Sıla'nın çığlıklarıydı bizi öldüren. Hep birlikte tutmaya çalıştığımız, ama elimizin altından kayıp gidendi o... Göz yaşları dinmiyordu, çığlık atıyordu, çırpınıyordu. İşte bu duyguyu ben çok iyi biliyorum, asla dinmeyecek olan acıyı...
"Abi!!" Hem ağlıyor, hem hıçkırıklarını susturmaya çalışıyordu. Ege'nin ellerinin arasından kurtulmaya çalışsa da, bırakmamak da ısrarcı. "Ege bırak beni!! Abimi istiyorum anlıyor musun!?"
"Sıla anlıyorum ama gitmemiz lazım." Ege sakin sakin konuşuyordu ama Sıla dişlerini kıracak gibiydi.
"Bırak... Beni..."
"Sakin olacağına söz ver." Derin derin nefes alırken, dağılmış saçının altından Ege'ye baktı.
"Kolumu... Bırak... Dedim." Ege yavaşça kolunu bıraktı ve Sıla birden Savaş'a doğru koştu. Tam yanına çökecekken Dilan karşısına geçti ve dik bir şekilde Sıla'ya baktı.
"Sakın."
Sıla koluyla gözünde ki yaşı sildi. "Ne kadar çok değer veriyormuşsun Savaş'a. Göz boyamak için miydi hepsi, abim hayattayken mi seviyordun? Şimdi nerede o aşk? Hah!"
"Bana bak." Dilan dişini sıkıp Sıla'ya yaklaştı. "Benim sevgimi sorgulamak seni ilgilendirmez anladın mı? Ve benim canımı sıkma, ilerde dökeceğim her kanı senden bilirim."
Sıla gözünü sildi ve o da Dilan'a bir adım attı.
"Sen de benim canımı sıkma, İSYAN'a yaptığım her yardımın zararını senin üstünde denerim."Dilan birkaç saniye ifadesiz Sıla'ya baktıktan sonra arkasını dönüp gitti. Nereye gittiğini bilmiyoruz. Sadece gitti...
2 SENE SONRA:
Mira'nın anlatımı ile:
Ne sevmeye gücüm var artık nede aşık olmaya. Ne yeni insanlarla tanışmaya halim kaldı nede umut taşımaya. Yordu beni hayat. O kuvvetli kız yok artık. Elini çekti her şeyden, kabuğuna çekildi.. Hayal dahi kuramaz oldu artık... Hayallerini yıkıyorlar. Bu yüzden hayal kurmaktan korkar oldu.. Her defasında iyi olduğundan güzel sevdiğinden mi kaybeder insan? İlla sevilmek değer bilinmek için kötümü olmak zorundayım? Hani iyiler her zaman kazanırdı... Kötü mü olmamız lazım sevdiğimiz insanları kaybetmeyelim diye?
"4 gün kaldı, Mira. Ve buradan kalman daha iyi olur, kafanın içinde ki şeyleri korumamız gerekiyor." Ege'ye anlamsız bir şekilde baktım, iki yıldır, neredeyse her gün bana bunu söylüyor. Olan olaylardan sonra neden bunu yaptığını biliyorum ama bu amaçtan ne olursa olsun vazgeçmeye niyetim yok.
"Bugün de seni reddediyorum Ege." Yapmacık bir şekilde güldüm. "Yeterince eksiğimiz var zaten... Dilan iki senedir yok, o olan olaylardan sonra yaşadığını bile bilmiyoruz... Ateş, Melis ve Begüm savaşmayınca kurtulacağımızı sanıyor. Alper, Kuzey, Buse, ben ve belki sen... Yeterince az kişiyiz zaten."
Derin bir nefes aldı ve bana baktı. O gün geldiğinde beni bir yere kilitleme ihtimali aklımdan çıkmıyordu. "Umarım kazanan biz oluruz." dedim kısık sesle.
"İSYAN'ı yenmiş olsak bile, biz Esin'i bıraktığımız o üniversite de kaybetmiştik. Daha sonra Savaş'ın kalbine bir bıçak girdi ve orada biz de öldük. Bundan sonra İSYAN çökse bile, biz sadece kendimizi tatmin edeceğiz." Haklıydı belki. Benim amacım tatmin olmak olmasa bile haklıydı. Ben sadece arkadaşlarım nefes alamıyorken, o itlerin nefes alıyor oluşuna katlanamıyorum.
"Her neyse." Ege arkada tepkisiz bir şekilde bizi izleyen Melis'e baktı. "Doğru düzgün çalışmadın. Tam olarak neyine güveniyorsun?"
Melis yavaşça ayağa kalktı. "Çalışması gereken ben değilim, Ege. Bence sen bana laf yetiştireceğine en yakın arkadaşını çalıştır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEY ALTI
ActionFarklı yerlerde yaşayan 5 genç; sahte bir haberle, acımazsız düşmanların eline düşer. Bu gençler geldiğinde DENEY ALTI başlayacaktır. Gençlerin duygusunu ellerinden almaya çalışan bu düşmanlar, daha önceki deneyler gibi olmadığını anlarlar. Deneyler...