ne olur.'' dedi. Adam karısına tokat atarak yere düşürdü. '' Eeee yeter be.'' , '' Lan dingil napıyorsun sen.'' dedim adamın elini çevirip arkasından tekme attım. Üstüne çıkıp yumruklamaya başladım. '' Bir bitmediniz ya. Ne istiyorsunuz kadınlardan lan! '' Biri belimden tutup kaldırmaya çalıştı. Arkamı dönüp ona da yumruk attım. Ama sonra baktım karşımdaki Ateş 'di. Dudağını sildi '' Yavaş be kızım ya.'' dedi. '' Şu yavşağı emniyete bırakalım.' dedim kadının yanına gittim. '' Bak ben polisim. Korkma artık bir şey yapamaz. İsmin ne ?'' , '' Mısra, Mısra ben. Beni , beni birde çocuğumu buraya getirdi. Dövmeye başladı. Seni allah gönderdi. Teşekkür ederim senden. Ne istersen-'' , '' Tamam ablam bak geçti. Çocuk nerede?'' arabayı gösterdi. Arabaya ilerledim. Kapı kilitliydi.Ateş'in yanına gittim, adama dönerek '' Ver lan şu anahtarı.'' anahtarı uzattı. Hemen alıp kapıyı açtım. Ama bu daha bebekti. Kucağıma aldım '' Oy oy sen bu saatte neden uyumadın. Anneyi mi özledin sen ha. Kuzum benim.'' dedim. Annesine götürdüm '' Al bakalım.'' dedim verdim bebeği. '' Ateş biz götürmeyelim ya baksana bebek de var . En iyisi bizim buraya ekip çağırmamız.'' , '' Biliyorum . Düşündüm yani çağırdım birazdan burada olurlar.'' der demez siren sesleri duyulmaya başlamıştı. Ekip aracı yanımızda durdu adamı kelepçeleyip arabaya koydular. Yanıma gelip '' Sizlerinde ifadesini alacağız. Bizimle gelmelisiniz.'' dedi. Ateş' le kimliklerimizi gösterdik. '' Polis özel harekat komiser yardımcısı. Ateş Bey de komiser.'' dedim .'' Tamam amirim biz onları götürüyoruz izninizle. Sizde gelirsiniz zaten.'' dedi. Omzunu pat patladım. Mısra'nın yanına gittim. '' Bak şimdi ifadeni almak için senide götürecekler. İstersen bizimle de gelebilirsin. Sen bilirsin.'' elimi tuttu gülümsedi. Bende gülümsedim. Kaldırdım Ateş arabası ile gelmiş artık nasıl fark etmediysem? Ateş'in arabasına bindik. Öne geçtim, bebekle Mısra da arkaya. Giderken bebek çok ağlıyordu. '' Abla sevebilir miyim biraz?'' diye sordum. Kafasını salladı ve kucağıma verdi. '' İsmi ne prensesin?'', '' Asena ablası.'' , '' Sen büyüğünce dişi kurt mu olacaksın? Yerim ben seni yaa. Ateş abisi bak mavişe.'' dedim. Kırmızı ışık yanınca araba durdu. Ateş elini tuttun bebeğin. '' Prenses. Napıyorsun sen öyle Ha? Gülüşe bak allahım. '' dedi. Güldüm bana baktı ve gülümsedi. O anda Mısra abla söze girdi '' O da büyüğünce senin gibi olacak ablası. Okuyacak. Kendi ayaklarının üstünde duracak. İnşallah senin gibi güzel, tatlı bir polis olacak.'' dedi. ''İnşallah ablam. Allah gönlüne göre versin. Belki babasız büyüyecek ama o aslan gibi yürekli güçlü bir kız olacak. Dimi Asena'm?'' dedim ve öptüm yanaklarından. '' Amin.'' dedi. Asena'yı annesine verdim.'' Eee sizin bebeğiniz, çocuğunuz var mı?'' dedi. Ben öksürük krizine girdim. Ateş de sırıtıyordu. Artık dayanamadım ve kolunu tutup sırtıma koydum vursun diye. O da hafifçe vurdu sırtıma. '' Yok abla biz evli değiliz. İş arkadaşım, komiserim kendisi. Bir şey desene sende.'' dedim onuda dürterek. '' Evet ablam evli değiliz.'' dedi gülerek. Kısa bir süre sonra emniyete varmıştık. İfade verdikten sonra Mısra ablaya kartımı verip çıktık. Yürümek istediğimi söyleyip, iyi geceler dileyip önden gittim. Ateş de arabasını kitleyerek yanıma geldi.'' Bende yürüyeyim. Bir kadını bu saatte dışarıda yalnız bırakmak olmaz.'' dedi. Kafamı salladım. Yol boyunca ne o nede ben konuşmamıştık. En sonunda Ateş kolumdan tutup kendine çevirdi '' Bade bana bir şans verir misin?'', '' Ne şansından bahsediyorsun Ateş sen?'' dedim sadece.
İyi geceler umarım beğenirsiniz...😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKBÖRÜ |TAMAMLANDI |
Teen FictionBir kız düşünün... Annesinin biricik kızı, babasının prensesi.. Bu kız düşmana korku, dosta güven veren isimsiz kahramanlardan. Daha Polis Özel Harekat'taki ilk senesiydi ama yaşadıkları bir ömre bedeldi. Gelin hep birlikte bu kızın neler yaşadığın...