Bu bölüm melek3103 'e ithaf edilmiştir ve 2,3 bölüm sürebilir. SMUT OLACAKTIR * YERDE. İyi okumalar 💕
"E hadi hazırsak çıkalım geç kalacağız." dedi Savaş bagajı kapatırken. " Tamam, gişeleri geçince mola verip bir şey atıştıralım. Çocuklar acıkmasın." Dedi Ateş' de. "Ne kadar düşüncelisin enişte. Savaş az örnek al eniştemi." dedi Melek yüzünü buruştururken. "Sus Melek istersen. Hadi ya!" diye bağırdı Savaş ve arabaya bindi. Başımı iki yana salladım. Gülerek bizde kendi arabamız yerleştik. İlerlerken müzik açtım. Barış Akarsu'nun Rüzgar şarkısı denk gelmişti. Gülümseyip Eliz'e döndüm. "Penceremin perdesini havalandıran rüzgar. Denizleri köpük köpük dalgalandıran rüzgar." gözlerini kocaman açıp eşlik etti. "Gir içeri usul usul beni bu dertten kurtar. Gir içeri usul usul beni bu dertten kurtar." gülümseyip önüme döndüm. O da ayağa kalkarak koltukların arasına yaklaştı. " Yabancısın buralara. Nerelerden geliyorsun? Otur, dinlen baş ucuma, belli ki çok yorulmuşsun." dedi Ateş. "Anlat ki çözülsün dilim. Ben rüzgarım demeliyim. Rüzgarları anlat bana, senin gibi esmeliyim." Eliz babasının omzuna kafasını yaslarken söyledi. Gülüp Ateş' in yüzünü okşadım. O da avcumu öptü. Gişelere yaklaşınca ilerdeki restorantta durduk. Arabadan inince Ares yanımıza uçtu." Hala. " dedi kucağıma zıplayıp. Kaldırıp kucağıma aldım." Halasının gülü." dedim yanağını öperken. "Dayııı!!" Eliz de Savaş' ın kucağına zıpladı. "Dayısının gülüü !" onların haline gülerken masaya oturduk. Eliz, Ateş ile benim ortama oturdu. Sipariş verdikten sonra sohbet etmeye başladık. " Eren kızını Ares' e vermek istiyor. Aman nolucak sanki Gamze ile evlensin." dedi Savaş. Eliz birden hareketlendi." Dayı. "," Dayısının gülü, söyle.", "Avcunu açar mısın?" Svaaş anlamazken Avcunu açtı. "Hıh şimdi şöyle kaldır." dediklerini yaptı. "Boydan boya yala şimdi dayı! Ares benim!" dedi ve önündeki kaşığı alıp Savaş'ın tam kafasına attı. "Ben diyorum bu kız keskin nişancı olacak anası gibi. Dinleyen yok." dedi yüzünü avucuna yaslayan Ateş. Gülüp saçlarını karıştırdım. " Almıyorum kız sana dondurma, bebek falan.", "Almazsan alma dayı bozuntusu!", "Küstüm kii!", "Küs, bende küstüm. Mümkünse yüz yüze gelmeyelim DAYI!" demesiyle hepimiz kahkaha atmaya başladık. Birisi hariç. Savaş...
.
"Buyurun efendim bu evin anahtarı. Dediğim gibi sabah 8 kahvaltı, saat 1 de öğlen yemeği, saat 8 de de akşam yemeği olacaktır. Barımızda içeceklerimiz bilekliğinizi gösterdiğiniz zaman ücretsizdir." dedi görevli. Anahtarı aşıp arkamızı dönmüştük ki "Ha birde efendim. Silahlarla giremezsiniz, yasak." Savaş adamın üzerine yürüdü "Lan eşkıya mıyız biz? Karşında yüzbaşı,teğmen ve komiserler var. Dediklerine dikkat et siktirme silahını." dedi. Adam özür dileyerek geri döndü. " Bilader az sakin ya." dedi Ateş. " Silahı bırakacakmışız. Sike-" Melek'in kafasına vurmasıyla sustu. "Çocuk var çocuk. Kes sesini. " dedi. Savaş ben sana sorarım der gibi kafasını salladı ve valizleri bıraktı." Üst katta siz kalın. Biz alt katta kalalım. " dedi." Olur fark etmez. Hadi Bade. " dedi Ateş merdivene yönelirken. "Hayırdır enişte ne bu acele?" DEDİ Savaş sırıtarak. " Yuh Savaş yuh." dedim ve Eliz'i kucağıma alıp merdivene yöneldim. "Pis kız seni." dedi Savaş Eliz'e dil çıkararak. "YA SENİ YOLARIM DAYI. ANNE BIRAK BENİ!", "Eliz tamam ama. Ayıp. Aaa." dedim kızarak. Üzgünce kafasını boynuma koydu. Odaya girdiğimizde içerisi baya havasızdı. Eliz'i yatağa bırakıp camları açtım. "Sizinle yatacağım değil mi annecim babacım?", "Hayır meleğim. Yan odada kendin kalacaksın. Büyüdün artık.", "Ama baba ya.", "Aması yok meleğim." dedi Ateş kısaca, tişörtünü çıkarıp yatağa uzandı ve Eliz'i kendine çekti. Klimayı açıp valize yöneldim. Kendi kıyafetlerimizi yerleştirdikten sonra Eliz'in kıyafetlerini alıp yan odaya girdim. Oranında camını açıp dolaba kıyafetlerini yerleştirdim. İşim bitince camları kapatıp klimasını açtım. Geri odaya girdiğim de ikisi de uyuyordu. Üzerimi çıkartıp şort ve uzun tişört giyindim. Ayağıma da terliklerimi giyinip çıkardılarımı katlayıp bir kenara koydum. Uyuyan Ateş ve Eliz'e öpücük kondurup aşağı indim. Melek de mutfağa gidiyordu. "Uyudular mı seninkiler de?", "Aynen ya. Üzerlerini bile değiştirmediler.", "Aman boşver, bırak uyusunlar. Ben bir kahve yapayım dışarıda oturalım. Olur mu? '," Olur olur. Bende Ares'in odasını ayarlayayım. Geliyorum. " dedi. Kafamı salladım ve cezve çıkarıp kahve yapmaya başladım. Fincana koyup dışarıya çıktım. Ev villaydı, dışarısı kumsala bakıyordu,herkesin kendi alanı vardı. Yaklaşık 2,3 hafta buradaydık Savaş ve Ateş'in dediklerine göre. Sigaramı çıkartıp yaktım. Melek de gelip yanıma oturdu. Sigara uzattım. Kafasını sallayıp aldı. " Güzel yer değil mi Antalya?" dedi sigarasını dertlice içine çekerek. Kafamı salladım. "Güzel. Ateş ile birbirimize açıldığımız şehir." dedim gülerek. Güldü. " Güzeldir memleketim. Çocukluğum buralarda, kumsalda gitar çalarak geçti.", "Hadi ya, gitar çalabilşyor musun?", "Çalardım, önceden. Sonra bıraktım. Savaş senin de çaldığını söyledi.", " Ben dedem ölünce bıraktım. Sen, sen niye bıraktın peki?", " Bir gün kumsalda yine arkadaşlarımla oturmuş söylerken annem geldi ve gitarımı kırdı- güldü- Sürtük müsün sen dedi, gecenin bu saatine kadar dışarıda erkeklerle falan . Bıraktım bende." dedi omzunu silkip sigarayı söndürdü. Biraz daha sohbet ettikten sonra kafamı geriye yasladım." Uykum geldi ya. " dedik Melek ile aynı anda. Gülmeye başladık." Saat kaç olmuş? 6.40. Hmm. Bence akşam yemeğine kadar uyuyabiliriz. " dedi. Gülümsedim." Uyuyabiliriz bencede. Hadi." dedim kalkıp tepsiyi aldım. Mutfağa gidip bulaşık makinesine dizdim bardakları." Hadi iyi geceler." dedim ve merdivene yöneldim o sırada Eliz aşağıya iniyordu." Eliz ? "," Ares? " Melek ile aynı anda konuştuk. "Bu çocuklar programlanmış mı ya?" dedim. Melek gülüp Ares'e döndü. "Uyandım, televizyon izleyeceğim anne." dedi Eliz . Kafamı salladım. Ares de aynı şeyi söylemişti. "Tamam sen git yat ben pencereleri kilitliyeyim birde." dedim Melek'e dönüp. Kafasını sallayıp odalarına girdi. Klimayı bir iki derece yükseltip pencereleri kilitledim. "Alın bakalım sütlerinizi. Akıllı ve uslu bir şekilde oturun." dedim çikolatalı sütlerini uzatıp. Bende yukarıya çıkıp odaya girdim. Ateş de uyanmış telefonuna bakıyordu. "Bebeğim." dedi beni görünce. Esneyerek yanına ilerledim ve uzandım. "Yemeğe kadar uyusam olur mu?" dedim. Boynuma uzanıp öptü. "Olur güzelim. Uyu hadi." dedi örtüyü üzerime çekti. Dudağına buse kondurdum ve arkamı dönüp gözlerimi kapattım.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKBÖRÜ |TAMAMLANDI |
Teen FictionBir kız düşünün... Annesinin biricik kızı, babasının prensesi.. Bu kız düşmana korku, dosta güven veren isimsiz kahramanlardan. Daha Polis Özel Harekat'taki ilk senesiydi ama yaşadıkları bir ömre bedeldi. Gelin hep birlikte bu kızın neler yaşadığın...