17

11.3K 1K 837
                                    

🎶 Sasa; Denize Yakılan Türkü

********

"Bir depremlik, bir virüslük, bir nükleer savaşlık hayatlarımız var. Nasıl da duyarsızca yaşıyor ve nasıl hiç ölmeyecekmiş gibi hesaplar içine giriyoruz. Ne çok gönül yıkılıyor, ne çok iyi hakkına giriliyor, ne çok zulmediyor ve ne çok kibirden kuleler inşa ediyoruz."

Geçmiş olsun İzmir! Geçmiş olsun Azerbeycan!

💚💚💚💚💚

Eğer seni rahatsız eden şey buysa, taşınabiliriz."

"Ne?"

"Gidebiliriz diyorum Suhandan, başka bir eve taşınabiliriz."

💚💚💚💚💚

Suhandan, Akif'in sarf ettiği bu cümlenin üzerine kısa bir an ne diyeceğini bilemedi. Kendisi böyle bir şeyi elbette ki istemezdi ama Akif, nasıl böyle kolay bir şekilde gidebileceklerini söyleyebiliyordu, anlamıyordu.

Netice de burası onun yaşadığı yerdi, ailesini bırakmak başka bir yere taşınmak... Neden kendisi için yaşam tarzından vazgeçiyordu ki?

"Öyle bir şey istemedim, sadece zor olacağını söylüyorum."

"Ne istediğini bildiğine emin misin Suhandan?"

Suhandan, Akif'ten böyle bir çıkış beklemediği için fazlasıyla şaşkındı. Neden böyle bir şey söylediğini anlayamıyordu evet aklı fazla karışıktı ama ne istediğinden de emindi. Mesela özgürlük istiyordu, kendi gibi yaşayabileceği bir hayat! Zaten ondan değil miydi bu çabası, ondan değil miydi evinden, sevdiklerinden uzaklaşması? Suhandan, ne istediğini biliyordu ve istedikleri için savaşmaktan kaçmayacaktı.

"Her neyse, bugün ikimizde fazlasıyla yorulduk biraz dinlenelim."

Suhandan, sessizliğe sığındığı esnada genç adamın söylediklerini sadece onayladı. En iyisi biraz dinlenmekti, her şeyin zamanı vardı. Tıpkı onun gibi oturduğu koltuktan kalkıp salonun ortasında dikilirken, Akif'in hangi odada kalacağını bilmediğini düşündü Suhandan.

"Koridorun sonunda ki oda bana ait, olurda bir sıkıntı olursa çekinmeden bana gelebilirsin."

"Tamam. Hayırlı geceler."

Suhandan, Akif'in cevap vermesini beklemeden kaldığı odaya gidecekken arkasından söyledikleri ile hızla arkasını dönüp, heyecanla ona yaklaştı.

"Bu arada, sabah evden erken çıkacağım önemli br toplantım var."

"Peki ya ben, ben ne zaman işe başlayacağım?"

"Bunun için acele etme Suhandan, bir kaç gün dinlen, eve alış. Sonrası için oldukça yoğun bir tempon olacak zaten."

"Ama-"

"Uyumak istiyorum Suhandan, yarın konuşalım."

Suhandan, yanından adeta kaçarcasına giden adamın arkasından şaşkın gözlerle baka kalırken geçiştirildiğine inanamıyordu. O da yol yorgunuydu, o da uykusuzdu ama konuşmak için inatla kendisini beklemişti peki ya onun bu yaptığına şimdi ne denirdi?

Hem eve alışmasına, dinlenmesine hiç gerek yoktu. Hemen yarın sevdiği işine başlayabilirdi, yarın sabah erken kalkmalı ve Akif'i işe gitmeden yakalamalıydı Suhandan. Ne kadar erken o kadar iyiydi. İşe başlamak, belli bir sorumluluk almak üzerinde ki ölü toprağı atacaktı. Öyle ki Suhandan, kafasını işle dağıtarak yeni hayatına daha kolay uyum sağlayacağına inanıyordu.

YÖNÜM SANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin