YIKILIŞ

129 74 15
                                    

                             

BESTE

  Cantekin'in aklına uyup, annemleri hastanede tek bırakıp onun peşine takılmıştım. İnşallah pişmaz olmazdım. Arabaya binmeden önce "Cantekin beni gecen gün ki restoranta götürebilir misin?" "Tabi götürürüm". Arabaya bindik. Cantekin arabayı çalıştırınca aniden şarkı da başladı. "Kalbimdeki Sancı - Toygar Işıklı". Tam sesi kısıyorduk ki "seni rahatsız etmeyecekse dinleyebilir miyiz?"

Gülümsedi "tabi ki".

   "Seviyor musun bu şarkıyı?"

   "Evet, uzun zamandır dinlememiştim".

Gönlümdeki küçük bir aşk oyunu mu

Böyle gitmez, bilmiyorum ben sonunu...

Yolu izlerken bir an Can'ın bana baktığını gördüm.

   "Önüne bak kaza yapacağız yoksa".

   "Pardon".

   "Bugün için özür dilerim".

   "Yok sorun değil, babanın yanına gitmen gerekiyordu, ben de aynısını yapardım herhalde".

   "O yüzden değil. Hani her şey senin yüzünden falan dedim ya o yüzden işte. Neden öyle dedim bilmiyorum. Bu olanlar yıpratmıştı iyice beni. Sonuçta babamın o durumda olması falan senin suçun değildi. Saçmaladım".

   "Anlayabiliyorum seni. Her şey üst üste gelince o an patladın sende. Özür dilemene de gerek yok tamam mı?"

   "Hıhı peki"

   "Keşke bana daha önceden anlatsaydın Beste. Belki yardım edebileceğim bir şey olurdu".

   "Seninle daha yeni tanıştık Cantekin. Emin ol şuan bile neden senle o söylemediğin yere gidiyorum onu bile bilmiyorum. Biraz gıcıksın ama iyi birisin gerçekten. Ee neyse ne zaman restorantta oluruz?"

   "İki üç dakikaya oradayız".

Gerçekten de dediği gibi iki uc dakika içinde restoranttaydık. Can'a arabada kalmasını söyleyip hızlıca içeri girdim. Dolapların olduğu yere gittim ama esyalarım dolapta yoktu. Kasanın olduğu yere gittim ve oraya baktım. Kasanın altında duruyordu eşyalarım.  Hemen aldım ve hiç kimseye açıklama yapmadan hızlca dükkandan çıktım. Arabaya bindim ve "evet simdi senin istediğin yere gidebiliriz". Restorantta biraz samimi olduğum bir kız vardı onu arayıp öğrenirdim işten kovulup kovulmadığımı.

   "Ne kadar kaldı varmamıza?"

 

   "On beş dakikaya oradayız" ondan sonra ikimizde hiç konuşmadan sessizce oturduk.

   "Geldik".

  Burası mıydı getireceği yer? Dağın tepesiydi resmen burası ve soğuktu. Ceketim de olmayınca yanında üşüyeceğim kesindi. Arabadan indik ikimizde. Bir kaç adım daha ilerledim. Sanki tüm şehir ayaklarımın altında gibiydi. Bağırsam herkes beni duyacak gibi.

   "Nasıl?" dedi Cantekin. Derin bir nefes aldım.

   "Gerçekten rahatlatıcı, insan huzuru bulabilir gibi".

    "Bulabilir, evet. Ben genelde buraya annemlerden kaçmak için gelirim. Çok bunaltırlar beni. O yüzden çoğunlukla odam da dururum. Bizimkileri de pek görmem kardeşim dışında tabi. Onla çok güçlü bir bağımız var".

ELVEDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin