4. Bölüm~ Gecikmeler Silsilesi

1.2K 75 0
                                    

Ertesi gün dedemi hastaneden çıkardık. Şimdiyse benim evimde dedemin odasındaydık. Dedemin de kendi evi vardı ama bazen bende de kalırdı. Bu haldeyken onun kendi evine gitmesine izin veremezdim. Dedem " Demiralp El Ele Ver derneğine bir bağış işleminde bulunacaktım ama malum bu olaylar oldu ben de avukatım aracılığıyla sana vekalet vereceğim sen gidip yarın yaparsın bağışı olur mu oğlum?" dedi. Ben de " tamam tabiki dede ne kadar yapacağız" dedim. Dedemse " Bir milyon tl. Sudan' da su kuyuları açılacak onun için evladım" dedi. Ben de dedemi başımla onaylayıp aşağı inmek için kapıya yöneldim ben çıkınca hemşire odaya girdi. Dedeme bakması ve ilaçlarını zamanında almasını sağlaması için bir hemşire işe aldım.
Aşağı indiğimde Nurdan abla tarhana çorbası yapıyordu mutfakta dedem için. Nurdan abla yıllardır yanımda bu evde çalışıyordu tek kişi olduğum için evin bütün işlerine o bakıyordu zaten ondan başkasına da güvenemezdim pek. Eşi Nazif abi de bizim inşaatlardan birinde bekçilik yapıyordu. Bir de , kardeşim olsaydı ancak bu kadar sevebileceğim Melek adında inşaat mühendisliği 3. sınıfta okuyan bir kızları vardı. Biraz da burs sağlayarak onu inşaat mühendisliğine ben yönlendirmiş oldum çünkü ben de bir inşaat mühendisiydim ve üniversiteyi bitirince de işi hazırdı bizim şirkette direkt başlayabilirdi. Geçtiğimiz yaz zaten bizim şirkette biraz staj yapmıştı ve çalışma ortamını sevmişti onu mutlu görünce ne kadar iyi bir karar verdiğimi tekrardan anlamıştım. Nurdan ablaya kolay gelsin dedikten sonra salona geçip oturdum.
Koltuğa oturmamla telefonumun çalması bir oldu. Baktım asistanım Ayşen arıyordu. "Alo ne vardı Ayşen" diyerek açtım telefonu. "Efendim yarın Araplar yarım kalan toplantı için görüşmek istediklerini söylediler. Ne yapmamı istersiniz? Yarın dedenizin talimatıyla bağış için derneğe 09.30' da gidecekmişsiniz ve Arapların da yarın uçağı 12. 30' daymış. Yani gitmeden görüşmek istediklerini belirttiler efendim. " dedi tüm ciddiyetiyle. Ben de aynı ciddiyetle " O zaman yarın 08.00 'de şirkette olsunlar. Zaten az bir kısım kalmıştı ,onlar üzerinde de anlaşırsak sıkıntı yok demektir." Dedim. "Tamam efendim hemen iletiyorum cevabımızı ve size mail olarak dönüyorum. İyi günler ." Dedi Ben de "tamam Ayşen sana da iyi günler" dedim.
Film seçip izlemek istedim. En azından kafam biraz dağılırdı. Film seçip açtıktan on ,on beş dakika sonra telefonuma Ayşen' den mail gelmişti yarınki toplantı saatinin onaylandığına dair.
Aksiyon filmi bittikten sonra yukarı çalışma odama çıktım . Yarınki toplantı için kalan yerlerin üzerinden geçmem iyi olurdu.
Çalışırken saatin epey ilerlediğini dışarda kararan havadan anladım. Yorulduğum için yukarı odama uyumaya çıktım. Kendi odama girmeden dedeme bakmaya karar verdim . Sessizce kapıyı açıp içeri girdim ama dedemi uyurken görünce geri girdiğim gibi çıktım. Odama girdim üstümü değiştirdim. Ev çok sıcak olduğundan üstümü çıkardım. Pikenin altına girip derin bir uykuya kapadım gözlerimi.
Alarmım 06.00'da çaldı. Gözlerimi yağmurlu geçecek bir güne açmıştım çünkü hava bozuktu ve karanlıktı. On dakikada eşofmanlarımı giyip yarım saat, bir saat koşacaktım. Genelde öyle yapardım. Her zaman erken kalkmak bünyeme iyi gelirdi. Daha dinç hissediyordum. Evden çıkıp sitenin koşu parkuruna doğru koşmaya başladım. Yarım saat koştuktan sonra eve geri döndüm.
Terlemiştim , duşa girmem gerekliydi. Gecikmemek için için kısa bir duşa alıp lacivert takımımı giydim. Hiçbir şey yemeden ama filtre kahvemi içip evden çıktım ve şirketin yolunu tuttum.
Şirkete geldiğimde saat 07.45' ti. Ayşen benimle gelememle ayağa kalkıp odama peşimden girdi. "Efendim Araplar trafiğe takılmışlar bu yüzden de toplantıya 08.30 gibi başlamamamızın sizin açınızdan bir mahsuru var mı?" Dedi. Bu toplantı o kadar önemli olmasaydı belki de toplantıyı iptal edebilirdim ama şu an kritik bir sözleşme imzalamak üzereydik o yüzden de karşı tarafa olduğunca iltimas göstermeye çalışıyordum. Sıkıldığımı belli edercesine başımı sallayıp Ayşen'i onaylayınca elimi çıkması için havada salladım.
Araplar hele şükür ki gelebilmişti. Toplantıya yarım saat geç başlamıştık ve şimdi de bir saate bitecek gibi değildi konuştuğumuz mevzular. Dedemin söylediği derneğe gitmem de gerekiyordu. Kafamdan şimdilik bunu attım ve toplantıya odaklandım.
Toplantının nihayet sonuna gelmiştik. Avm için ortaklık anlaşması imzalanmıştı ve bütçe konuları gibi önemli konuları da halletmiştik.
Saat 10.30' du. Geç kalmıştım derneğe gitmek için. Ama bir ümit gitsem iyi olurdu. Normalde iş hayatında bu tarz gecikmeleri sevmezdim. Ama olmuştu işte bir kere. Aceleyle Ayşen'den derneğin konumunu atmasını istedim. Tam çıktım ki. Pelin'le karşılaştım. Pelin " Nereye böyle" dedi. " Sonra anlatırım " deyip kolunu okşadım ve yanından geçip gittim.
Yarım saatte derneğin önüne geldim. Arabayı park edip indim hemen. Koşar adımlarla derneğe girdim çünkü hem geç kalmıştım hem de oluk oluk yağmur yağıyordu.
Girdiğim kapıdan öyle hızlı çıkıyordum ki yukarıdan inen kişiyi görmedim bile ve sert şekilde çarptım birine. Bir kadına... Gözleri çok masum bakan bir kadına...

Sev, Şükret, Dua EtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin