İyi okumalar...
Ne yapacağım şimdi?" dedim kapının önünde dururken. Melek bıkkınca cevap verdi. "Kızım, git yanına sarıl. Öp, kokla. Ne yaparsan artık. Adam da ağladı lan. Yazık. Hadi çal kapıyı. Bende gideyim. Savaş gitmiş zaten. " dedi ve bahçeden çıkıp arabasına bindi. Derin nefes alıp kapıyı çaldım. "Anneeee." içerde ses geldi ve kapıyı Eliz açtı. Gülümsedim. " Bebeğim.", "Anne acıktım ben." dedi kapıyı kapatırken. "Tamam bebeğim. Ne yemek istersin bakalım?" dedim yere çömelip. "Hmmm, köfte." dedi kollarını açıp. Güldüm. "Tamam kızım. Üzerimi değiştireyim. Sonra beraber yapalım olur mu?", "Olur." dedi içeriye doğru ilerledi. Arkamı döndüm. O sırada Ateş'i gördüm. Kapıya yaslanmıştı. Yanına ilerledim. "Özür dilerim." dedim ve kollarımı boynuna dolayıp kendime çektim. Kafamı boynuna gömdüm. Hiç bir şey demeden koluyla belimi sardı. Geri çekilip yüzünü avuçladım. Hasret kaldığım yüzünün her yerini öptüm. "Çok özledim. Çok, çok." anlını anlıma yasladı. "Ateş, ben delirecektim. Yapamadım. Korktum. Eliz'e kötü bir anne olurum diye korktum. Senin yokluğunu ona hissettirmemeye çalıştım ama olmadı. " dedim gözlerimden yaşlar akarken. "Şişştt, tamam güzelim. Bende sizi çok özledim. İstemedim ama yapmak zorundaydım." dedi gözlerimi silerek. Kafamı salladım. "Anne hadi ya. Acıktım diyorum." Eliz koşarak geldi yanımıza. Gözlerimi hızlıca sildim. "Tamam bebeğim. Üzerimi değiştirip geleyim hemen." dedim ve Ateş'e baktım. Sonra da odaya çıkıp üzerimi değiştirdim.
____________"Güzel olmuş mu bebeğim?" Ateş Eliz' e dönüp yanağını okşadı. "Evet baba. Çok güzel yapmış annem. Sen yokken daha güzel yemek yapmaya başladı." dedi babasının elini tutup gülerek. " Öyle mi prensesim? Niye ben yokken daha iyi yapmaya başladın annesi?" dedi bana dönüp. "Sen benden daha güzel yapıyordun. Eliz hanım aç kalmasın diye daha iyi yapmaya başladıııım." karnını gıdıkladım. "Anne ben babamın yemeklerini daha çok seviyorum ama. Seninkiler de eh işte." dedi çatalını bırakıp. Ateş kaşlarını hafifçe çattı "Eliz o tabağını bitiriyorsun." dedi tabağı gösterdi. "Ama baba..", "Aması yok babacım. Bitir tabağını." dedi kollarını bağlayarak. Eliz çatalı alıp yemeye başladı.
.
"Eliz hadi yatağına." dedim koltuğa otururken. Babasının kucağına oturmuştu. Kafasını kaldırdı "Anne ama erken.", "Saat 11 Eliz. Çoktan geçti bile yatma saatin. Hadi odana.", "Ama anne ya." dedi ve ağlamaya başladı. Kaşlarımı çattım. "Niye ağlatıyorsun Bade? Otursun işte çocuk beni özlemiş." dedi Eliz'i sararken. " Ne yapabilirim Ateş? Sabah kalkmıyor. Sonra gündüz hep ağlıyor." dedim bağdaş kurarken. " Babama kızma anne!" Eliz birden bağırdı. "Vay arkadaş ya. Besle büyüt, babaya düşkün olsun. Baban mı taşıdı seni 9 ay kızım?" dedim. Ateş güldü. Eliz de "Baba taşıdın mı?" dedi. Kendimi tutamadım güldüm. "Ay sinirlerim bozuldu. Evet kızım. Baban doğurdu seni." dedim pes ederek. "Anne ya. Sus." dedi babasına sarılarak. "Bak sen ya. Bir oğlum olsaydı şimdi... Oğlan yapacağım kendime Eliz. Erkek kardeş yapacağım sana. Tamam mı?" kafasını kaldırdı birden. "Gerçekten mi?", "Evet gerçekten. Ama o beni senden daha çok sevecek." dedim. Ateş sırıttı. "Hıh,banane.","Bence de Eliz hadi yat artık babacım. Çok geç oldu." dedi. Eğer Ateş'i azıcık tanıyorsam.... "Baba beni yatır o zaman." dedi. Kafasını sallayıp kucağına aldı. "Anne sende gel bari." dedi. Gülümseyip kalktım ve Ateş'in koluna girdim. Eliz'i yatırdıktan sonra merdivenden inerken Ateş durdurdu. " Bizde yatalım artık." dedi. Kafamı salladım. "Televizyonu falan kapatayım gelirim. Yat sen." dedim. Gidip televizyonu ve ışıkları kapattım. Su doldurup yukarıya çıktım. Odaya girdiğimde Ateş tişörtünü çıkarıyordu. Sırtında izleri vardı. Suyu komidine bırakıp yanına ilerledim hızlıca. Elimi sırtına koydum." Ateş bunlar ne? "," Bir şey değil güzelim hadi yatalım." dedi belimden tutup. Elini ittirdim. "Ne oldu dedim Ateş?", derin nefes verdi. "Güzelim. Gerçekten. Yorgunum. Seni çok özledim. Kokunu. Tenini. Her şeyini. Yatalım artık." dedi yatağa uzandı ve beni de üzerine çekti. XXX *
Güneş ışıklarının yüzüme çarpmasıyla gözlerimi araladım. Sanırım jaluziyi kapatmayı unutmuştum. Diğer tarafa dönüp yastığa sarıldım ve gözlerimi geri kapattım. "Ben dururken yastığa neden sarılıyorsun acaba?" gözlerimi ovalayıp arkamı döndüm tekrar. "Fark etmedim burada olduğunu." dedim kolumu beline koyup, bacağımı da üzerine attım. " Canım karım benim. Hayat eşim. Can parçam. Bir tanem." kaşlarımı çattım ve biraz geri çektim kafamı "Ne oluyor?", " Görende hiç iltifat etmiyoruz sanacak." dedi. "Ediyorsun da. Ne bileyim yani?", "Baksana ne diyeceğim sana." hah işte. Ne diyecekti acaba? "Efendim canım?", "Acaba diyorum ki, erkek çocuk meselesinin. Direk yapılış yerine geçelim bence." dedi birden. "Yuh Ateş. Oldu başka? Ben başka çocuk istemiyorum. Eliz yeter bize." dedim. Boynumu öptü. " Şöyle benim kopyam Junior bir Ateş olsaydı ne olurdu yani?", " Eliz'de senin kopyan Ateş. Acaba bende mi sorun var, onu düşünüyorum? " dedikten sonra gülmeye başladı." Gülme Ateş. " dedim yanımdaki yastığı suratına vurup." Ben kahvaltıyı hazırlayayım.", "Ben biraz daha uyusam? Yorgunum biraz." dedi gerinerek. Yanağından öpüp kalktım yüzümü yıkayıp saçlarımı topladım ve çıktım. Eliz'in odasından ses geliyordu. Kapıyı açıp içeriye girdim. " Eliz.", "Efendim?" dedi bana dönerek. Zeus ile birlikte yatakta yatıyorlardı. " Gel babana kahvaltı hazırlayalım birlikte." dedim yanına ilerleyerek. Kafasını sallayarak kucağıma geldi. Onunda yüzünü yıkayıp saçlarını kendiminkini gibi topuz yapıp topladım. "Şarkı açalım. " dedi telefonumu alıp hoparlöre bağladı. Bende pişi için hazırladığım hamura un attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKBÖRÜ |TAMAMLANDI |
Novela JuvenilBir kız düşünün... Annesinin biricik kızı, babasının prensesi.. Bu kız düşmana korku, dosta güven veren isimsiz kahramanlardan. Daha Polis Özel Harekat'taki ilk senesiydi ama yaşadıkları bir ömre bedeldi. Gelin hep birlikte bu kızın neler yaşadığın...