Bölüm 18

11 1 0
                                    

Hikayeyi bitirmek istemiyorum. Yeni bölümler devam edecek. Okuyucu sayısını da yükseltmek için uğraşacağım. Daha iyi ve uzun bölümler yazmaya gayret edeceğim.

****

"Bir daha böyle bir şey olsun istemiyorum. Nasıl merak ettiğimin farkında mısın sen lan! Delirtecek misin sen beni kızım? Kapıyı üstüme kilitliyor bir de! Bendeki de ne şanssa telefonumda aşağıda kalıyor. Deliriyordum ben burada yemin ederim."

Belki de daha fazla konuşmuştur ama hiç birini dinlemedim. Zaten bir ton laf salatası yaptı. Geri kalanı ise beni azarlamakla geçmişti. Ama benim aklım hala ölen kardeşimdeydi. Bana hatırlayabileceğimi söylemişti. O zamandır ise hatırlamaya çalışıyordum. Sadece o şarkı tanıdık geliyordu. Ama nereden olduğunu hala anlayamıyordum.

"Bak birde beni dinlemiyor! Kızım senin yerine ben delirdim ben!"

Birden yerimden kalktım. Olabildiğince sinirlenmiştim. Yeter artık karşısında bir çocuk yoktu.

"Aaa yeter be. Sadece sen haklısın değil mi! Ben hep suçluyum. Ama sen hep benim arkamı toplarsın değil mi? Neden bir kere de arkamda değil de yanımda olmuyorsun?! Neden yaşadığım bunca şey üzerine bana destek olmak yerine bana bağırıp çağırıyorsun? Sanki senin mi başına geldi bunca olay? Neden sen deliyorsun? Sırf biraz yalnız kalmak istediğim zaman peşimden gelme, birazcık da olsa beni rahat bırak diye, kapıyı üzerine kilitledim diye mi?! Neden bu olayı bu kadar uzatıyorsun? Neden bana destek olmuyorsun? Sen delirmek üzere olabilirsin ama ben zaten delirdim bile! Ama sen anlamamayı tercih ediyorsun. Çünkü sen Poyraz Güner'sin değil mi? Yenilmez, güçlü, bir dediği iki edilmeyen, kendini beğenmiş bir mafyasın değil mi?! Ama ben senden korkmuyorum. Bunu yıllar önce kanıtladığımı sanıyorum sana?! Ve yeter artık. Beni tıpkı bir çocukmuş gibi azarlayamazsın. Bugün doğum günüm olduğundan haberin var mıydı bay kas yığını ! Haha. Tabi yoktu. Çünkü sen burada bana bağırmak ile meşguldün. Bak saat 12 yi geçiyor. Yani doğum günümü bana bağırarak kutladın. Çok teşekkür ederim Poyraz. Çok sağol."

Bu kadar bağırdıktan sonra sesim sonlara doğru iyice kısılmıştı. Boğazıma oturan yumru ile yutkunmaya çalıştım. Artık ağlamaktan gözlerim şişmişti. Sesim kısılmıştı ve daha da önemlisi o kadar yorgundum ki ayakta duracak gücü bulamıyordum. Hemen hızlıca merdivenlerden yukarı çıkarken omuzumun üstünden Poyraz'a baktım.

İlk defa gözlerinin dolduğunu görüyordum. Sanırım ilk defa doğum günümü unuttuğu için olduğunu tahmin ediyorum.

Hızla yukarı çıkıp odama girdim. Kapıyı sertçe çarpıp kilitledim. Merdivenden gelen ayak seslerini duyuyordum. Işığı açma gereği duymadan üstümdeki kıyafetleri tek çırpıda çıkardım. Duvarın en köşesine gidip cenin pozisyonunu aldım. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Poyraz kapıya gelip yumruklamaya başladı.

"Hadi güzelim. Kapıyı aç ve konuşalım. Gerçekten ama gerçekten çok özür dilerim. Hadi lütfen aç şu kapıyı."

Hıçkırıklarım daha da artmaya başladı. Artık yerde yatarken saçlarımı çekmeye başlamıştım.

En son hatırladığım şey ise kırılan bir ayna, kırılan bir kapı ve Poyraz'ın suratıydı...

Gecemin GündüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin