"Peki bu! Sence bu olur mu Abagail?"
"Gerçek fikrimi sorarsan bence olmaz. Yani sen daha pastel tonların kadınısın, sana yakışmaz."
"O zaman bunları benim için sen seçebilirsin Abagail, bende böylelikle yarım bıraktığım işime geri dönebilirim."
Abagail, yeni mimarın önünde ki laptopu kaptığı gibi göğsüne çekerek "Merak etme, bu konuda bana güvenebilirsin" dedi. Suhandan, asistan kızı tanıdığı şu kısacık dilimde ilk kez bu kadar az konuştuğuna şahit olup şaşırsada bunun üzerinde durmayıp Abagail'i kendisi için ofis malzemeleri seçmeye yolladı.
Böylelikle kendiside kaldığı yerden devam edip ekibini kurabilirdi. Ekibi diyordu çünkü bu projeye kendisinin gideceğine adı kadar emindi. İlk iş günü, hatta ilk işi olarak harika bir proje sunulmuştu önüne ve Suhandan bunu kaçırmayacaktı. Ayrıca Luca'nın dediği gibi de Akif kendisine sorun teşkil etmezdi. Netice de tüm bu evcilik oyunu, işi içindi.
Hem kendi işi hem de Akif'in işi için....
Beyninde yankılanıp duran kelimelerle önünde ki dosyayı hızla geri kapatan Suhandan, düşündü. Bu evlilik kendi yaşamsal özgürlüğünü ve iş özgürlüğünü eline alabilmek adına ortaya atılmıştı ama burada ki tek kazançlı taraf kendisi değildi ki? Birde ortağı vardı. Akif! Akif'te bu evliliği kendi işi ve prestiji için istemişti.
En azından Suhandan'a öyle söylemişti.
Peki şimdi Suhandan, bu evliliği gizlemek isterken nasıl olur da Akif'e yardım ettiğini düşünürdü. Bu anlaşma baya baya sadece kendi çıkarları içindi! Peki ya Akif, o neden buna ses etmiyordu? O neden kendisini öne sürmüyordu da, Suhandan'ın isteklerini kabul ediyordu?
Bundan Akif'in ne gibi bir kazancı olabilirdi ki?
"Hey! Merhaba, aramızda mısın?"
Suhandan, duyduğu ses ve gözünün önünde sallanan el ile irkilerek kendisine gelirken önünde ki üç kadına ve iki adama bakakaldı.
"Dürüst olmak gerekirse, ilk günden böyle azimli çalışman bizi kötü gösterir güzelim. O yüzden saatlerdir içine gömüldüğün dosyadan başını kaldırıp bizimle öğlen yemeğine geliyorsun. Böylelikle mesai arkadaşlarınla da tanışmış olursun."
Suhandan, ağzı açık bir şekilde kızıl ve oldukça alımlı kadının sözlerini dinlerken bir diğer ofis arkadaşı elinde ki dosyayı alarak masasının başka bir köşesine bırakmıştı bile. Suhandan, saatlerdir koca ofiste görünmez olduğunu sanarken meğersem iş arkadaşları doğru zamanı kolluyorlarmış.
Mesai arkadaşlarının şaşkın bakışları altında masasından kalkıp ceketini eline alan Suhandan, erkeklerin önden gitmesiyle kendisini üç genç ve güzel kadının arasında bulmuştu.
"Merak etme, öğlen molasındayız." Suhandan, adını zaten bildiği kızıl saçlı kadının kolunda asansörlere doğru ilerlerken istemsiz bir şekilde kaşlarını çattı, ne ara öğlen olmuştu ki?
Kalabalık bir grup eşliğinde asansöre bindiklerinde neden 6. katı çıktıklarını sorguladı. Artık yüz ifadesi duygularının ne kadarını dışarıya yansıtıyorsa adamlardan sarışın olanı kendisine açıklamada bulundu.
"Şöyle bakmayı keser misin. Görende seni şirketin çatısına çıkarıp aşağıya atacağız sanar. Alt tarafı yemek yiyeceğiz güzellik."
Suhandan, adamın laubali tavrını görmezden gelirken kesinlikle berbat bir espiri anlayışı olduğuna kanaât getirdi. Hayır, kendisini komik filan sanıyorsa çevresinde olanlara yazıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÖNÜM SANA
ActionIşığını kaybetmiş yönünü arayan bir adam. Ona yönünü gösteren ışığı tutan bir kadın. Rüyalarında çehresini göremediği bir adama kapılan Suhandan, onu derinden sarsacak kişinin çok yakınında hatta evinde olduğunu öğrenmesi ile yeni bir sayfa açacak k...