-Dilan'ın anlatımı ile-
Bir yemek masasının etrafında toplanmıştık. Etrafımızda bahar vardı.Çimenler, çiçekler ve ağaçlar... Ve en önemlisi, kimseyi kaybetmedik.. Şimdilik.
Buse, Kuzey, Ege ve Mira kendi aralarında konuşuyordu. Savaş ve Alper desen... Şu an ölsem yeridir modundalar. Begüm... O huy olarak çok değişmiş. Baygınken mi bu kararı verdi bilmiyorum ama burayı beğendiremedik. Daha kendisi yürüyemiyor ama buradan çıkmamızı istiyor.
Kuzey Ege'nin koluna vurduktan sonra Buse'ye kafasıyla işaret verdi. Buse ayağa kalktı ve bize bakıp gülümsedi. Tam ağzını açacağı sırada, bahçede ki yemek masasına Esin geldi... Buse ile göz göze geldikten hemen sonra devam etmesi için işaret etti.
"Hepimiz bu masada toplandığımıza göre, konuya gelebilirim... Aslında duygusal konuşma yapabilen biri değilim ama bugün bu birliktelik için konuşacağım."
"Sadece duygusal bir konuşma değil, burası ile ilgili ne yapacağımıza ve nasıl düzen uyduracağınızı da anlatacağız."
Kuzey'in düzeltmesi ile Buse devam etti.
"Huzurlu hissedin ya da hissetmeyin, burası bizim birleştiğimiz yer... Bu zamana kadar İSYAN'ın denekleri olan her genç, öldü. Ama siz ve biz farklıyız."
Mira anlamayarak baktı ve hemen sonra söze girdi.
"Farkımız ne? Kaçmak falan değildir umarım çünkü ben kaçmaktan yoruldum. Sürekli birimize bir şey olur mu korkusu beni bitiriyor."
"İSYAN sizi bu zamana kadar nasıl bulamadı hayret ediyorum. Merkeze çokta uzak değiliz."
Begüm şüphesini konuşurken bile belli ediyordu.
Buse'den önce Savaş lafa girdi.
"Bulamadıysa bulamamıştır Begüm. Önemi olduğunu sanmıyorum. En azından şu an bir masada oturabiliyorsak, henüz İSYAN bizi bulamadığı içindir."
"Herneyse... Sizi tanıyamadık. Lütfen hepiniz adınızdan, yaşınızdan ve geçmişinizden bahsedin."
Begüm yanımda oturuyordu ve birden kahkaha attı. Sonra da kendini susturup konuşmaya başladı.
"1.sınıf tanışmamızı yaptıktan sonra yemek yiyelim lütfen."
Savaş ortamın gerginliğini almak için söze girdi.
"Savaş Özdemir... 24 yaşındayım. 4 yıl önce mutlu bir hayatım vardı, kız kardeşimi ekmek almaya göndermeden hemen önce... O zamanlar gülmemin sebebi sadece komik olduğu içindi. Şimdi ise, belki gerçekten komik bir şey denilmiştir diye. Arsız sanılıyorum, ama acı çekiyorum. Her gün. Her şeyin benim suçum olduğunu bilerek yaşıyorum. Ve... Ailemin kalbi durmuşken, ben ne hakla nefes alıyorum? İşte bu yüzden, ölmem gerektiğine inanıyorum.
Savaş'ın böyle düşündüğünü bilmiyordum. Nasıl fark etmedim onu da bilmiyorum. Ve olayı anlattı ama şu an bile otomatik gülüyor. Savaş bu dünya için fazla temizdi sanki...
Ve Alper söze girdi.
"Savaş... Hepimizden daha iyi bir kalbin var, hepimizden daha düşünceli bir aklın var. Ve bu bende olsaydı...kendimle gurur duyardım. Sende duy. Çünkü buralara gelmemizin ya da birilerini kaybetmemizin tek sebebi İSYAN. Ne sen, ne de bir başkası."
"Ben hep başkasını düşünüp, kendin için bir şey yapmak istememenle gurur duydum. Sende duy."
O an Savaş ve Alper'in birbirine bakışını gördüm. Ve hayatımda ki her an bu bakışları izleyebilirdim. İkisi birbirini o kadar önemsiyor ki... Sadece bunu anlamak için ikisinden birinin başına bir şey gelecek olması beni üzüyor. Ama şimdi sadece bu ana odaklanmak istiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEY ALTI
ActionFarklı yerlerde yaşayan 5 genç; sahte bir haberle, acımazsız düşmanların eline düşer. Bu gençler geldiğinde DENEY ALTI başlayacaktır. Gençlerin duygusunu ellerinden almaya çalışan bu düşmanlar, daha önceki deneyler gibi olmadığını anlarlar. Deneyler...