İyi okumalar...
Ateş'den... Bade gözlerini kapatmıştı. "Bade. Bade. Hayır hayır hayır. Bade." ayağa kalktım ve Alp' in yakasına yapıştım "NERDE LAN BU AMBULANS!? ULAN SEVDİĞİM KADIN ÖLÜYOR. NEREDE BU?'' dememe kalmadan ambulans sesi gelmiş, içeri girmişti. Hemen çiçeğimin yanına koştum. Sedyeye aldılar ve araca bindirdiler. Kapısını kapatıp şoför arabayı çalıştırdı Bizde araca binip onları takip ettik. Hastaneye girdiğimizde ameliyathaneye soktular direk. Elim ayağım titriyordu, korkuyordum. "Ailesine haber verdiniz mi?", "Ailesi ile görüşmüyor du pek abi. Ama biz yine de haber verdik" dedi Kaya. Hepimiz perişan durumdaydık. Duvara yumruk geçirip bağırdım "Niye çıkarıyorsun o si****in yeleğini niye?!" Baran yanıma gelip " Abi. Benim tanıdığım Bade abla. Asla ama asla sevdiklerini bırakıp gitmez. O yapmaz böyle bir şeyi." dedi ağlayarak. Sarıldım. "Biliyorum kardeşim. Biliyorum. O bizi bırakmayacak.". _____________________ Aradan 2 saat geçti ama ne bir doktor ne de bir hemşire. Kimse bize bir şey söylemiyordu. Kapıdan giren Savaş'ı görünce ayağa kalktım. "Benim kardeşim nerede Ateş? Bırakmadı değil mi bizi ha? Size soruyorum. Bir şey söylesenize LAN!" dedi yakamdan tutarak yumruk attı. Geriye doğru sendelendim. Bende kalkıp yumruk attım. "Lanet olsun bilmiyorum! Bilmiyorum! Kimse, bir şey söylemiyor!" dedim ve geri çekildim, yere çömeldim. Ellerimin arasına başımı koyup etrafıma baktım. Melek ile Demir gelmişti. Melek sadece karşısına bakıp ağlıyordu. Murat abi deseniz yere çökmüş kapıya bakıyordu. Adnan abi ortalıkta gözükmüyordu. Kaya yanıma oturmuş bekliyordu. Savaş deli gibi ağlıyordu. Kardeşini düşünüyordu. Haklıydı sinirlenmekde . Ameliyathanenin kapısı açıldığında doktor çıktı ve " Ameliyat zor oldu. Ciğerindeki kurşun çok derine gitmişti. Ama başardık. Hayatta." dedi gülümseyerek. Hepimiz birbirimize sarıldık. "Biliyordum abla. Bizi bırakmayacağını biliyordum." dedi Baran. " Bugünlük yoğun bakımda kalması gerekiyor. Eşi veya ailesi burada mı?" sahi ailesi neden gelmemişti? Böyle bir zamanda gelmiyorlarsa zaten kendilerine anne baba demesinler. "Ben sevgilisiyim.", " Sizinle bir konu konuşmam gerekiyor. Lütfen yanıma uğrayın." dedi. "Kötü bir şey yok ya doktor bey?","Sonra konuşsak daha iyi bence. İyi günler." dedi ve gitti. _______________________ Biliyorduk Bade'nin bizi bırakmayacağını. Fakat insan korkuyor işte. Sevdiğini kaybetmekten veya da sevgisini kaybetmekten. Biz her zaman namlu önündeyiz. Her zaman ölüme bir adım daha yakınız. Bu yüzden korkuyoruz. Ya kaybedersek diye? Bir sürü şehit haberleri çıkıyor televizyonda. Sadece 5 dakikada isimleri okunup geçiyor. Ana ocağına düşen ateş 5 dakika ile geçiyor muydu peki? Biz ne yiğitler verdik bu toprağa... Hiç bir anne, baba, eş ve hiçbir çocuk şikayet etmedi. Vatan sağ olsun dedi. Vatan sağ oluyordu ama sizin yüreğinizin acısı diniyor muydu peki? ___________________ Kapıyı tıklattım "Doktor bey. Gelebilir miyim?", "Tabi tabi buyurun." dedi. Geçip koltuğa oturdum. "Kötü bir şey mi var doktor bey?", "Şimdi. Bade Hanım 3 kurşun yemiş. Biri yumurtalıklarına çok yakın diğeri midesindeydi. Omuzu önemli değil o kadar. Fakat asıl önemli olan konu yumurtalıklarına yediği kurşun.", "Yani doktor bey?", " Bade Hanımın yumurtalıklarına zarar verdiği için hamile kalma olasılığı çok düşük. %20'lik bir oran. Olsa bile riskli bir gebelik olacak. Düşükte yapabilir." ne diyeceğimi bilemiyorum. Kim anne olmak istemezki? Bunu ona nasıl açıklayacağım? "Tamam doktor bey izninizle." dedim ve dışarı çıktım. Gözüm dolmaya başlamıştı. Odasının önüne ilerledim. Camdan baktım güzelime. Rengi solmuştu. Hemşire dışarı çıkarken durdurdum" İçeri girebilir miyim? "," Sadece 5 dakika. Size tepki vermez. Ama sizi duyabiliyor. Eğer farklı bir durum olursa bize haber verin. Buyurun bu taraftan. " dedi ilerledim. Maske ve önlük takıp içeri girdim. Elini tuttum. Soğuktu. Avuç içinden öptüm." Güzelim bak herkes seni bekliyor dışarıda. Çok iyisin. Sonuçların çok iyi. Aç güzel gözlerini. Bak bana. Gülümse. Bağır çağır. Beni duyabiliyorsun değil mi? Hemşire öyle demişti. Her zaman kapının önünde olacağım. Asla bırakmam seni. Ne olursa olsun. Ne değişirse değişsin. Ben senin yanında olacağım güzel kadın. " göz yaşlarımı sildim. Elini okşadım."Üşümüyorsun değil mi? Benim asenam üşümez. Benim dişim kurdum dayanıklı, sapasağlam, dipçik gibi kızdır." dedim gülerek. Gözünden bir damla yaş aktı." Ağlama meleğim. Lütfen ağlama. Sana bunu yapanın cezasını beraber keselim. İyileş hemen-", "Artık dışarı çıkmalısınız" kafanı salladım. Kalkıp alnından öptüm meleğimin. Ve dışarı çıktım. Ağlamaya devam ettim. Ertesi gün(Sabah)... Bade'den... Gözlerimi açtım. Her yerim çok kötü ağrıyordu. Etrafıma baktım. Hastanedeydim. Parmaklarımı oynatmaya çalıştım fakat eklem yerlerim hatta tüm kemiklerim sızlıyordu. İçeriye bir doktor girdi. Gözüm açık olunca baya şaşırdı. "Çabuk uyandınız Bade Hanım.", "Evet. Ama. Çok ağrım. Var.", " Olacak ağrınız tabi ki. 3 kurşun çıkardık zor bir şekilde. Dayanıklı ve güçlü biri çıktınız. Şimdi ağrı kesici yapalım 1 saate bir şeyiniz kalmaz. ", gülümsedim cama baktım. Bizimkiler bana bakıp gülümsüyordu. Elimi zorda olsa kaldırdım. Salladım. Doktora dönüp" Arkadaşlarım içeri gelse olur mu? " dedim." Pansumanını yapayım. Çıkarken alırız içeriye." dedi. Kafamı salladım. İşi bittikten sonra çıktı. Bizimkiler içeri daldılar. Savaş hemen gelip sarıldı. Acıyla inledim."Özür dilerim Bade. Çok yaktım mı canını?" dedi. Kafamı salladım." Hayır da. Biraz yavaş hani 3 delik açıldı ya bedenime. Hani yeni ameliyattan çıktım ya." dedim. Bizimkiler de güldü. Melek yanıma gelip elini koluma koydu. "Canın. Çok yanıyor mu?" hayır anlamında kafamı salladım ve elimle birazcık işareti yaptım. "Abla çok korktum ben. Sana bir şey olacak diye." dedi Baran yanıma gelip yavaşça sarılarak. Elini sıvazladım. "Buradayım artık. Konuyu kapatsak mı?" dedim. Başını salladı. Geri çekildi. " Hadi biz biraz Ateş ile Bade'yi yalnız bırakalım." dedi Murat abi. Ve dışarı çıktılar. "Bade.", " Ateş bu haller ne? Bir şey mi oldu?", " Oldu. Bade."," Ya çatlama adamı söylesene." dedim. "Bade bir kurşun kasıklarına denk gelmiş. Yani yumurtalıklarına çok yakın bir bölgeye. ", "Ee Yani?", "Bade hamile kalman düşük bir ihtimal." dedi hızlıca. "Ne?" diyebildim sadece. Ciddi değildi değil mi? Ne demek hamile kalman düşük ihtimal. Ağlamaya başladım. "Ben. Ben, anne olamayacak mıyım yani? Bu nasıl olur?" dedim hıçkırıklarımın arasından. Yanıma gelip yavaşça yatağa oturdu. Sarıldı. " Bade'm yapma güzelim. Lütfen." dedi. O da benimle ağlıyordu. "Sen, sen beni bırakır mısın? Zaten baba yapamayacağım seni. Neden benim gibi biriyle kalasın ki daha fazla." dedim ellerini ittirerek. Daha sıkı sarıldı. "Sakın bir daha böyle bir şey söyleme Bade. Ben seni çocuk için mi sevdim? Beni baba yap diye mi sevdim ben seni ha? " dedi kızarak. "Özür dilerim." dedim kısık sesle. "Özür dilenecek bir şey yok Bade. Hadi toparla kendini." dedi. Gözlerimi sildim. Doğrulmaya çalıştım fakat karnım çok kötü yanmıştı. Ateş bana doğru dönüp" İki dakika yerinde dur kızım. " dedi. Yastığımı düzeltti. Yatağımı çok az kaldırdı. Gözlerimi silip ona baktım. Dudağı kabuk tutmuştu. " Ateş senin dudağına ne oldu? "," Savaş ile tartıştık. Bir şey yok. Bekle ben geliyorum. " dedi ve çıktı. Ne yani Savaş ile kavga mı etmişlerdi?
_____________________Herkese iyi geceler. Yeni bölümü biraz uykulu yazdım açıkçası. Umarım güzeldir. İyi okumalar🖤😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKBÖRÜ |TAMAMLANDI |
Teen FictionBir kız düşünün... Annesinin biricik kızı, babasının prensesi.. Bu kız düşmana korku, dosta güven veren isimsiz kahramanlardan. Daha Polis Özel Harekat'taki ilk senesiydi ama yaşadıkları bir ömre bedeldi. Gelin hep birlikte bu kızın neler yaşadığın...