15.Bölüm : ÜNİVERSİTE

78 27 110
                                    

Bazen hayat bize der ki; seni buradan alıyorum, daha iyi olabileceğin, kendini düzeltebileceğin ve aksiyondan uzak kalabileceğin bir yere koyuyorum. Belki o gün bugündür. Aydınlığa kavuşacağımız o güne uyanmışızdır... Eğitimime bu kadar sevineceğim aklımın ucundan geçmezdi çünkü hep ağlayarak okula gitmişimdir. Evde kalıp siteleri bloklardım bazen. Sınıfça internet kafeye kaçardık ve sınıftakiler bana bilgisayarları bozmam için para verirdi. Bende bozardım. Umarım o günleri biraz olsun yaşayabilirim. Mutlu insanları görebilirim... En büyük dileğim bu. Gerçekten bu.

Dün Dilan uyuduktan hemen sonra bizde uyuduk. O kadar yorulmuşuz ki öğlen yatmamıza rağmen sabah uyandık. Klasik Ünivesite hayatı. Kalktığım da Dilan, Buse, Sıla ve Begüm uyuyordu. Tam 'Esin nerede?' diye düşündüğüm an birden içeri girdi.

"Oo erkenciyiz Esin hanım" Gülerek Esin'e baktığım sırada, ilk defa güldüğünü gördüm.

Gözlerini devirerek bana baktı ve "Siz kış uykusundayken, ben kahvaltı bile yaptım."

Biz kendi aramızda gülerken Dilan ve Buse'de kalkmıştı. Hatta Buse'nin kenardan gizlice güldüğüne şahidim.

Bazanın üstünden atlayıp banyoya doğru gitti. Giderken birden bize döndü ve uyku sersemiyle "Günaydın kızlar" dedi.

Ben biraz fena olduğum için Sıla ve Begüm'ün yanına gittim.

"Uyanın lan!" Ben bunu der demez Begüm'ün kalkışı bir olmuştu. Ama Sıla daha zar zor gözünü açıyordu. Hatta bir gözünü açmış bana ters ters baktı.

"Niye uyandım ben?" Acaba şu an rüya mı görüyordu yoksa ciddi miydi? İşte bu şifreyi çözemem.

Biz kızlarla kendi aramızda gülerken içeri birden Ege geldi ve gözünü kapatıp "Pardon! Yanlışlıkla girdim... Bir şey görmedim." Yemin ederim nüfusa gidip bunun adını 'salak' olarak değiştirmek istiyorum.

"Ege, bir şey kaçırmadın merak etme." Sıla istediği zaman konuşabiliyormuş. Ne güzel.

"Biliyorum göreceğimi gördüm demek isterdim ama bir şey görmedim. Neyse, Mira bana sövmeden gidiyorum." En azından beni tanıyor. Beyninde gelişme var.

"Kahvaltınızı yapacaksınız de mi?" Buse'nin sorusuna Dilan cevap verdi. "Ben pek aç değilim, diğerleri acıktıysa bir şeyler yesin. Ayrıca Buse, sen neden bizimle gelmiyorsun? Hepimiz aynı yaştayız sonuçta. Üniversite yaşındayız demek istedim." Derin bir nefes alarak bana baktı.

"Virüsün geçtiğinden emin olursam gelirim. Ama şu an Kuzey'in yanında olmam daha iyi olur. Bu arada Esin...Teşekkürler."

Esin başını salladı.

Koridora çıktığımız sırada diğerlerini de gördük. Kahvaltı için hepimiz aynı masaya geçtik. Liderimiz Kuzey. Gerçekten lider olabilecek ve bunu hakkıyla yapabilen birisi. İlk gördüğümde kanım ısınmamıştı ama şu an ona bağlı yaşıyoruz ve gerçekten çok güveniyorum. Esin ve Buse zaten...Ayrı ayrı harika insanlar tanıdığım için mutluyum.

Alper sandalyesini Esin'in yanına çekti... Esin ve Dilan bizim kahvaltıyı bitirmemizi beklerken, Esin uzun bir zaman sonra Alper'e baktı ve kendi isteğiyle onunla konuştu.

"Kardeşimle görüştün mü...benden sonra?" Alper'in yüzü gülmüyordu zaten ama şu an en az onun kadar ne diyeceğimi bilemiyordum. Alper ile ilk tanıştığımızda 'sevdiğim bir insanın kardeşini, tek arkadaşımı bu sabah öldürdüler demişti. Esin gerçekten ilk defa bugün mutluydu ve ben birden konuyu değiştirdim.

DENEY ALTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin