10.bölüm*Başlarım senin çiçeğine*

930 76 45
                                    

Keyifli okumalar dilerim çiçeklerim.

Acı çekmek, dikkatini bir şeye en üst düzeyde vermek demektir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Acı çekmek, dikkatini bir şeye en üst düzeyde vermek demektir. -Paul valery

🌹

Dikkatimi toplamayı yıllar evvel öğrenmiştim. Yaptığım işe konsantre olur ve etrafta ki sesleri bırak kişilere bile kulak asmazdım. Kitap okuyorsam içinde yaşıyor, müzik dinliyorsam onu ben söylüyordum. Anın içindeydim ben gerisinden koşmuyor, ileriye bakmıyordum.

Ama şu an sanki vapurlardan çıkan ses bile öylece kalmıştı. Insanlar harekete geçmiş yürüyor, koşuyor bir yere yetişiyordu. Ben ayaklarıma bakıyordum. Ayaklarımın altında ki denize, denizin dibinde ki yosuna, kenarda ki kayalıklara. Gözlerimi öylece dikmiş izliyordum. Kulaklarımda beni sevdiğini söylüyordu. Kalbim ona cevap yetiştiriyor ve cevabını söylüyordu. Sana aşığım ama bu yeterli değil.

Evlilik çocuk oyuncağı değildi en başta. Aksine ciddiydi. Benim yaşım çok büyük değildi. Ne kadar aksini savunursanız savunun. Ayaklarımın üzerinde durmalıydım. Yapmam gereken şeyleri yapmalıydım belki ama en başta aşk ile olacak şey değildi. Aşk geçerdi. Sevda kalırdı.
Tutku geçerdi. Sadakat kalırdı.
Ben geçerdim. Biz kalırdık.
Ama kalmadık.

Albay Ali bana defalarca kez yanımda olacağını söyledi. Bizi bırakmayacağını ne şartlarda olursa olsun görüşeceğimizi. Öyle olmadı ama nasıl ki bir bayram günü onların evinde gülüp eğlenirken onun eve dahi gelmek istemediğini duydum. O zaman bıraktı demiştim. Kalbime sus kulağıma duyma.

O gelmeye bile tenezzül etmediği yerde kendisi bambaşka şehirde ne halt yiyordu bilmiyorum. Ona göre dersleri vardı ona göre yoğundu. Ona göre aklı bendeydi. O beni hiç ağlatmayacaktı. Fakat beni o kadar kimse ağlatmadı. Beni onun kadar kimse yıpratmadı. Onun kadar kimse içimi yakmadı.

Lisenin son günleriydi. Sınıfta ki herkes yaz ayından kalma dövmelerini gösteriyordu. Okullar yeni açılmıştı. Birileri geçici kelebeklerini gösteriyor, birileri ne kadar canının yandığından ve bir ömür saklayacağından söz ediyordu. Albay Ali ile göz göze geldiğimizde tebessüm ederek bekledim. O yanıma oturarak bana baktı. "Neden teneffüse çıkmadın?"

"Bilmem canım istemedi çocukları dinliyordum. "

"Albay abi seninle bizde yaptıralım mı?" diye araya giren Burak'a bakarak gözlerimi devirdim.

"Saçmalama ya Ali'nin canı acımasın" diye araya girdiğimde erkekler iğrenç bir şekilde gülmeye başlamışlardı. Yerimden kalkıp gideceğim sıra Albay kolumu tutarak ona doğru çekti ve omzuma kolunu atarak bana baktı. Gözleri nasıl da sevgi dolu bakıyordu.

"Birlikte yaptırın o zaman sizde kendi canından onu düşünmezsin." dediğinde ben yaptırmak diyerek omzumu silktim. Hocanın gelmesiyle herkes yerine geçerken Albay Ali'nin  yüzünde ki tebessüm hep var olmuştu.

Çiçek Kız Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin