"kendini Parçalamak İstemiş Sanki"

6.1K 634 689
                                    


Odaya hakim olan sessizliği kimsenin bozmaya niyeti yok gibiydi. Felix Sırtını kapıya yaslamış vereceğimiz tepkiyi beklerken bakışlarını bana çevirdi. Göz göze geldiğimiz de ondan bakışlarımı çekip önüme döndüm.

Birkaç saat önce bana attığı o bakışlardan sonra ona bakamaz olmuştum. Sanki tekrar bana öyle bakacak ve yine ezilecektim altında.

Seungmin kaşlarını çatıp Felix’e döndü.

“Neden uyanık değil?” Bakışlarım Yatakta yatan çocuğu buldu.

Bizimle yaşıt gibiydi. Belirgin yüz hatları ve dağınık siyah saçları vardı. Üzerinde yorgan olduğu için nasıl bir vücuda sahipti bilmiyorum ama omuzlarına bakılacak olursa iyi bir vücudu vardı. Fazla zayıfta olabilirdi.

“Uyuşturucu verdim” Seungmin’le aynı anda başımızı çevirip rahatça bizi izleyen Felix’e baktık. Uyuşturucu mu vermişti? Neden ki?

“Neden?” Seungmin fazla kuşkulu görünüyordu. Sanki Felix’in kötü bir şeyler çevirdiğini anlamış ve bu düşüncesini kesinleştirmeye çalışıyordu. 

Felix yaslandığı kapıdan ayrılıp bize doğru yaklaştı ve yanımızdan geçip gitti. Onu takip eden bakışlarımız Çocuğun yatağında son bulurken Felix, Yatağın ucuna oturup bakışlarını çocuğa çevirdi.

“Durumu kötüydü bende bayıltmak zorunda kaldım. Her neyse çok kalmayacak zaten, iyileştiğin de bizim eve gidecek. O zamana kadar birisine ihtiyacı var”

Kaşlarımı çatsam da en başından yaptğım gibi yine sessiz kaldım.

Benim yerime Seungmin konuşuyordu ki dudağındaki yara nasıl acımıyordu hiç bilmiyordum.

“Bu duruma nasıl düştü? Durumu ağırsa hastaneye gitmeli” Seungmin çocuğu kontrol etmek için yanına ilerlerken Felix başını iki yana sallayarak ona baktı.

“Hastaneye gidemez çünkü kimliği yok” Seungmin’in bıçak kesilir gibi kesilen adımları aynı benim nefeslerim gibiydi.

İkimizde büyümüş gözlerle Felix’e baktığımız da Felix bakışlarını çocuktan ayırıp Seugmin’e döndü.

“Geldiği yerde Kimlik kullanılmıyor” Kırmızı Şehir… Geldiği yer orasıydı ve orada Kimlik yok muydu? O yüzden mi Chan, buraya gelmesini söylediğim de gülmüştü? Gelemezdi çünkü kimliği yoktu ve Son zamanlarda yaşanan birkaç olay yüzünden kimlikler sürekli kontrol ediliyordu.

Seungmin dudağını yalayıp tamamen Felix’e döndü ve tek kaşını kaldırıp sorgularcasına baktı.

“Nereden geldi?” Diye sorduğun da sesinde ki ton ürperticiydi. Sanki nereden geldiğini biliyor ama öyle olmamasını umuyor gibiydi. Felix Bir süre ona baktı.

Söyleyip söylemeyeceğini karar vermeye çalışıyordu sanki. Dudaklarını birbirine bastırırken gözlerini Seungmin’den çekti ve tekrar çocuğa çevirdi.

“Sokaklardan, Yani evsiz” Seungmin’e güvenmemiş ve yalan söylemeyi tercih etmişti. Yanlış yaptığının farkında mıydı? Seungmin çok sürmeden gerçekleri öğrenecekti ve bu sefer aralarındaki o soğuk duvar daha da kalınlaşacaktı.

Seungmin sır tutmasını bilen birisiydi ve ne kadar bizim güvenliğimiz için onu istemese de zor durumda olan birisini dışarıya atmazdı. Fakat Felix, Seungmin’i tanımıyordu ki? İkisi de birbirine izin vermemiş ve yan yana geldiklerinde hep soğuk davranmışlardı birbirlerine.

Felix, sanki yeni aklına gelmişim gibi bakışlarını bana çevirdi. Konuşup konuşmayacağımı, onu ispiyonlayıp ispiyonlamayacağımı anlamaya çalıştı. Birbirimize kenetli gözlerimiz çok takılı kalmadı. Çünkü hiç tepki vermeden ona attığım soğuk bakışlarımı umursamazca çektim ondan.

Whose gaze is this |HYUNLİX|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin