Bölüm 5- Yapma bunu bana!

84 7 4
                                    

Multimedya:Poyraz

"Poyraz?!?!"

Karşımda duran uzun boylu sarışın, mavi gözlü, sert bakışlı adama şaşkınlıklarla bakarken tüm ilgiyi üzerime çekmiş olmalıyım ki Deniz dahil herkes bana bakıyordu.

"Siz tanışıyor musunuz ?"

Sesi tahmin ettiğimden de yüksek çıkmıştı. Sinirli bakan gözleri, gerilen karın kasları , kasılan çenesi ve kıracak gibi sıktığı dişleri her an birini öldürebilecek gibi duruyordu. Poyraz bana doğru birkaç adım attı. Gözlerini gözlerimden ayırmadan konuştu.

"Hazal.. Seninle bir daha karşılaşacağımı tahmin etmezdim. Ne işin var burada ?"

"Giden sendin Poyraz. Beni ortada bırakan sendin. Çekip gidiyorsun ve sonra hesap soruyorsun benden."

"Size burada ne oluyor dedim !? Hazal cevap ver nerden tanıyorsun bu adamı ?!!!"

"Deniz bak bunları sonra konuşalım. Şuanda gerçekten açıklayamam. Oldukça şaşkınım şuanda zaten."

"Deniz ? Siz nerden tanışıyorsunuz asıl onu açıkla bana ?" Sesi gür ve hesap sorarcasına çıkmıştı.

"Bu seni ilgilendirmez. !"

"Haha asıl en çok beni ilgilendirir. Çünkü benim kızımın kiminle arkadaşlık yaptığını bilmem gerekir değil mi ?"

"Senin kızın mı !!" Bakışları bana çevirilince gerçekten korkmaya başlamıştım.

"Poyraz kendini avutmaktan vazgeç. O günler eskide kaldı. " sesim oldukça sakin ve kararlı çıkmıştı.

"Hayır güzellik. Seni bulmuşken bir daha bırakır mıyım sanıyorsun ?"

"Hazal yürü gidiyoruz !" Kolumu çekiştirmeye başladığında sürükleniyordum resmen.

"Deniz!! Bırak o kızı yoksa senin için iyi olmaz dostum. "

poyrazın sesiyle arkamı döndüm fakat korkudan bayılacak gibi oldum resmen. Hepsi ellerindeki silahları bize doğrultmuşlardı.

Arkamızdaki adamlar da silahlarını bellerinden çıkardılar.

"Ya öyle mi ? Poyraz ne zamandan beri benim olan birşeyi sana verdiğimi gördün ha?"

"Şuandan itibaren. "

"Yanılıyorsun. " Elindeki silahın emniyetini açtı. Poyraz'a doğrulttu. Deniz beni arkasına itti. Bu izbandutlarda benim önüme geçerek Denizin arkasında siper aldılar.

Poyraz'ın silahından bir el ateş sesi çıkınca çığlık attım. Allah'ım benim ne işim var burada.

"Yapmayııın ! Yeter. Korkudan öldürmeye mi çalışıyorsunuz beni! Buradan herkes sağlam çıkacak, duydunuz mu beni !"

Hepsinin bakışları üzerimdeyken Poyraz söze atladı.

"Seçim yapman gerekecek Prenses. Deniz ya da ben. Buradan bir kişiyle çıkacaksın. "

"Hiçbirinizle çıkmayacağım buradan. Deniz'i tam olarak tanımıyorum ve sana gelince beni yarı yolda bırakıp kaçan bir korkakla tekrar aynı yola çıkmam ben anladın mı!!"

"Bunların hepsinin bir açıklaması var elbet. Ne için gittiğimi bile sormadan bana korkak diyemezsin. Evet korkağım. Seni kaybetmekten korkuyordum. Bunun için bırakıp gittim seni. Peşinde kimler olduğunu bilmiyordun Hazal. Seni korumak için senden uzaklaşmam gerekti anla artık bunu!"

"Yeter! İkinizde umurumda değilsiniz. Hiçbiriniz bana sahip değilsiniz. Beni korumaya çalışmayın. Bundan sonra normal bir hayat istiyorum. Mafyalarla işim olmaz !"

Hiçbir cevap beklemeden kapıya yöneldim. Kapıdan çıktıktan sonra arkamdan bağıran Deniz'in sesini duydum.

"Beni bırakıp gidiyor musun Hazal!? Karanlıkta yalnız mı bırakıyorsun beni! Hazal ben karanlıktan korkarım , gitme!"

"Güneşimi elimden alma benim. Aydınlığımı geri ver bana Hazal! Zifiri karanlıkta yolumu bulamam ben! "

Bir mafya bana yalvarıyor muydu ? Deniz işimi zorlaştırma lütfen . Bunu yapmak zorundayım.

"Ben yokken nasılsan o haline dön Deniz! Çünkü hayatında hiçbir zaman ben olmayacağım. Ne senin ne Poyraz'ın. "

"Kaybetme beni kendimde. Kaybolurum sensizliğin içinde sonra. Ben bile bulamazken kendimi , sen olmadan çıkamam ortaya. Yapma bunu bana! Beni benden alma. Nefesimi çalma benden! Gözlerinin maviliğini kaçırma benden! Mahrum bırakma kokundan! Yapma bunu bana.

. "

Gecemin GündüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin