[ Sabahın kör kuyusunda, çok uzaklardan bir yerden kanat çırparak gelen , perçemli ak bir güvercin kondu kayalıkların üzerine.
Çakılların ve çamurların üzerinde usulca sekerek ilerledi.
Minicik patlak gözleriyle fark ettiği bu bedenin üzerine çıkıp sesler çıkararak bir süre kendi etrafında döndü.
Uyandırmaya çalıştı onu.
Beyaz çarşafın arasından açılan bu yüzün , pembesi mora dönmüş yanaklarını minik ayağıyla okşadı, üstündeki kurtçukları temizledi, bembeyaz kireç gibi dudakları öpercesine gagasını dokundurdu.
Kendine baktı sonra, kanatlarına , her zaman yaptığı gibi teleklerini temizledi bir bir, yeniden uçmaya hazırlanırcasına.
Bu bedenin başından ayrılmadan , çıkardığı tiz sesleri arttırarak, "Hadi uyan ve benimle özgürlüğe kanat çırp!" dercesine seslendi ona kuş diliyle.
Ama o uyanmıyordu ki...
Siper etti gövdesini havada dönüp duran birkaç aç leş kargasına. Birkaç dakika sonra yırtıcılardan biri onun da kanadını kemirerek kırdı. Ağırca düştü, bu uyandırmaya çalıştığı kaskatı kesilen oyun arkadaşının açılan koynuna.
Debelendi... Kanadı kırık bir güvercinin isyanı yankılandı kayalıkların ta dibinde.
"HAYIR!!!" diye haykırdı Pınar,yatağından dehşetle fırlayarak... ]
Ekim 2008
Kayalıklardan 2 yıl 2 ay Önce,
İstanbul, Sultangazi
-------------------------------------------------"Pınar kızım , geldim yanındayım, korkma kuzucuğum." diye yan odadan koşup geldi annesi.
Pınar ona sarıldı doyasıya.
"Çok...çok korkunç bir kabustu annem,"dedi.
Annesi kızın terli alnını kontrol edip yanaklarını okşadı.
"Geçti yavrum, hay Allah, ateşin de düşmedi geceden beri. Dur alnına bir bez koyayım." Bir maşrapa içindeki sirkeli suya bastırdığı bir bez parçasını kızının alnına hafifçe yerleştirdi,bir el havlusuyla da boncuk boncuk süzülüp kızın koynunda biriken terlerini iyice kurutmaya çalıştı.
Pınar biraz serinlemenin verdiği kuvvetle annesinin elini tutup öptü.
"Bir ak güvercin gördüm rüyamda, kayalıkların arasında, beni öpüp uyandırmaya çalıştı. Ben mosmordum,çırılçıplak... Sonra..."
"Yorma kendini canım kızım,ateşin yükselmiş bak, ondan kabus gördün. Kaç gündür yatıyorsun bu paçavra grip yüzünden. Çoğunu atlattın, şu ilacını iç sabaha birşeyin kalmaz evelallah."
Elindeki ampisina şurubunun kaşığını kızının diline dayadı,onun yutmasını bekledikten sonra yatağının başında geceden kalan üstünü bir fincan altlığıyla kapattığı bir bardak suyu da ona uzattı.
Pınar yüzünü buruşturarak,"Ateşim varken su içmekten nefret ediyorum" dedi.
"Ama içmelisin ,ferahlarsın hadi annesinin bir tanesi..."
Kız bardaktaki suyu boğazının acısıyla birlikte yarısına kadar yuvarladı.
"Uyumaya devam et istersen ,başından ayrılmam sabaha kadar."
"Uykum yok..."dedi Pınar hafifçe öksürerek. "Valizimi hazırladın mı?"
"Evet kızım, her şeyin hazır. İstediğin otobüs biletini de aldım ama biraz geç saate bulabildim bileti. Kayıt için son gün olmasaydı,seni bu halde hayatta şehir dışına göndermezdim ama , Allah affetsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYALIKTAKİ KIZ
Mystery / ThrillerKayalıkların dibinden yükselen uğultuyu duyuyor musunuz? O sizi çağırıyor. Kayalıktaki Kız.