Alper'in anlatımı ile:
Kafam o kadar karışık ki... Neden burada olduğuma dair en ufak bir fikrim yok. Özellikle canımı en çok acıtan günlerden birini yaşıyorum ve en kötüsü ne olacağını bilerek onun gözüne bakıyorum. Belki son defa... Bu ekibi gözümün önüne getiriyorum, mutlu anı izliyorum. Belki son defa...
"Alper!" Savaş'ın beni itmesiyle odağımı tekrar onlara çevirdim. Hepsi boş gözlerle bakıyordu. Gelecekten geldim desem ne derlerdi acaba?
"Efendim."
"Bugün bir garipsin, alkolden olmadığını biliyoruz. Kafanın içinde dönen şeyleri bizede anlatmak ister misin?"
"Hangisini anlatayım istersin? Kafamın içinde tahmin edemeyeceğiniz kadar şey dönüyor, söylesem bana deli muamelesi yaparsınız."
"Aşk olsun! Biz öyle arkadaşlar mıyız?"
"Evet!" Dilan ve Ege kendi aralarında gülerken ben birden ayağa kalktım ve sınıfın kapısına doğru ilerledim.
"Alper nereye gidiyorsun? Daha yeni geldiniz." Esin arkamdan diğerleri ile birlikte koşuyordu, ben ise o partinin olduğu yere doğru ilerliyordum.
En sonunda oraya ulaştım ve durumu nasıl anlatacağımı bulmak için etrafıma baktım. Gözüme çarpan havuza yaklaştım ve Begüm'e döndüm.
"Bu havuzu görünce aklına ne geliyor?"
Kaşını çattı ve Ateş'e baktı. "Ateş bana asılan bir çocuğun kolunu kırmıştı ve havuza atmıştı. O yüzden havuz bana hep bunu hatırlatacak."
"Ne? Nasıl?" Şaşırmış bir ifade ile onlara baktığımda onlar "nesini anlamadın?" der gibiydi.
"Bildiğin, burada tanıştık hatta. Sende vardın Alper. Hatırlamıyor musun gerçekten?"
Cevap vermeden Kuzey ve Buse'nin yanına gittim.
"Kuzey, daha önce buraya geldik. Ve hepimiz tam şurada ki masada oturuyorduk. Ege sana ‘Bence Buse için ağlarsın.’ demişti ve sen ‘Ben kimse için ağlamam’ deyip masadan kalkmıştın. De mi? Tam olarak böyle oldu."
"Güzel senaryo Alper." Buse gülerek beni alkışlarken, Kuzey bana bakıp lafa girdi.
"Ege bu soruyu sorduğunda öyle bir cevap vermemiştim. Aksine 'Buse için ağlayabileceğimi' söyledim ama sen bilirsin." İki kolumu başımın arasına alıp sıktım, deliriyor olabilir miydim? Halüsinasyon mu görüyorum bilmiyorum ama haklıyım. Bu anılarını ben neden farklı hatırlıyorum? Neden ben? Neden kimse İSYAN'ı bilmiyor? Neden herkes yaşadığımız anıları farklı dile getiriyor.
Elimde ki bardağı alıp birden yere attım. Hepsi bana baktığında ve dikkati üstümde toplayabildiğim de konuşmaya başladım.
"Bana deli diyebilirsiniz ama şuan çok değişik bir şey yaşıyorum... Bu anılar gerçek değil. Değiştirilmiş, üstünde oynanmış... 3 sene sonra bu ekip dağılmış olacak." Esin'in gözünün içine baktım. "Kimimiz olmayacak... Şuan İSYAN denen insan topluluğu benimle oyun oynuyor biliyorum. Sizin üstünüzden beni deniyor..."
Sessizliği bozan, Mira ve Ege'nin kendi arasında gülmesi oldu. Beni ciddiye almadılar belli.
"Ege bu arkadaş ne diyor?"
"Saçmalıyor." Ağzında ki suyu gülmekten Mira'nın üstüne attı.
"Ege ne bok yiyorsun gerizekalı?" Ege kahkaha atıyordu.
"Çok özür. Yüzüne tükürmediğime dua et."
"Hadi tükürsene!"
Ege tam ağzını açtığı sırada Mira ağzını tuttu. Ben Dilan'ın tepkisiz suratına baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEY ALTI
ActionFarklı yerlerde yaşayan 5 genç; sahte bir haberle, acımazsız düşmanların eline düşer. Bu gençler geldiğinde DENEY ALTI başlayacaktır. Gençlerin duygusunu ellerinden almaya çalışan bu düşmanlar, daha önceki deneyler gibi olmadığını anlarlar. Deneyler...