Bölüm 13- Gerçekleri öğrenmenin vakti geldi.

25 3 2
                                    

#POYRAZ'IN AĞIZINDAN#

Televizyonda gördüğüm haberle olduğum yerde kalakaldım. İsmet ÇETİNER dediği adam Hazal'ın babası mıydı ?? Hemen kafamı çevirdim Ona baktığımda ne ağlıyordu ne de gülüyordu. Sadece boş boş ekrana bakıyordu. Bu olayın peşini kesinlikle bırakmayacaktım.

"Kalk , kalk hadi oturma öylece. Ben bu işin peşini bırakmayacağımı biliyorsun. Daha fazla da ağlama gözlerin kan çanağına dönmüş. Yukarı çıkalım biraz dinlen. Bende bütün olan bitenleri araştırayım. Olur mu ?"

Elinden tutup yavaşça kaldırdım. Halsiz bedeni artık kendini taşıyamayacak gibiydi. Kucağım aldım merdivenlerden çıkarak odaya girdim. Yatağa bıraktım. Üzerine yorganı çekip anlına bir öpücük kondurdum.

Montumu alıp beremi taktım. Ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Elime telefonuma attım. Telefonumu çıkarıp Barış'ı aradım.

" Efendim abi. "

"Br sıkıntımız var. Bana İSMET ÇETİNER'İ araştırmanı istiyorum. "

"Tamam ama neler olduğunu anlatman lazım önce."

"Siktir et sonra anlatırım tamam?"

Cevap vermesini beklemeden telefonu suratına kapadım.

Yolda yürürken cebimden çıkardığım sigara paketimden bir adet sigara çıkardım. Gümüş çakmağımla sigaramı yakıp çakmağı cebime koydum. Sigaramdan büyük bir nefes çekip dışarı üfledim.

Sahile gelmiştim farkında olmadan. Boş bir bank görünce hemen oturdum. Dalgaların sesi ben büyük bir karmaşaya itiyordu.

Hazal'ın tek güvendiği insan bendim. Bu durumda benim hata yapmam imkansızlaşıyordu. Onun benim desteğime ihtiyacı vardı. Bütün bunlarla tek başına mücadele veremezdi.

Bir anda aklıma annesi geldi. Meral teyzeyle baya bir zamandır görüşmüyoruz. Tüm olanları sanırım ondan öğrenmem gerekecek.

Bir kardeşi olduğunu söylemişlerdi fakat babasının öldürdüğünü bilmiyor muydu yani ? Bu kadar da kötü bir durum olmazdı. Öz kardeşini öz babası öldürmüştü.

Hemen telefonumu çıkardım. Meral teyzeyi aradım. Fakat cevap vermedi. Tekrar denedim bir iki kere çaldıktan sonra açtı telefonumu.

"Alo Meral teyze."

"Alo Poyraz oğlum? Nasılsın nerelerdeydin sen böyle ha ?"

"Biraz tatil vakti gelmişti diye düşündüm teyzeciğim.. Ben seni ne zamandır görmüyorum. Bir yerlerde buluşalım mı ya da sizin eve gelebilirim ?"

"Yok oğlum evde değilim şuanda. Neredesin söyle bakalım sen ben en fazla yarım.saat sonra ordayım. "

"Gelip alayım mı isterseniz ?"

"Yok saol oğlum ben gelirim yerini söyle yeter ki."

"..............."

"Tamam yavrum ben gelirim yarım saate hadi öpüyorum kocaman kendine iyi bak."

"Sizde kendinize iyi bakın bekliyorum ben."

Telefonu kapattıktan sonra sigaramdan son bir nefes çekip yere attım. Ayağımla üzerine bastım.

***

Yarım saat geçmeden Meral teyze gelmişti bile.

" Bana açıkça herşeyi anlatmanızı istiyorum. Babası hakkında ve kardeşi hakkında."

"Peki. Sen istedin.

Bizim Hazal'dan önce bir çocuğumuz olmuştu. Adı Pelin. Biz o zamanlar çok zengindik. İstemeyeceğimiz kadar paramız ve ünümüz vardı. Pelinden 2 sene sonra Hazal doğdu. O zamanlar biz İsmetle çok kavga ederdik. Artık birbirimizden bıkmış hale gelmiştik. Bir gün yine kavga ederken İsmet çok ileri gidip bana tokat atmıştı. Pelin bunu hazmedemeyip babasının karşısında durup ona diklenmişti. Tabiki İsmet asla böyle bir şeye katlanamaz. Cezasını çekmesi için onu bir odaya kapattı. Beni de dövüp evden kovmuştu. Tel başıma sokakta kalmıştım. Gidebilecek sadece ablamın evi vardı . Bende ona sığındım. Ne olduysa o gece oldu. ... "

Bir an duraksadı. O olayları hatırlamak istemediği besbelliydi. Ama bana herşeyi açıkça anlatması lazımdı.

"Devam edin lütfen. Ne kadar zor olduğunu biliyorum ama herşeyi öğrenmem gerekiyor. "

"Ah tamam... İsmet bir an ki delilikle Pelin'e tecavüz etmiş. Hazal da bunlara canlı canlı şahit olmuş. O anlar orada yoktum ama Hazal'ı dışarı çıkarıp Pelinin işini bitirmiş olabilir. Ah tatlım. Bu benim için ne kadar zor olabileceğini biliyor musun ? Bunu Hazal'a nasıl söylerdim ben ? Bu nedenle kardeşinin kanserden vefat ettiğini babasını da bizi bir kadın için terkedip gittiğini söylemek zorunda kaldım. Oysaki babası hapishanedeydi.. Bunu o istedi. Söyleme yoksa onun için çok daha ağır olur demişti... Bu nedenle söylemedim gerçekleri. Ama medya sınır tanımıyor Poyraz. Mecburen öğrenmek zorunda kaldı o da. "

"Bu iğrenç bir şey.Bu yaptığınız.."

Hemen ayağı kalktım. Sözlerime devam ettim.

"Sizden ömür boyu nefret edecek! Bunu nasıl hesaba katmazsınız ?"

"Bak Poyraz.". Ayağı kalkıp omuzuma dokundu.

"Bu onun psikolojisi içindi. "

Artık sinirlerime hakim olamıyordum.

"Lan şimdi çok mu iyi psikolojisi ha !!!"

"Sen bu konuda bizi yargılayacak hakka sahip değilsin. !"

Onun da sesi yükselmişti. Ama sanırım yediği haltı iyi bir şey sanıyordu.

"Emin olun ben bile Hazal'a karşı sizden daha dürüstüm. !"

Daha fazla konuşacak olursam elimden bir kaza çıkacaktı. Hemen arabama atlayıp oradan uzaklaştım.

***

Eve yaklaşmıştım. Ama eve girmeye ve gerçekleri söylemeye çok korkuyordum. Hazal'ın daha da gözlerimin önünde yıkılmasına dayanamazdım. Ama mecburdum.. Herşeyi öğrenmesi lazımdı. Vakit gelmişti...

Arabadan inip kilitledim. Evin kapısını anahtarla açıp içeri girdim. Sabahki televizyon bu sefer karıncalıydı. Ve tiz bir ses çıkarıyordu.

Korkmadım değil..

Hızla merdivenlerden yukarı çıkıp Hazal'ın odasının kapısına geldim. Kapıyı açtığımda gördüğüm şeyin Hazal olmadığına yemin edebilirdim.

Korkudan dizlerim titriyordu. Evet ilk defa gerçek anlamda korkmuştum.

"S-sen kimsin... H-Hazal'a ne yaptın ?"

Gecemin GündüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin