12

12.8K 1.1K 919
                                    

Suhandan, havaalanının kapısından içeriye girerken yanında yürüyen halasına gülümsedi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Suhandan, havaalanının kapısından içeriye girerken yanında yürüyen halasına gülümsedi. Civan'ın eve dönmesi ve eski sağlığa kavuşması, ailesinin üzerinde ki kara bulutları hızla def ederken halası ve enişteside artık dönmek zorunda kalmışlardı.

Suhandan, Akif'e onunla birlikte geleceğini söylediğinden beri üzerinde huzursuz bulutlar dolaşıyordu ama kendisinin yanı sıra Akif fazlası ile rahattı. İki gün olmuştu, Civan'ın hastaneden çıkmasının, kendisininde Akif'e, İtalya'ya geleceğini söylemesinin üzerinden tam iki gün geçmişti ama ne yazık ki Suhandan bu bahsi hala ailesine açamamıştı. Akif'ten başka kimse onun gideceğini bilmiyordu.

Ahhh! Bir de Antonio vardı, aslında son âna kadar onun da bildiğini bilmiyordu Suhandan. Bianchi ailesinin geri dönecekleri gün, Antonio kendisi ile konuşmak istediğini söylemiş ve kimsenin gözüne batmadan sessiz sakin bir köşeye geçmişlerdi. Suhandan, merakla genç adamın söyleyecekleri beklerken duydukları ile şaşkına dönmüştü.

Akif'in, onlarla birlikte dönmek istemediğinden bahsetmişti ve bunun için kendisinden yardım istemişti. Suhandan, başta kendisinin ne gibi bir yardımı olacağını bilemesede konuyu tamamiyle dinledikten sonra bununla ilgileneceğine dair Antonio'ya söz vermişti.

İşleri aksadığı için tedirgin olan genç adamı rahatlatan Suhandan, aslında ne yapacağını kendiside bilmiyordu. Akif'in neden böyle bir şey yaptığınada anlam veremiyordu. Neden kendisini almadan geri dönmüyordu, evet bir söz vermişti onunla gidecekti ama bu kadar erken değil. İtalya'ya gitmeyi kendiside istiyordu, hem ailesi için hem de kendi hayatı için alabileceği en doğru karar buydu ama Akif'in planladığı kadar erken değil.

Antonio'ya söz verdiği gibi Akif ile konuşmak için zaman kollayan Suhandan, aradığı fırsatı akşam saatlerinde bulmuştu. Bulmuştu bulmasına da, Akif'in bu kadar inatçı bir adam olacağını hiç düşünememişti.
Ne yaparsa yapsın bir türlü onu ikna edemiyordu, ya kendisi onunla birlikte gidecekti ya da Akif, kendisinin gideceği vakit dönecekti. Suhandan, aralarında geçen sohbeti hatırladıkça, aldığı zaaferin ne kadar büyük olduğunu daha iyi anlıyordu.

2. Gün önce

"Akif, şu inadından artık vazgeçer misin? Bu ikimizin alabileceği bir karar değil, benim bir ailem var. Önce onlarla konuşmam lazım."

"Yanlış düşünüyorsun, bu ikimizin alacağı bir karar. Suhandan, bunda düşünecek, başkalarına danışacak bir durum yok. Gelmek istiyorsan hemen şimdi gidebiliriz."

"Anlamıyorsun değil mi? Ailemin rızasını almadan hiç bir yere gidemem, ayrıca biz henüz evli bile değiliz."

"Eğer tek sorun buysa evlenelim. Bunu hemen, şimdi yapabiliriz."

Suhandan'ın gözleri hayretle büyürken nasıl bir belaya bulaştığını düşündü. Akif'in, neden bu kadar aceleci ve ısrarcı davrandığını anlayamıyordu.
Sonra düşündü, belki de işleri birân önce büyütebilmek için bu kadar ısrarcı davranıyordu. Bir çıkar yol aradı Suhandan, Akif'in aklına soktuğu evlilik fikrini unutturması gerekiyordu. Evet birlikte bir yola çıkmışlardı, bunun sonunda da evleneceklerini biliyordu ama henüz çok erkendi.

YÖNÜM SANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin