Anlamıyordum. Kendime salak falan çok derdim ama tek ben değilmişim anlaşılan. Jeongin'in ev de kalmasına nasıl izin verilmişti? Delirmek üzereyim, ya bir daha ona zarar verirse? Bu sefer Cidden onu kimse elimden alamazdı.Seungmin’i nasıl kandırmış ve kendi tarafına çekmişti hiçbir fikrim yoktu. Bahçeden sonra içeri girmiş ve ben direkt üst kata çıkmıştım. Seungmin ve Jeongin oldukça samimi(!) bir şekilde konuşuyorlardı. Sonra da bana onun benim evimde kalacağını söylemişti. Çıldırmama ve bağırmama rağmen Seungmin beni odaya çekmiş yine o öldürücü ses tonu ile beni tehdit etmişti. Neyle tehdit etti… O gün okula gitmeyip üstüne telefonumu kabettiğimi babama ispiyonlamakla.
Bende susmak zorunda kalmıştım. Tek umudum, babamın bir an önce gelmesi ve o çocuğun evimden gitmesiydi.
“Hyunjin!” Camdan dışarıya baktığım bakışlarımı hızla çevirirken fizikçinin bana cetvelini uzattığını gördüm. Lan ne ara fizik dersine geçtik biz?
“Evet hocam?” Kare gözlüklerinin üstünden bana bakıp cetveliyle tahtayı gösterdi.
“Soruyu yap bakalım” Yanımda sessizce gülen Jisung’un koluna dirseğimi geçirirken inlemiş ve sınıfın bize dönmesine sebep olmuştu. Hay sizin…
“Hocam, benim ayağım şey de yürüyemiyorum. Ah! Valla çok acıyor hocam bakın! Ah!” Eğilip ayağımı tutarken inanması için yüz ifademi ağlamaklı yaptım. Seungmin başını iki yana sallayıp önüne dönerken Jisung daha da güldü.
“En son ayağına asit dökülmemiş miydi senin? ” Nereden hatırlıyor onu mk?
“Yok hocam, asit sanmıştım çamaşır suyuymuş.” Sınıftan gelen gülme sesleri ile gözlerimi devirdim. Siz anca gülün ben burada can çekişiyorum.
“Hyunjin, hemen tahtaya çık yoksa performansından 20 puan düşerim, yapamazsan da 10 puan” 20 ne lan?!
Bakışlarım bana eğlenerek bakan Felix’i buldu. Bir dirseğini arka sıraya yaslamış ve bana dönmüştü. Tarz farklarını belli etmemek için Yongbok gibi saçlarını önüne indirmiş ve kıyafetleri Aynı seungmin gibi düzgündü. Yüzünde ki ifadeyi saymazsak. Nasıl eğleniyor be bu halimden.
Ona attığım kötü bakışlara daha da gülerken yavaşça ayağa kalktım. Yalanım ortaya çıkmasın diye topallasam mı acaba?
Gerçi zaten yalan söylediğim belliydi. Hocanın uzattığı kalemi alırken soruya baktım.
Bu hangi konu be?Başımı çaktırmadan Seungmin’e çevirirken çoktan soruyu çözmüş ve beni izlediğini gördüm. Dudağımı oynatarak “Fs ne lan?” Diye sorduğum da gülmüş ve bilmiyorum dercesine omuz silkmişti. Hain pislik.
Bilmediğim bir şeyi nasıl bulayım be ben?“Bakışlarınla tavlayıp kendi kendine mi çözmesini bekliyorsun oğlum, çözsene” Çok komik, gıcık oldum bu hocaya. Önceden de gıcıktım. Hep beni çıkartıyor pezevenk. Jisung yanımda uyusun, telefonu ile oynasın götü-ay gözüne ben batayım.
“Hocam” Felix’in sesiyle arkamı tekrar dönerken Elini kaldıran felix tekrar indirdi ve bana kısa bir bakış atıp hocaya döndü. Kim bilir neler diyecekte gömecek beni.
“Hyunjin çıkışa kadar çözemez, sonra ki soruyu çözebilir miyim?” Yok aq ben dün bunun bana aşık olduğunu mu düşündüm? Aşk dönmüş kıçını yatıyor bunda valla. Gömmek için yer arıyor ya.
“Gel” Diyerek diğer kalemi de Felix’e uzatan Hocaya attığım kötü bakışlarımı soruya çevirdim ve kalemimi uzattım. En azından bir soruda ki şekli temize çıkarayım da bir şey yazmış olayım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Whose gaze is this |HYUNLİX|
FanfictionGlances serisinin 1. Kitabıdır. . . Adranelin aşığı Hyunjin, Bir suçlunun çocuğuna aşık olma hayalleri kurarken hiç beklemediği iki kişiye aşık olmuştu Peki hyunjin Kimi seçecekti? Sessiz ve utangaç olan masum çocuğu mu? Yoksa; Zeki ve tehlikeli o...