16.bölüm*Sana açılan yollar*

700 57 31
                                    

Keyifli okumalar dilerim çiçeklerim. Baya uzun zaman sonra buradayım. Selamun aleykum dostlar🌹

Seninle yaşamak nasıl bir duygu bilmiyordum sevgilim, günleri saydığım zamanlar geçti. Şimdi saatin yolunu gözlüyorum... sana olan sevdam hiç dinmeyecek gibi. Bu yürek hep ilk günkü gibi yanacak...

(Medyada biz saklıyız)

🌹

İnsan kendini farklı zannediyor. Herkes ben bu dünyaya farklı bir amaç için geldim onu yapmam lazım onu yaşamam lazım bir şey bulmam lazım deyip duruyor. Fakat hiçbir şey yaptığımız yok. Öyle yaşıyoruz, yiyoruz, içiyoruz, yatıyoruz. Başka hiçbir farkımız yok bu hayatta...
Güzel bir insan olmaya çalışsak, bir fidan diksek, bir çocuk sevindirsek sevdiğimize kavuşsak ah ne güzel hayaller bunlar.

Uzun zamandır hayalini kurduğum düş gerçek oluyordu. Bu akşam Albay Ali ve ailesi görüşmeye gelecekti. Aslında herzaman gördüğümüz insanlar olduğu için kendimi kasmıyordum ama bu kez farklı bir amaç için gelecekleri için mutluydum.
Dün işten izin almıştım çünkü annem temizlik yapacağız diye tutturmuştu. Bence o kadar abartmaya gerek yoktu. Çünkü annem herzaman temiz ve düzenliydi lâkin bunu bizim annelerimize anlatmak çok güçtü. Onlara göre herzaman bu ev pis ve kirliydi. Her hafta sonu tek izin günümde dinlenmek yerine temizlik yapmalıydım. Ha birde erken kalkmak... Tabiki annemin dediği oldu. Izin aldım ve öğleye kadar dip köşe temizlik yaptık daha sonra ikramlık bir şeyler hazırladık. Bunun için yardımcı olan canciğer canım arkadaşlarım vardı. Ekim ve Aydil.

Ekim daha fazla dayanamayıp konuştu. "Allah'ın aşkına Fatma teyze yeter artık. Kız bahanesi ile hem yaz hem kış temizliğini yaptık üstüne üstlük sanki tanımadığın insan gibi bize kırk çeşit ikram yaptırdın ya. Dur bi dur. Nolursun sarma sarmaktan parmaklarım buruştu."

"Bu diyeceğime inanamıyorum ama bu mevsimlerin gülü doğru söylüyor anam. Yapma etme eyleme" diye mızmızlanmaktan başka bir şey yapmadım. Aydil'i dürterek bizden taraf olması için zorladık. En sonunda o da bir iki şey söyledi işte. Annem dayanamayıp bizi saldığında odama giderek yatağıma kendimizi bıraktık. Zaten her şey yeterince hazır ve nazırdı...

Sardunya kişisinden mesaj;
Yaşıyor musun çiçeğim?

Pek sayılmaz:'(

Sardunya kişisinden mesaj; Heyecandan mı?

Çalışmaktan be oğlum... yazarak mesaj bölümünden çıktım. Ne kadar da odun heyecansız duruyorum değil mı? Ne yapabilirim ki duygularımı yansıtamam ben. Azıcık yani belki birazcık yapabilirim.

Biraz nefes aldıktan sonra kalkıp akşam yemeği hazırladık ve hep birlikte yemek yedik. Bulaşıkları toparladığımız gibi giyinmeye gittik. Zaten bu bir görüşmeydi istemeye veya nişan değildi. Sarı bir elbise almıştım daha doğrusu krem bir elbiseydi ama etek ucu, balon kolları ve yakasında sarı şeritler vardı. Saçlarımı düzleştirmiştim baş taraflarını örmüş arkaya doğru bağlamıştım. Ekim beyaz tişört ve pantolon ile kalmaya devam ederken hanım hanımcık Aydilimiz kendi dükkânından tasarım şeyler giyip gelmişti.

Zilin çalmasıyla kapıya koşturduk. Halil bile gelmişti ben şok. Neyse kapıyı açarak onları buyur ettik annemler selâmlaşıp teker teker içeriye geçtiler. Nadide ile uzunca sarılıp tebessüm ettim. Müstakbel sevgili görümceme... Pek sevdiğim sevgilim ise elinde tatlı ve hoş bir buket çiçek ile karşımda duruyordu. Hey gidi günler hey... Babanızın çiçek serası olsun. Oğlan çocuğu gitsin çiçekçiden çiçek yaptırsın olacak iş değil. Alıp gelsene bir saksı ama yok hep şekil şukul şeyler.

Çiçek Kız Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin