Karşımda bana alayla bakan Felix’e şokla baktım. Cidden oydu değil mi? Uykumdan uyanamamışta olabilirdim ama Bakışları… Felix’ti işte.Neden en uygunsuz zamanda geliyordu bunlar Ya? Hayır Felix sorsa, Yongbok ile neden Sarmaş dolaş uyuyordunuz diye, ne diyeceğim?
Aklıma gelen konuyla yattığım yerden doğruldum ve Felix’in üzerine atladım. Yakasını kavrarken Bana rahatça bakan Felix’e bağırdım.
“Telefonumu almadan nereye gittin lan sen?! Babam anlamasın diye kaç takla attım ben haberin var mı?!”
Karnına oturduğum Felix bana, sanki ona hiç bağırmıyormuşum ve yakasına yapışmamışım gibi rahatça baktı. Elleri Ellerimi çekmek için bileğimi kavrarken açılan kapı ile ikimizin de bakışları onları buldu.
“Neler oluyor burada?” Seungmin, Şaşkın bir şekilde bize bakarken Jisung elini ağzı ile kapatıp Seungmin’e yaklaşarak konuşmuştu. Keşke sessiz konuşsaydı da Ağzını kapatmasının bir amacı olsaydı.
“Yanlış zamanda geldik sanırım” Gözlerimi devirip Felix’in yakasını bıraktım ve doğruldum.
“Yok bir şey” Diyerek geçiştirdiğim de Seungmin bana kuşkuyla bakmış ama inanmasa da inanmış gibi yapmıştı.
“İyi, aşağıya gelin kahvaltı hazır” Diyip ikimize de bakmış ardından Jisung kapıyı kapatırken bana gülmüştü.
“Sizi hiç bölmemişiz gibi devam edin lütfen” Ona dil uzattığım da bana öpücük atmış ve kapıyı kapatmıştı.
Bakışlarımı Felix’e çevirdiğim de bana baygınca baktı ve kolunu uzatıp belimi tuttu. Ardından birden beni üzerinden yatağa itip doğruldu.
“Burası kimin evi?” Bakışlarını yabancı odada gezdiren Felix, ona attığım kötü bakışların farkına varmayınca vaz geçtim ve yataktan kalkıp bozulmuş Üzerimi düzelttim.
“Jisung’un” diyerek yanıtladım onu. İlk hatırlamamış olsa gerek bana boş boş bakmıştı. Ardından başını sallayıp ayağa kalktı ve üzerinde ki kıyafetlere baktı.
Bakışları tekli koltukta duran okul kıyafetlerini bulduğun da oraya ilerledi ve üzerinde ki kazağı çıkardı. Rahatlığı karşısında şoka girsem de tabiî ki gözlerimi kapatmadım.
Bu şansı kaçırır mıydım? Tabiki hayır. Rahatsız oluyorsa gitsin Banyoda giyinsin de zaten rahatsız olmadığı belliydi.
Üzerine okul gömleğini geçirirken aklıma takılan konuyla kaşlarımı çattım. Felix neden gelmişti? Yongbok benden kaçmamıştı aksine bana gece sarılmıştı. Dediğine göre Felix kendi isteği ile çıkan birisi de değildi. E o zaman bu neden geldi aq? Tamam geldiğine sevinmiş olabilirim sonuçta artık telefonuma kavuşabilirim ama neden geldi yani?
Ona sormak için tekrar baktığım da üzerini giymiş olduğunu ve gömleğinin kolunu düzelttiğini gördüm.
“Felix?” Başını kaldırıp bana baktığın da yatağın ucuna oturdum ve ellerimi yatağa koyarak yükümü geriye verdim. Bana “Ne var?” Dermiş gibi olan bakışları üzerimde gezinirken boğazımı temizledim.
“Neden geldin? Yongbok kaçmadı dün” Sanki sormamam gereken bir şey sormuşum gibi bakışları birden sertleşti ve kahve gözleri dipsiz bir kuyuyu andıracak kadar koyulaştı.
Neden sinirlenmişti birden? Yanlış bir şey sorduğumu düşünmüyordum.
“Neden gelmişim gibi duruyor” Diyip gömleğinin kolunu sıyırdı ve bandajlı bileğini gösterdi. O… Yongbok zarar gördüğü için mi gelmişti? İşte bunu beklemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Whose gaze is this |HYUNLİX|
FanficGlances serisinin 1. Kitabıdır. . . Adranelin aşığı Hyunjin, Bir suçlunun çocuğuna aşık olma hayalleri kurarken hiç beklemediği iki kişiye aşık olmuştu Peki hyunjin Kimi seçecekti? Sessiz ve utangaç olan masum çocuğu mu? Yoksa; Zeki ve tehlikeli o...