BADEDağılan saçımı topladıktan sonra kırmızı montumu giyip odadan çıktım. Müdireden hiç bir sorun olmadan izin alabilmiştim. Şansıma iyi bir anına denk gelmiştim. Beste'nin attığı konuma hangi otobüs ile gideceğimi bilmediğimden taksiye binmek durumda kaldım. Neyseki yol uzun sürmemişti. İndiğimde yavaş adımlarla içeri girdim. Yüzüme vuran sıcaklık, hemencecik ısınmamı sağladı. Etrafa baktığımda yüzü bu tarafa doğru dönük olan Beste'yi gördüm. Yanında Cantekin, Şebnem ve Cüneyt oturuyordu. Karşılarında ise yüzlerini göremediğim üç kişi vardı. Yanlarına gittim. "Merhaba."
"Hoşgeldin kuzum" diyen Şebnem'e gülümsedim. Başımı diğer tarafa döndürdüğümde Melih'i gördüm. Burada ne işi vardı ki? O da benim kadar şaşırmış olacak ki hiç bir şey demeden sadece yüzüme bakıyordu. Tek boş yerde onun yanı olduğundan mecburen yanına oturdum. Montumu çıkarıp sandalyeme asarken Melih'in yanında oturan kıvırcık, uzun saçlı kız da bana döndü.
"Hoşgeldin canım."
"Hoşbuldum."
Sandalyeme oturduğumda elini uzattı. Karşılık verdim.
"Bahar ben."
"Bade ben de. Çok memnun oldum."
Siparişleri verdik. Kısa sürede muhabbet koyulaştı. İyi olmuştu böyle. Kafam dağılmıştı. Yakında sınavlarda başlayacaktı, o zaman zaten bir yere gitmemiz zor olurdu.
"Nasılsın?" Fısıltıyla konuşan Melih'e aynı şekilde karşılık verdi.
"İyiyim, sen?"
"Mutluyum."
"Ne güzel."
"Bu arada, kırmızı yakışmış."
"Teşekkür ederim."
Ansızın karnıma giren ağrı fazlasıyla rahatsız ediciydi. Lavaboya gideceğimi söyleyip masadan ayrıldım. Öğlen de bir şey yememiştim, belki de o yüzden bir anda ağrımıştı. Aynadan kendime bakarken, arkamda beliren siyah maskeli adamı görmem ile donakaldım. Sanki o an ayaklarım yere yapışmış gibiydi. İstesemde kıpırdatamıyordum. Kaçmak istiyordum veya bağırmak.
Korkuyordum.
MELİH
Yarım saattir Bade'yi arıyorduk ama yoktu. Delirmek üzereydim. Lavaboya gideceğini söyleyip yanımızdan ayrılmıştı. Beste ile Şebnem, Bade uzun süredir gelmeyince meraklanıp bakmaya gitmişlerdi. Korkuyla yanımıza geldiklerinde Bade'yi bulamadıklarını söylediler. Endişe ve korku tüm vücudumu ele geçirmişken hızla montumu alıp kafeden çıktım. Bana seslendiklerinde duymazdan gelip adımlarımı hızlandırdım. Montumu giyerken etrafa da bakıyordum. Nerede olabileceği hakkında hiç bir fikrim yoktu. Sadece yürüyordum, nereye gideceğimi bilmeden.
ŞEBNEM
"Şebnem yeter, bir sakin ol artık."
"Nasıl olabilirim? Bir saat oldu Cüneyt. Kız hiç bir yerde yok."
"Bulacağız onu" diyen Cüneyt bile rahatlatamıyordu beni.
İkişer olarak ayrılmış, her yerde Bade'yi arıyorduk. Bade'yi neredeyse hiç tanımayan Melih, Bahar ve Ulaş bile onu arıyordu. Yirmi dört saat dolmadan polisler de bir şey yapamıyordu. Annesine de haber verememiştik. Ne diyebilirdik ki? Bade bir anda ortadan kayboldu, bir saattir yok mu diyecektik?
"Kendi gitmiş olabilir mi? Belki acil bir..."
"Bir şey demeden gitmezdi. Gitse bile en azından mesaj atardı." Aklıma gelen şey ile duraksadım. Bade'ye gelen notlar ve mesajlar vardı. Her şeyin başa saracağından korkuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELVEDA
Teen FictionBeste ve Cantekin birbirlerinin hayatını değiştirecekti. Peki ya nasıl olacaktı? Neler değişecekti? Gelin hep beraber şahit olalım...