BESTECantekin DOĞAN yazıyor...
Kaç saattir ne yazıyor olabilirdi ki? Sanki destan yazıyor. Alt tarafı numaramı nerden bulduğunu sordum. Buna cevap vermek bu kadar zormuydu ya. Sadece bir cevap bu kadar Allah Allah ya. Daha fazla bekleyemem Can Bey sizi. Hatta seni engelliyim de sen gör. Engelle tuşuna bastım son olarak da tamam tuşuna basacaktım ama bir türlü basamıyorum. Aklım bas diyor ama kalbim ise, basma Beste diyor kalbimi mi yoksa aklımı mı dinliyecektim bilmiyorum. Belki de ben çok ön yargılıydım. Tam benim fazla ön yargılı olduğumu düşündüğüm an Cantekin Dogan'dan mesaj geldi. Mesajda ise sadece şu yazıyordu: "Görüşürüz Beste".
Ya görüşürüz ne demek ya kaç saattir yazıyor olarak görünüyor ama yazdığı tek şey görüşürüz. Bu nasıl dünya ya bir de ben fazla ön yargılıyım diyordum. Salak Beste sen ön yargılı değilsin senin karşındakiler odun hepsi odun. Ne bekleyebilirsinki tanımadığın birinden. Sanki yirmi yıldır tanıyorum ya. Salak...Salak...Salak... Evet daha fazla Cantekin'e sinirlenmeyip dinlenmem gerekiyordu. Telefonumu komple kapatım çekmecenin içine attım.
Babamın doğum günüm de bana aldığı pembe, pofidik ayıcığımla uyurdum küçüküklüğümden beri o ayıcık yanımdayken kendimi rahat hissediyordum nedense. Üzerim de küçük bir ayı resminin olduğu pembe yünlü pjamam vardı. Ayıcığımla yorganımın altına girdik ve gözlerimi kapadım. Yorgun olduğum için çabuk uykuya dalmıştım. Belki de çoktan rüya görüyordum. Masamın üzerindeki çalar saatimin çalmasıyla gözlerimi açmam ve yüzüme güneşin vurması bir oldu. Tabi normal bu saatte. Siyah deri taytımı, kırmızı swetshirtümü ve kalın bir çorap giydim. Her zamanki gibi yanıma kulaklığımı ve mp3 çalarımı aldım o anda gözüm çekmeceye gitti. Mp3 çalarımı bırakıp bugün yanıma telefonumu aldım. Koşu yaparken rahatsız edilmeyi sevmediğim için genelde telefonumu evde bırakırdım bugün ilk defa değişiklik yapıp telefonumu aldım spor ayakkabılarımı ve montumu giyerek sessizce evden çıktım.
Her gün sabah bizim evin oradaki yürüyüş yolunda en az yirmi dakika koşuyordum. Her gün bunu yaptığım için formumu da koruyordum. Telefonumu yatarken kapatmış olduğumu hatırlayıp montumun cebinden çıkarıp telefonumu açtım. Ne bir arama vardı ne bir mesaj hiçbirşey yoktu. Kulaklığımı takıp gözümü kapadım ve rastgele bir yere bastım. Cantekin'in bana çarptığın da dinliyor olduğum şarkıydı bu. Bir kaç haftadır hep bu şarkı karşıma çıkıyordu. Acaba bu şarkı bir işaretmiydi? Ama neyin işareyi olabilirdi ki? Neyse koşumu tamamladım ve evin yolunu tuttum. Bugün koşudan dönerken uğradım fırına. Üç tane ekmek dört tane de simit alarak fırından çıktım. Evimizle fırının arasında iki sokak vardı o yüzden eve varmam daha kolaydı. Zile bastım kapıyı açan annemdi.
"Kızım bari bugün gitmeseydin koşuya niye gidiyorsun dinlenseydin" diye beni azarlamaya başladı. Anneme ne kadar iyi olduğumu söylesemde beni dinlemiyordu ne bu anne azarı ya. Her çocuk anne azarını çekiyormu ya. Annemden kutulup duşa giridim suyu ilk açtığımda buz gibi suyu aktı ilk başta bi dondum ama sonra iyi gibi geldi biraz soğuk suyun altın da durduktan sonra sıcak suylada yıkanıp havluma sarıldım. Banyodan çıkıp odama giderek eşyalarımı giyinmeye başladım. Kıyafetlerimi giyindikten sonra çantama defterimi ve kalemlerimi koyup elime aldım. Odamdan çıkıp çantamı vestiyere koydum ve kahvaltı etmek için mutfağa geçtim. Annem her zamanki gibi kahvaltımıza taze portakal suyu yapmıştı. "O tabaklar bitecek kızlar"diye oturma odasından bize bağırdı. Tamam diyerek Kumsal'la hem kahvaltı ettik hem de sohbet ettik. Kardeşimi aslında çok seviyordum iyi de anlaşıyorduk ama her işini bana yıkmasa bide iyi olacaktı. Ben olmasam napacaktı hiç bilmiyorum. Okul saati yaklaşıyordu. Kumsal benden biraz daha erken gitti okula. Bende annemi öpüp evden çıktım. Çıktım çıktım da sorun bakalım bi nasıl çıktım. Okumadığı sure kalmadı kadının. Bu kadar çok mu korkmuştu ya?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELVEDA
Подростковая литератураBeste ve Cantekin birbirlerinin hayatını değiştirecekti. Peki ya nasıl olacaktı? Neler değişecekti? Gelin hep beraber şahit olalım...