İyi okumalar...
1,5 saat önce...
Gördüğüm rüyadan dolayı uyanmıştım. Yanıma baktığımda Ateş oradaydı. Su almak için aşağı doğru ilerledim fakat çok kötü bir koku gelmeye başladı. Etraf birden sis bulutu gibi gazla doldu. Ve gazın etkisiyle kendimi yere bıraktım... ________________
Şimdi...
Kafama suyun dökülmesiyle uyandım. "Ne oluyor lan!" diyerek ellerimi salladım. Karşıma baktığımda benim gibi Ateş'in de elleri tavana asılı, ayakları bağlıydı. "Bade?! İyi misin güzelim?" dedi telaşlı bakarak. "İyiyim. İyiyim de bunlar kim? Ne oluyor? Ben en son su almaya inmiştim." dedim. "Bilmiyorum." dedi. İçeriye bir kaç adam daha girdi. "Selam Türk polisleri." dedi çirkince gülerek. "Ve abimin ölümünden sorumlu olan polisler." dedi suratıma bakarak. "Kim lan senin abin? Öldürdüğümüze göre şerefsiz kahpenin tekidir." dedim gülerek. "Ne diyorsun lan sen!" dedi ve suratıma yumruk attı. Kafam diğer tarafa döndü. "Ne vuruyorsun lan kıza?! Gel ne istiyorsan bana yap. Bırak onu!" diye bağırıyordu Ateş. Ağzımdan akan kanı tükürdüm. "Abin kim senin?", "David, David Linda. Ne oldu hatırlamadın mı güzelim?" dedi yanağımı okşayarak. "Tch. Hatırladım. Ölümü çok güzeldi. " dedim gülerek. "Biraz eğlenicez sizinle. Bir kaç gün bizimlesiniz." dedi çıkışa doğru ilerledi. Arkasından baktım "Bir kaç güne leşin çıkmazsa eğleniriz." dedim. Geri dönüp karnıma sert bir yumruk attı. Sesimi çıkarmadım. Bizde böyleydi. Düşmana acı çektiğimizi belli etmezdik. Ateş deli gibi bağırıyor ve çırpınıyordu. Adam son defa bakıp dışarı çıktı. "Ateş sus artık. Ahh." dedim dişimi sıkarak. Karnıma çok sert vurmuştu. "Bade! Bade iyi misin güzelim?", " İyiyim. Tamam. Buradan çıkmamız lazım Ateş. Ya da bizimkilerin bizi bulması lazım." dedim. "Sabret güzelim. Çıkacağız buradan." dedi huzur veren sesiyle. Her ne kadar belli etmemeye çalışsada endişeliydi. "Ateş.", "Hm." kafamı kaldırarak gözlerinin içine baktım. " Endişelenme artık. Biz bunun gibi eğitimlerden çok geçtik ya. Eğitim gibi düşünmeye çalış lütfen. Ben iyiyim." dedim ve gülümsedim. Oda gülümsemeye çalışarak "Olmuyor dişi kurt. Sana bir şey olacak-", "Eeee çifte kumrular. Bittiyse sohbetiniz benim bu hanımefendiye işim var." dedi ve ellerime kelepçe takıp zinciri çözdü. Bir sandalyeye oturtup ayaklarımı bağladı. "Ne işin var lan kızla?!Gücünüz ona mı yetiyor sadece?! Bırakın lan?! Bırak! ","ATEŞ SUS!YETER!" dedim ona dönerek. Gözlerine baktım. Gözleri dolmuş bir şekilde bakıyordu. Benimde önüm buğulanmıştı. Fakat şuan olmazdı. "Ne istiyorsun lan! Uzatma artık." ,"Buradan çıkmak kolay olmayacak polis hanım." dedi ve biraz daha yaklaşıp yana kaydı "Bedel ödeyeceksiniz." dedi ve saçımı tuttu. "Bırak lan! Lan eğer elime düşersen o elini alıp...... Sokarım senin it herif!" dedi Ateş. " Şimdi sana ne yapalım? Ne tür bir işkence olsun?" saçımı bırakarak masaya ilerledi. Güldüm. "Seç, beğen, al." dedim. "Nasıl bir şeysiniz ya? Ölmek üzeresin hala dalga geçiyorsun. İşin ciddiyetini anlamadın herhalde." dedi şaşkınca. "Bize dediler ki; sizin gibi itlerin karşısında korkmayın. Onlar kansız, şerefsiz, kemik peşinde koşan İTLER'dir. Pes etmeyin, gülün, kudurtun.." dedim sakince. " Bak bakalım o zaman. Şimdi bu adam ne yapacak?" dedi ve tişörtümü yırttı. "Hmmm ne güzel bir koku." dedi kafasını boynuma sürterek. Ateş'in sinirden damarları belli oluyordu. Kafamı geriye doğru çektim. " Lan it herif! Bırak kızı. Benden mi korkuyorsun piç!?'' yanımdan kalkıp Ateş'e yumruk atmaya başladı. Ateş yumrukların arasından ''Ha şöyle işte. Benimle .Uğraş.'' demişti. Gözümden yaş akmaya başlamıştı. kafamı yere eğdim. ''Dur. Dur artık.Dur.'' dedim yüksek sesle. Bana dönüp saçımdan tuttu. ''Kes sesini. Abimi öldürdüğün gibi seni de öldüreyim mi? Ha?!'', ''Yiyorsa öldür. Bizim bedelimiz seninkinden ağır olur.'' dedim gülmeye çalışarak. ''AHH!'' elini duvara vurdu..
Karakolda...
Murat'tan.....
''Abi nerede bunlar? Evlerinde de yoklar. Telefonlarını açmıyorlar.'' dedi Baran. Adnan yere çökerek ''Allahım sen koru.'', ''Bilmiyorum. Bekleyin.'' dedim ve Kazım müdürün yanına ilerledim. ''Ha iyiki geldin Murat . Timi çağır toplantı odasına.'' dedi ve çıktı. Bizimkileri duvarın oradan ıslık çalıp çağırdım. ''Hadi müdür çağırıyor. '' dedim ve ilerlemeye başladım. Kapıyı çalarak içeri girdik. ''Hepiniz Bade ve Ateş'i merak ediyor olmalısınız. '' dedi. ''Müdürüm bir durum mu var?'' kafasını evet anlamında salladı. '' David Linda, kardeşi dün gece Bade ile Ateş'i kaçırmış.'',''Bedel ödetmek istiyor yani.'' dedim. Kafasını salladı. ''Ama çok şükür yerini tespit etik. Kesin olması için son bir arama bekliyoruz. Siz gidip hazırlanın. Her an çıkabilirsiniz. " dedi. Baş selamı vererek odadan çıktık." Şerefsiz." dedi Baran." Hayır bunların soyu neden tükenmiyor ya? " dedi Kaya." Hadi beyler. Hızlı olmamız lazım. " dedim ve önden gitmeye başladım. Hangara girip hazırlıklarımızı tamamladık." Murat abi. Haber geldi. Müdür sizi bekliyor." dedi ve çıktı Kerem. "Haydi beyler haydi." dedim ve koşa koşa müdürün yanına gittik. "Arabada size konumu vereceğim. Murat gidin ve çocuklarımı kurtarın." dedi Kazım müdür. "Tamam müdürüm." dedim ve çıktım. Arabaya bindik ve konum atılan yere ilerlemeye başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKBÖRÜ |TAMAMLANDI |
Teen FictionBir kız düşünün... Annesinin biricik kızı, babasının prensesi.. Bu kız düşmana korku, dosta güven veren isimsiz kahramanlardan. Daha Polis Özel Harekat'taki ilk senesiydi ama yaşadıkları bir ömre bedeldi. Gelin hep birlikte bu kızın neler yaşadığın...