GİTME KAL

142 74 40
                                    


       
                
BESTE

  Kahve almak için annemgilin yanından ayrılıp kafeteryaya inmiştim. Oradaki baba kızı görünce kendimi tutamayıp ağlamaya başladım. Annemgil ağladığımı anlamasınlar diye biraz kafeterya da oturduktan sonra kahveleride alıp annemgilin yanına çıktım. Kumsal camın önüne gitmiş babamı izliyordu.
 
   "Kumsal, ablacığım hadi gel otur da kahveni iç canım".

   "Abla neden bu bütün olanlar bizim başımıza geliyor? Neden biz yani?"

  "Ablacığım hadi kahveni iç bunları sonra konuşuruz".

  Anneme de kahvesini verdikten sonra hepimiz kahvemizi içmeye başladık. Ki kahve boğazımızda kaldı. Doktorlar babamın yanına girdiler hepimiz yerimizden kalktık ve camın önüne geçtik. Bir hemşire giriyor bir hemşire çıkıyordu. En sonunda birini durdurduk ve babamın durumunu sorduk ama bize hiçbir açıklama yapmadan yanımızdan geçip gitti. Allah'ım sadece babamın durumunu sormuştuk. Neden kimse bize bir açıklama yapmıyordu?

  Doktorların hepsinin ne işi vardı babamın yanında? Annem oturmuş babam için dua ediyordu. Kumsal ise, onun durumu çok kötüydü babam için çok üzülmüştü. Hepimiz çok üzülmüştük ama kumsal biraz daha kötüydü. Odadan bir doktor çıktı.

  "Turgut Beyin yakınları?"

  " Biziz, eşime noldu?" diyerek annem soruları yöneltmeye başladı.

   "Hanımefendi eşinizin az önce kalbi durdu. Müdehale ederek geri getirdik ama hâlâ Turgut Bey komada. Durumu kritik her şey için hazırlıklı olun" diyerek doktor yanımızdan ayrıldı. İnsan biraz alıştıra alıştıra söylerdi ya. Hepimiz hayal kırıklığına uğramıştık şok üstüne şok yaşıyorduk.

   "Kızım hadi kardeşini de al ve eve git".

    "Anne, babam bu durumdayken seni yanlız bırakamam burada, olmaz".
 
    "Kızım sözümü dinle kardeşini de al eve git". Annem zaten fazlasıyla üzgündü daha fazla üzmemek için "tamam" dedim. Saat epey geç olmuştu yarın okul olduğu için annem bizi eve göndermekte ısrar etti ve anneme karşı koyamayıp eve gitmek için hastaneden çıktık. Taksiyi aradık, gelmesini bekledik. Taksi gelince Kumsalla beraber taksiye bindik ve Kumsal'ın kafasını dağıtmak için onunla biraz sohbet ettim. Kafası dağılmışa benziyordu. Eve varmıştık. Taksiye parayı verip arabadan indik. Evin girişine gelince çantamdan anahtarımı çıkaracaktım ki çantamın restorantta kaldığını fark ettim neyseki Kumsal'ın anahtarı yanındaymış da eve girebildik o da olmasa kapı da kalmıştık. Neyse yarın ki mesaimde alırdım eşyalarımı. Hemen odalarımıza geçip üstümüzü değiştirdik. Odamda biraz oturdum tam yatağıma geçiyordum ki kapı açıldı. Gelen Kumsaldı.

    "Abla bugün seninle yatabilir miyim?"

   "Tabi ki yatabilirsin ablacığım, geç hadi" diyip kafamla yatağı işaret ettim. Yanıma geldi bana sarıldı ve beraber yatağa geçip uyumaya çalıştık. Zor olsada bir süre sonra uyuyabilmiştik. Sabah çalar saatin sesine kalktım ve mutfağa gidip Kumsal'a güzel bir kahvaltı hazırlayıp odaya giderek Kumsalı kaldırdım. Üzerini değiştirmek için odasına gitti bende odama girdim ve üzerimi değiştirdim. Aynı anda odalarımızdan çıkarak mutfağa gittik. Canımız istemeye istemeye olsada kahvaltımızı yapmıştık. Çantalarımızı da alıp evden çıktık. Okullarımıza gitmek için Kumsal ile bir yerden sonra yollarımız ayrılıyordu. Okulumdan içeriye girecektim ki yanıma doğru gelen Can'ı görerek yolumu değiştirdim. Can arkamdan ne kadar seslensede aldırış etmedim. Koşarak peşimden geldi ve beni durdurmayı başardı.

ELVEDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin