3 gün sonra
Uzaktan bakıldığında Gediz malikanesi en mutlu günlerinden birine gebeydi, kıskanç gözler altında ikinci kez aynı evden bir gelin çıkıyordu ama talihe bakın ki bu iki kadın da aynı evden mutsuz ayrılıyordu. Ne Neslihan bu evden davullu zurnalı ayrılabilmişti ne de Suhandan!
İki kadın da aynı kaderi yaşamıştı ama aralarında büyük bir fark vardı. Neslihan sevdiği adam için hayatına yön vermişti, Suhandan ise geleceği ve sevdikleri arasında seçim yapmıştı.
Ama mutluydu, her şeye rağmen Suhandan aldığı kararlardan memnundu. Fakat geleceğine pranga olan bu evden ayrılırken aklında tek bir soru vardı, büyükbabası gibi gaddar bir erkeğin egemenliğinden kaçmak için başka bir erkeğe sığınmak ne kadar doğruydu?
Feminen tarafı ağır basmıyor da değildi aslında, tek başına yapamaz mıydı bunu? Tek başına bu egemenlikten kurtulup, kendine yeni bir hayat kuramaz mıydı? Gün boyu aklında bu sorular vardı Suhandan'ın ama bilmiyordu ki artık çok geçti. Bir kaç saat, son bir saat daha bu evde olacaktı sonrası ise yeni hayatına ilk adımını atacaktı.
Üç gün önce ki isteme töreni sanıldığıdan daha sessiz geçerken, herkes endişeliydi çünkü yaşlı kurt hala ortalarda yoktu, böylesine önemli bir karar alınırken ortalarda olmaması fazlasıyla tuhaftı. Suhandan'a göre buna gerek yokru elbet ama söz konusu Saruhan Gediz ise korkması gerektiğini de bilirdi çünkü böylesine sessiz bir yenilgi hiçte onun tarzı değildi.
"Gelebilir miyim?"
Suhandan, elinde ki hırkasını bilmem kaçıncı bavuluna yerleştirirken annesinin giyinme odasının kapısında belirmesi ile duraksadı. Veda vakti gelmiş olmalıydı, elinde ki hırkayı mahzun bir tebessümle bavuluna yerleştirirken annesine döndü.
"Gelsene anne."
Suhandan, annesinin elinden tutup yatak odasına geçerken önünde duran bavullarını ayağıyla itekleyip kendilerine yer açtı, birlikte yatağa oturan anne, kız bir müddet sessizce birbirlerinin gözlerine bakıp durdu. İki kadın içinde bu veda duygusal anlamda çok zor geçecekti, nitekim Vuslat hanımın gözlerinde ki yaş taneleri bunu destekliyordu.
"Yuvandan uçma vaktin geldi demek he?"
"Anne, böyle olmasın. Veda etmek istemiyorum."
"Of'a gitmiyorsun ki veda etmeyelim küçüğüm."
"Ben sizden bir yere de gitmiyorum ki veda edelim, bulduğum her fırsatta size geleceğim, olmadı siz gelirsiniz."
Vuslat hanım küçük kızını üzmemek adına göz yaşları ile boğuşurken yılların yorgunluğuna ev sahipliği yapmış ellerini güzeller güzeli kızının zarif çehresine götürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÖNÜM SANA
ActionIşığını kaybetmiş yönünü arayan bir adam. Ona yönünü gösteren ışığı tutan bir kadın. Rüyalarında çehresini göremediği bir adama kapılan Suhandan, onu derinden sarsacak kişinin çok yakınında hatta evinde olduğunu öğrenmesi ile yeni bir sayfa açacak k...